Bir suskun adam
Duvar kenarından izliyor hayatı
Arkasında dağlar yıkılmış;
Yüzünde durur iç yangısının acısı
Masmavi gözleri, dalıyor derinlere
Titrek elleriyle yakıyor sigarasını
Yaşından fazlasına tekabül eder koca koca yanılgıları
Bir sahne canlanıyor hayat filminden,
Saçları kıvır kıvır bir kadın başrolde
Kirpiklerinden damlıyor göğün ağıdı
Acı cümleler dökülüyor gül kurusu dudaklardan
Dinliyor adam, dinliyor...
Kendi filminde figüran oluyor birden, silinip gidiyor ezbere bildiği replikler
Yutkunuyor...
Ağzında beklenmedik bir vedanın buruk tortusu
Tatsız sözcükleri uykusundan ediyor kalbinin gürültüsü
Sıkıyor dişlerini, için için kanatıyor sustukları
Saçlarını son kez rüzgarına savurup gidiyor kadın
Bilmiyor ki, o rüzgar bir kalbe fırtınalar ekiyor
Görmüyor ki bir canı tarumar ediyor
Az ilerleyip tekrar bakıyor adama
Karardıkça kararıyor kadının esmer yüzü
Güpegündüz yitiriyor Güneşi gökyüzü
Karanlıkta kalıyor adam
Zalim hasret askerleri o dakika teslim alıyor kırık kalbi
O an vuruluyor kelepçeler
Mehtapsız, yıldızsız geceye; meftun olduğu esmer tene mahpus oluyor adam
Gül kurusu ince dudakların öptüğü teninin derisi soyulana dek
İnce parmakların gezindiği çehresi her gün bir çentikle tanınmaz hale gelene dek,
Sevdadan arınana dek,
Cefası bitmeyecek...
Ve bir an gelecek;
kuruyan dudaklarını sızlatan Nazım'ın bir dizesiyle zindanından azat edilecek
"Sen de şimdi herkes gibisin...Yazan : sualsiz07
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiir Antolojisi
PoetryŞiir Yarışmaları isimli çalışmamızda oluşturduğunuz şiirler içerisinden haftanın kazananlarını artık 'Şiir Antolojisi' isimli çalışmamızda sizlere sunacağız. Sevdiğiniz mısralara yorumlarınızı bekliyoruz. Şiirle kalın!