- Bölüm 26 -

4.3K 190 31
                                    

Cuma gününün verdiği mutluluk ile merhaba gençler!Multimedya da Esila'nın yeni görünümü var. Bölümü okuduktan sonra ''Yeni görünüm'' ne demek anlayacaksınız. Bu bölüm çok önemli ve heyecanlı bir bölüm olacak. Son 9 bölüm! İyi okumalar!

Yastık ile bütünleşen kafamı kaldırdım. Gecenin bir yarısında Şetaret'in sesi ile uyanmak çok zordu. Pencere'de oturmuş sigara içiyordu. Zamanı gelmişti. Yataktan kalktım ve yanına ilerledim. Söze girdim;

- Şu an sigara içmek çok isterdim biliyor musun? Ama bu içimde duran bebek için çok zararlı. Dedim ve sahte bir gülümseme takındım.

Şetaret başını iki yana salladı ve;

- Seninle bir kız arkadaşınmış gibi konuşacağım Esila. O bebek asla doğmayacak. Barkın'ın sana olan aşkı ile zerre alakası yok. Barkın geleceğini önemseyecek. Daha 18 yaşındasınız. Genç bir erkek o. Boşuna sevinme. Dedi ve sigara uzattı.

Elim ile sigarayı ittim ve;

- Bu bebeği kurban vermek için diyorsun. Bebek bulamadın değil mi? Dedim ve gözlerine baktım.

Şetaret eli ile yatağımı işaret etti. Kafamı oraya çevirdğim de vücudumun her bir hücresi şaşkınlık ile gerilmişti sanki. Yatağımda uyuyan bir bebek. Sigarasından bir nefes daha aldı ve;

- Şu an önemli olan tek şey var. Yapacağımız savaş. Bebeği umursama. Hazır mısın? Dedi. Sigrasını dilinde söndürdü ve pecereden indi. 

Derin bir nefes aldım ve;

- Hazırım. Dedim. Bebeği kucağına alan Şetaret'ten gözlerimi kaçırıyordum.

Bebeğe bakmak istemiyordum. Bakarsam her şeyden vazgeçebilirdim. Aradan bir gün geçmişti fakat hala her şey yalanmış , sanki İblis'ten hiç kurtulamayacakmışım gibi geliyordu. 

Dış kapıyı açtığımız da karşımız da siyah park halinde duran arabayı gördüm. Bu kaza yaptığımız arabaya benziyordu. Arabaya bindiğim de siyah gözlü bir kaç adam gördüm. Hepsi bana bakyordu. Şetaret söze girdi;

- Mirza'yı öldüren İblis'ti çocuklar hadi ama. O değildi. O İblis yakında yok olacak. Dert etmeyin. Vasilka arabayı sür. Nereye gideceğimizi biliyorsun. Dedi ve şöför' baktı.

Adamlar bana kötü bakmayı bıraktılar. Mirza'nın arkadaşları belki de kardeşleri olabilirlerdi. Araba yolculuk halindeyken Şetaret sayamadığım kadar sigara yaktı. Herkes gergin ve endişeliydi. Kimse konuşmuyordu. Araba yaklaşık bir saat sonra durdu. Şetaret ve diğerleri yol boyunca tek kelime dahi etmemişti.

Arabadan iner inmez geldiğimiz yeri tanımıştım. Barkın'ın öldürüldüğü yerdi bura. Şetaret elimi tuttu ve;

- Bunu başaracaksın. Güç bulabilmen için sana sürprizlerim var. Dedi ve koşar adımlarla Barkın'In öldürüldüğü Kilise'nin önünde durdu. 

Burası ayin yeri gibi bir şeydi. Sokaklar yine karanlıktı. O anda sokağın ilerisinde bir beden gördüm. Yavaşca ilerliyordu. Kilise'nin kilitlerini açan Şetaret'i durdurdum ve;

- Orada biri var. Heykellerin olduğu meydanın oradan geliyor. Kim o? Dedim ve Şetaret' baktım.

Şetaret gülümsedi ve;

- Burası sadece insanların değil. Diğer varlıklarında yeri. Korkma. Boşver onu. O bir insan değil. Umursama onu. Dedi ve beni içeri itti. 

O bir insan olmadığına göre bir cin yada şeytan olabilirdi. Umursamadım. Aniden ışıklar yandı. Hz. İsa heykelini karşımda gördüğüm de irkildim. Fakat değişiklik vardı. Sandalyeler kaldırılmıştı. Etrafta sayısız mum vardı. Halbu ki Kilise'nin ışıkları vardı. Aniden etrafım da annem , babam , Barkın ve Almina belirdi. Hepsinin gözleri siyahtı. 

Şetaret'e döndüm ve;

- Neler oluyor!? Onlar neden bu halde? Dedim. Endişelenmiştim.

Şetaret yanıma geldi ve elimş tuttu.

- Merak etme. Bu benim sana sürprizim. Gerçek değiller. Şeytanlar korkmaman için onların kılıklarına girdiler. Birazdan her şey başlayacak. Gözlerini kapama. Her şeyi izle. Buna zorundasın. Dedi ve Barkın görünümlü Şeytan'ın yanına geçti.

Şetaret yüksek ses ile bağırdı;

- Başlıyoruz! Odaklan Esila! Dedi ve elini kaldırdı. O anda ağızlarından anlamadığım dilde sözler çıktı hepsinin. Işıklar söndü , mumlar tüm şiddeti ile yandı.

Çığlık ile dizlerimin üstüne düştüm. Kalbim sanki parçalanıyor gibiydi. O sırada arkadan iki kişi bir domuz getirdi. 

Şetaret ise kucağına bebeği aldı. Bebek şiddetli sesler eşliğinde çığlık atıyor , ağlıyordu. Gözlerimden yaşlar aktı. 

Aniden domuz yere dışkıladı. Şetaret bebeği birden dışkının içerisine fırlattı. Adamlar ise bebeğin beline bastırdılar. Bebek dışkıda boğuluyordu. Aman Allah'ım!

Aniden bebek son nefesini verdi ve tavana fırladım. Çığlık atmaya başladım. Birden yanan mumlar ateş saçmaya başladı. Etrafta dolanan ateşlerden biri yüzüme aşırı derecede yaklaştı.

Birden saçlarım siyah olmaya başladı. Siyahlaşıyorlardı. Sarı saçlarım siyah olmuş , bal rengi gözlerim tamamen siyaha bürünmüştü. Çığlık ile yere düştüm. Düştüğüm anda Kilise alev almaya başladı.

Fakat alevler beni yakmıyordu. Suratıma çarpan ateşler beni incitmiyor , güçlendiriyordu. Barkın kılığında ki İblis yanıma yaklaştı ve bıçak ile elimi kesti. Söze girdi;

- Ruhunu bana satıyor musun! Cevap ver! Dedi ve gözlerime baktı. 

Şetaret'in kahkahaları ve söylenen yabancı sözler eşliğinde bağırdım;

- Evet! Satıyorum. Ben artık Şeytan'a ait bir sürtüğüm! Kabul ediyorum. !...

İblis gülümsedi ve aniden beyaz bir ışık belirdi gözlerimde.

Şetaret'e kafamı çevirdiğim de beyaz ışığa doğru yürüyordu. Aniden onlarca kişinin fısıldaması geldi kulağıma. Şetaret bana döndü ve elini uzatıp;

- Gidiyoruz Esila. Savaşa gidiyoruz. Hazır mısın! Gücü bulmaya ve İblis'i öldürmeye! Hazır mısın!?

Ayağa kalktım ve beyaz ışığa doğruı ilerleyip Şetaret'in elini tuttum.

''Hazırım!''

Multimedya da Esila'nın yeni görünümü var. Heyecanlı bir bölümdü. Ayin gerçekleşti. Artık Esila'nın görünümü dahil her şeyi değişti. Yeni bölüm +20 Vote olunca gelecektir...

HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin