- Bölüm 9 -

4.5K 231 23
                                    

Gençler Korku'da 6 , paranormal de ise 7. sıradayız! İnanamadım. Çok teşekkürler! Bu kadar kısa zamanda olduğuna çok şaşırdım. Yeni bölümü erken getirdim bu yüzden. 1000 okuyucu ve +10 vote olsun yb gelecektir. Yorum yapmayı unutmayalım :)

Gözlerimi açtığımda kendimi mum ışığının aydınlattığı o karanlık odada buldum yine. Barkın'nın cansız bedenini aradı gözlerim. Yoktu. Onu almış olmalılardı. Kalbim parçalara ayrılmıştı. Ağlamak gelmiyordu içimden artık. İçim kan ağlıyordu zaten. Saçlarım'a dokundum. Elime Barkın'ın kanı geldi. Sarı saçlarım kırmızı olmuştu sanki. 

Karanlık odanın içinde dolaşmaya başladım. Kapıyı aradım. Nerede olduğum hakkında en ufak bir fikirim yoktu. Muma doğru ilerledim ve onu alıp odayı dolaştım. Kapıyı bulduğum an açtım. Karşımda karanlık bir oda daha vardı. Mum ile dolaşmaya devam ettim. 

Karşımda bir kapı daha belirdi. Onu da açınca karşımda bir kilise salonu belirdi. İsa'nın heykeli beni ürkütmüştü. Kilise ölü bir hayvan gibi kokuyordu. İçerisi çok aydınlık sayılmazdı. Gözümü İsa'dan kaçırdım ve sandalyelere çevirdim. Zar zor bir yüz görür gibi oldum. Yüzünde maske olan bir kadın sıfatı vardı karanlığın içinde. Onu gördüğümü anlayınca ayağa kalktı ve çıkış kapısına ilerledi. 

Onun peşinden gitmek için ilerledim. İlerliyordum ki birden ayağıma takılan ölü bir domuz ile yere yapıştım. Kafası olmayan bir domuzdu bu! Kanlar her yerimdeydi. Domuzun kafası ise hemen karşımda duruyordu. Her yerim kan içerisindeydi. Çığlık attım ve ayağa kalkmak için çabaladım. 

Ayaklarım kayıyordu. Ayağa kalktığımda gözlerimden yaşların aktığını fark ettim. Her yerim domuz kanıydı. Burada Barkın dışında bir kurban daha verilmişti!. Burada ayin düzenlenmişti. 

Etrafıma daha dikkatli baktığımda yerde garip simgeler gördüm. Çığlık atmam bir oldu. Kapıya doğru koştum ve kendimi dışarı attım. Ben İstanbulun hangi semtindeydim. Bura hangi kiliseydi?

Kilisenin adını okumak için dikkatlice kapıya baktım. İsimi silinmişti. Neredeydim ben? Buraya nasıl gelmiştim? Bulunduğum sokağa baktım. Sadece bir ışık aydınlatıyordu sokağı. Devamı karanlığa boğuluyordu. Kilisenin yanındaki küçük evlerin ışıkları sönüktü.

Karanlığın içinde maskeli kadını yine gördüm. Onu takip etmek için koşmaya başladım. Ben koştukca hızlanıyordu. Daha hızlı koştuğumda ise oda benim gibi hızlanıyordu. Sonunda siyah bir meydana vardık. Meydanın ortasında dikili olan bir melek heykeli ortamı büyülüyordu. Onun dibinde ise maskeli kadın çömelmişti. Meydanı aydınlatan tek bir ışık vardı yine. Meydanın etrafı evlerle doluydu. Evlerin ışıkları sönüktü hep. Evlerin arasından üç sokak geçiyordu. Hepsi karanlıktı. Ben neredeydim?

Kadının ağlama sesleri kulağıma geldi o anda. Ona yaklaştım. Elimi ona uzattım ve omzuna dokudum. Birden ani bir çığlık kopardı ve ayağa fırlayıp bağırmaya başladı. Elinde kanlı bir bebek vardı. 

- Bebeğimin canına kıydınız! Bebeğimi öldürdünüz! Katiller!

Birden beni itti ve yere düştüm. Ağlamaya başlamıştım. Bu Şetaret'in bana verdiği bebekti. Ruhuna sahip olduğum o bebek!. Bu kadın onun annesi olabilir miydi!? 

- Orospu! Bebeğimin ruhunu geri ver! Geri ver!

Ağlarken konuşmaya çalışıyordum fakat beni duymuyor gibiydi;

- Ben bir şey yapmadım! Yapmadım! Özür dilerim! Özür dilerim! Diyordum.

Kadın  bir anda bebeği heykel'e doğru fırlattı ve söze girdi;

HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin