Merhaba gençler! Bölümler artık çok daha erken gelecek. Bu arada 22 Aralık - 29 Aralık arasında sadece iki bölüm yayınlanacaktır. Sonrada final gelecek. Her neyse iyi okumalar!
Gözlerimi kapattım ve odaklandım. Beyaz ışığa doğru ilerlemiştik , ardından heykellerin olduğu meydanda gözlerimi açmıştım. Şetaret bağırıyordu;
- Sen sadece odaklan şeytanlar her şeyi halledecek.
Gözlerimi açtığım da göz rengim siyah olmuştu. Şetaret gülümsedi. Teb meleğini çağırma büyüsünü gerçekleştirmiştik. Savaş'a davet etmiştik.
Şetaret elimi tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Söze cebinde sigara çıkararak girdi;
- Başaracağız bunu. Onu yeneceğiz. Merak etme.
Şetaret sigarayı yakıyordu ki aniden gök yüzünden yere ağır bir cisim düştü. Şetaret ile yere yığılmıştık. Şetaret hemen ayağa fırladı ve arkasını döndü. Ayağa hızlıca kalktım.
Yeri yaran cisime yaklaştık. Şetaret oluşan deliğe kafasını uzatmıştı ki aniden geriye fırladı ve bana çarptı. Yerin dibinden bir el çıktı ilk önce , ardından İblis'in boynuzları!
Gelmişti! Delikten çıktı , gözlerimin içine uzun süre baktı. Fazlasıyla derin ve anlam içeren bir bakıştı bu. Başını iki yana salladı. Söze girdi;
- Esila! Fahişe Esila!. Seni hayatta tuttum. Barkın'ı verdim. Ama bu yaptığına ihanet denir! Seni öldürmekten beter edeceğim!. Dedi ve gözlerime baktı.
Ayağa kalktım ve;
- Teb Meleği! Ne bok olduğunu biliyorum. Güçlü olmak için beni hayatta tuttun.
Teb meleği dediğimi duyunca şaşırdı. Güldü ve;
- Her şeyi öğrendin demek. O zaman eşit şartlarda olacağız. Dedi ve farklı bir dilde kelimeler söylediği anda vücudumu Şeytanlar ele geçirdi.
Şetaret ayağa fırladı ve;
- Savaş başlasın! Aylardır seni öldürmek için bekliyordum. Zaferime ulaşacağım!
İşte o an içimde yılan gibi süzülen Şeytan'ın gücünü hissetim. İsteksizce Osmanlıca bir kelime söyledim ve savaş başladı!.
İblis aniden heykele fırladı. Şetaret İblis'in üzerine doğru yürüdü ve bağırdı;
- Artık ölme vaktin geldi!
Aniden melek şeklinde ki Heykel kafasını Şetaret'e çevirdi ve onun üzerine atladı! ( Multimedya'da bulabilirsiniz)
İblis Heykel'e can vermişti. Şetaret Heykel ile uğraşırken İblis ayağa kalktı.O sırada İblis'in arkasından siyah renkte kanatlar çıktı.Nutkum tutulmuştu. İblis birden kanatlandı ve boğazımdan tutup beni havaya kaldırdı.
- Bana ihanet etmenin cezası! Dedi ve rahmime bıçak sapladı. Anında rahmimden sıvı döküldü. Bu benim bebeğimdi! İçimde ki Şeytanlar'a emir vermiştim. Onu bebeğimi öldürdüğü gibi öldürecektim!.
İblis'e isteksizce sözler sarfettiğim anda kanatları kırıldı ve yere sertce düştük. Yere düştüğümüz de birden suratıma Şetaret'in kanı çarptı. Aman Tanrım!
Ardından yanımda bir top gibi hareket eden Şetaret'İn kellesi!. Heykel'e kaydı gözüm. Yerine usulca geçti ve sinsi ifadesini alıp taşa döndü. Suratı kan içerisindeydi. Şetaret'in kellesini gördüğüm anda çığlık attım ve İblis'e saldırdım. İblis söylediği tek söz ile beni duvara hız ile fırlattı. Duvara kafam aşırı hız ile çarptı. Gözlerim karardı o anda. Ölüyor muydum?...
1 Ay sonra;
Gözlerimi hastane ortamında araladım. Başımda aşırı bir ağrı vardı. Ellerim başıma gittiğinde bir sargı bezi hissetim. Uyandığımı gören doktor hemen yanıma yaklaştı ve;
- Uyandın!. Bu bir mucize. Bir şeyler hatırlıyor musun? Saçların için üzgünüm. Aldığın yara nedeni ile onları kazıttık. Adını hatırlayabiliyor musun? Dedi ve gözünde beliren umut ışığı ile gözlerimin içine baktı.
Adım mı demişti? Adımı felan hatırlayamıyordum. Ben kimdim? Neden buradaydım ki? Söze girdim;
- Ben neden buradayım. Ayrıca hiç bir şey hatırlayamıyorum.
Doktor başını anlarcasına salladı.Derin bir nefes aldı ve;
- Beyin merkezinizden ameliyat oldunuz. Aynı zamanda rahminizde de kesiker mevcuttu. Kurtulmanız bile şans eseri. Kafatasınız da çatlaklar mevcuttu. Kan kaybınız çoktu. 1 Aydır uyuyordunuz. Size sıvı yiyecek takviyesinde bulunduk. Size yemek getirteyim. İster misiniz? Dedi ve gözlerime baktı.
Kafamı salladım. Doktor dışarı çıktı. Neler oluyordu? Yanımda duran aynayı gördüm bir anda. Aynayı elime aldığım da birden gözlerimi siyah olarak gördüm. Çığlık attım ve aynayı fırlattım. Neler oluyordu!? Ben kimdim!?
Aniden doktor içeri daldı.
- Neler oluyor!? İyi misiniz.
Aynayı işaret ettim ve;
- Kendime bakmak için onu elime aldım. Fakat gözlerim siyahtı. Aman Tanrım.Hayal mi görüyorum!?
Doktor güldü ve ayna parçalarından birini elime verip;
- Bakın. Hiç bir şey yok. Beyin merkezi yaşam yerinizdir. Kalp kadar önemlidir. Size oyunlar yapıyor. 1 Hafta sonra bunlar geçecek. Sorun etmeyin. Sizle görüşmek isteyen biri var. Onu tanımayabilirsiniz. Adı Barkın. Sevgilinizmiş. Dedi ve dışarı çıktı.
Hemen ardından içeri 1.80 boylarında mavi gözlü , siyah saçlı bir çocuk girdi. Aşırı derecede yakışıkıydı. Yanıma koştu ve bana sarıldı. Konuşmaya başladı;
- Bunu kendine neden yaptın! Esila!. Neden.
Onu ittim.
- Bak. Affedersin ama seni tanımıyorum. Kendimi bile tanımıyorum. Neden yaptığımı soruyorsun. Bunu nereden bilebilirim. Belki de kendime bunu yapmamışımdır. Yada beni kıran kişi sensindir ve o yüzden yapmışımdır?. Dedim ve gözlerinin içine baktım.
Barkın kafasını salladı ve;
- Umarım hafızan yerine gelir. Gitmeliyim. Sen haklısın. Dedi ve kapıdan çıktı. Gözleri dolmuştu. Umursamamıştım. Kim olduğu hakkında fikrim yoktu.
Elim kafama gitti. Saçlarım yoktu. Acaba ne renklerdi. Onları bile hatırlayamıyordum. Birden yanımda bir kutu fark ettim. Yatağın yanında duruyordu. Aniden içeri giren doktor ile irkildim.
- Bu kutu nedir? Dedim ve doktor'a baktım.
Doktor elinde ki kağıtları kenara bıraktı ve;
- Bilemiyoruz. Buraya geldiğin ilk hafta sana yollandı. Hala açmadık. Senin açmanı istedik. Bu arada sana müjdelerim var Esila. Hafıza kaybın sonuçlara göre geçici olacak. Yaklaşık 1 ay belki de 3 hafta sonra her şeyi hatırlayacaksın. Dedi ve gülümsedi.
Sevinmiştim. Doktor dışarı çıktı.
Kutuyu aldım. Aşırı ağırdı. Zar zor kaldırdım. Kucağıma yerleştirdim. Bantları yırttım. Kutuyu açtığım anda çığlığı basmıştım. Birden kutunun içine kustum.
Kesik bir kafaydı bu. Ama bir normal insanın değil , boynuzlu bir insanın kafasıydı!. Kutunun yanında not vardı. Notu aldım;
Hafızanın yerine gelmesi dileği ile. O öldü...
Gözlerimden yaş akmaya başlamıştı ki aniden kutu yanmaya başladı. Onu kenara fırlattım. Saniyeler geçmemişti ki kül olmuştu.... Ben normal bir kız değildim. Buna emindim...
Ve Esila hafızayı kaybeder!. Yeni bölüm için +20 Vote olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet
خارق للطبيعة''Kan ile yapılmış bir sözleşme , kan ile son bulur.'' Dedi keskin gözlerini Esila'ya çevirerek. Esila gözlerinden akan yaşlara hakim olamıyor , ayakta dahi durmakta zorluk çekiyordu. Yere yığıldı. Yalvarmak gelmiyordu artık içinden. Çünkü yalvarman...