- Bölüm 24 -

3.1K 199 19
                                    

Merhaba gençler! Artık Final'e yaklaştık. 10 yada 9 bölüm sonra finalimiz gerçekleşecek. Her şey kurgulandı. Her neyse. Bu bölüm heyecanlı olacak. İyi okumalar!.

Gözlerim ağlamaktan şişmişti. Hava saatler önce karanlığa gömülmüştü. Akan göz yaşlarım eşliğinde gözüm yerde ki krık cam parçalarına kaydı. Bana kendimi öldürme isteği uyandırıyorlardı. Gözlerimi onlardan çektim. Bu bebeği doğurmak istiyordum. Gerçek bir anne olacak kadar olgunlaşmıştım. Belki de o bebek hayatımı değiştirecekti. Kim bilir. Ama Barkın'da haklıydı. 

Önümüzde seneler vardı. Belki de önümüzde sadece sayılı günler kalmıştı. Allah'ın benim için farklı planlarının olduğunu düşünerek yaşadım her zaman. Mirza tarafından tecavüze uğradığım gün bir ses bana ''Sen ölemezsin. Yaşayacak ve görecek çok şeyin var'' Demişti. 

Bu ses kime aitti? Belki de ölünce cevabını alabilecektim. Saatlerdir ağlamaktan başka bir şey yapmıyordum. Belki de kafamı dağıtıp o bebeği aldırmalıydım. Barkın'a hak vermeye başlamıştım. Her ne kadar İblis Barkın'ın bana olan aşkını söndürsede , benim Barkın'a olan sevgim bir büyücü tarafından kanıtlanmıştı. Şetaret bana aylar öncesinde demişti '' Barkın'ı seviyorsun , ona hayransın , ona ihtiyacın var. O olmadan sen bir ölüsün!'' bunu bana Kilise'de söylemişti. Barkın ölmeden dakikalar önce.

Düşüncelerim bana iyi gelmişti. Akan göz yaşlarım dindi. Yataktan kalktım. Aniden ayağıma kırık bir cam parçası battı. İnledim. İblis onu iyileştirecekti. Bana gitmeden önce '' Elin dahi kesilse onu anında iyileştireceğim. Seni koruyacağım.Söz veriyorum'' demişti. Bir kaç saniye bekledim.

Fakat tek gerçekleşen kanların çoğalmasıydı. İblis onu iyileştirmemişti. Bu konuda yalan mı söylemişti yoksa? Aniden duyduğum ses ile arkamı döndüm.

- Evet bebeğim. Yalan söyledi. O bir İblis. Ona güvenmek bu hayatta yaptığın en büyük yanlıştı. Şu an Türkiye'de dahi değil. Diyen Şetaret'i odamın içerisinde gördüm.

Buradaydı!. Birden çığlık attım ve geri geri gittim. Ayağıma batan cam parçaları korkumun etkisi ile kendilerini belli edemiyorlardı. 

Şetaret söze girdi sakin bir ses tonu ile;

- Esila. Neden benden korkuyorsun. Seninle aynı tarafdayız. İblis'den ikimizde şu anda nefret etmiyor muyuz? Dedi ve gözlerimin içine bakarak gülümsedi.

Elini havaya kaldırması ile yavaşca havaya kalktım. Beni narince yatağa bıraktı. Ayaklarımın ucuna geçti ve üfledi. Üflediği anda ayağımdan çıkan parçalar eşliğinde yaralarım da yok olmuştu. 

Söze girdim;

- Birazdan burada olur. Kaç. Beni koruyacaktı. Söz verdi. Dediğim anda Şetaret kahkaha patlattı ve;

- Şu an Türkiye'de bile değil. O gitti. O gerçek bir Şeytan'dı. Atanas'dan daha kötüydü. İnsanlık adına hiç bir şey bilmiyordu. Sana her zaman kötülük yaptı. Seni öldürmeyeceğine karar kıldı çünkü seni öldürmek en kolay yoldu. Acı çekmeni istedi ve Barkın'ın sana olan aşkını aldı. Şu an ölmeyi tercih ederdin değil mi Esila? Dedi ve gözlerime baktı.

Yüzümde beliren şaşkınlık ifadesi kısa bir süre sonra yerini göz yaşlarına bıraktı. O haklıydı...

İblis beni öldürmek istemedi çünkü acı çekmemi istedi. Aslında Barkın'ı bana ''Teşekkür'' için değil , acı çektirmek için verdi. Kafamı Şetaret'e kaldırdım ve;

- Evet. Ölmeyi tercih ederim. Dedim ve göz yaşlarımı sildim.

Şetaret elimden tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Söze girdi;

- Peki ya onu öldürmek istemez miydin? Sen onun Annesisin. Atanas'ın annesi her zaman Atanas'a karşı çıkabiliyordu. Bunu sende yapmak istemez misin? Dedi ve gözlerimin içine sevinçle baktı.

İçimde beliren umut ışığı ile Şetaret'e döndüm ve;

- Tabii ki! Peki ya bu nasıl olacak!? Cevabını verdiğimde Şetaret uzun süre bana baktı ve;

- Bizden biri olacaksın!. 

Bir an duraksamıştım. Ben cadı olarak özel güçler ile doğmamıştım. Mirza gibi biri olamazdım. Yada Şetaret gibi. Afalladım ve;

- Ama ben özel güçler ile doğmadım. Bu nasıl olacak? Dedim ve gözlerinin içine odaklandım. 

Şetaret kahkaha attı ve;

- Büyüyü herkes yapamaz belki ama sen sahte ruhlusun. Bir kaç kelime ezberleyeceksin ve kan ile bir sözleşme yapacaksın. Seni dönüştürecekler. Dedi ve merdivenlerden indi.

Aklıma onlarca soru takılmıştı. Söze tüm merakım ile daldım;

- Kim dönüştürecek? Dedim ve merdivenlerden inerek Şetaret'in kolunu tuttum.

Şetaret koluna baktı ve;

- Şeytanlar. Seni bizim gibi olamasa da bir büyücüye çevirecek. Gözlerinin siyah olması bence sana yakışır Esila. Dedi ve yaptığı espiriye güldü.

Son olarak konuştu;

- İblis'i yok edip eski hayatına dönmenin tek yolu bu. Belki de Barkın'ın sana olan aşkını geri getirebilirsin. Belki de aile kurabilirsin. İblis yaşadığı sürece mutlu olmanı istemeyecek. Kim bilir Barkın'a bebeği aldırma fikrini İblis vermiştir? Ama tek bir kural var. Ruhun artık bana ait olmayacak. Şimdi kütüphane'ye git. Araştır. Gitmeliyim. İblis hala bizden güçlü. Dedi ve sorumu soramadan yok oldu.

Ruhum bir Şeytan'a ait olacaktı. Karşılığında normal bir hayat alabilecek miydim peki? Zaman yine baş rolleri üstlenecekti ve sorularımı teker teker cevaplayacaktı. Ama zamanın benden istediği yalnızca tek bir şey vardı; Sabır...

Selam gençler! İblis'in neden Esila'yı öldürmediği ortaya çıktı. Yeni bölüm için +20 Vote olsun. 

HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin