Gözlerimi açtığımda kulağımda ''Taylor Swift - 22'' çalıyordu. Kafamı yastıktan kaldırdım ve yatağın içinde telefonumu aradım. Bulduğumda saate baktım. Sadece 2 saat uyumuştum. Saat 12.00 olmuştu.
Başım sanki çatlayacakmış gibi ağrıyordu. İlk astral seyahat denememden sonra da olmuştu bu. Ağrı kesici alıp sıcak bir duşa girecektim. Ağrı kesici için banyoya ilerledim. İlaç kutusunda ağrı kesici aramaya başladım ve bulduğumda su içmeden ikisini de yuttum.
Sıcak bir su beni kendime getirirdi. Suyu açtım ve küvetin dolmasını bekledim. Aşağı inip aynaları kontrol etmek geldi aklıma. Zira bu sıralar her gece aynalarda yazılar yazılmış oluyordu. Bunlar beni her seferinde korkutuyordu.
Bu gece hiç bir yazı yada ayak izi gibi şeyler yoktu. Bu beni sevindirmişti. Yukarı çıktım ve yatakta duran telefonumu alıp Barkın'a mesaj attım;
- Yaptım ve annem ile karşılaştım. Anlatıcağım bana gel.
Anında cevap geldi;
- Bana neden haber vermedin!?. Bir saat sonra oradayım.
Telefonu yatağa fırlattım ve küvete girmek için üstümü çıkarttım. Banyoya ilerledim. Suyu kapadım ve içine uzandım. Fazlasıyla sıcaktı fakat beni rahatsız etmiyordu. Suyu her zaman severdim. Hayat dediğimiz şey bir bardak su olmadan 3 gün dahi yaşayamıyordu. Ne kadar garipti değil mi?
Kafamı suyun içine soktum. Şu anda tüm vücudum su ile bütünleşmişti. Gözlerimi suyun içinde açtım ve içimden sayı saymaya başladım. Suyun içinde en fazla 2 dakika kalabiliyordum. Yine deneyecektim. Gözlerim açık dışarı seyrediyordum. O anda cam kabinden bana bakan iki siyah göz gördüm. Simsyahlardı. Gözlerin'e siyah hakim olmuştu. Onu görünce suyun içinde çığlık atmıştım.
Sudan çıkıp onunla yüzleşmek istemiyordum. Fakat attığım çığlık ile tüm nefesimi tüketmiştim. Gözlerimi kırptım ve o gözleri daha yakınımda gördüm. Sudan çıkacaktım ki çıkmama izin vermiyor , elleriyle boğazımı tutuyordu.
Yüzünü şeytani bir gülümseme ele geçirdi. Bu hoşuna gitmişti. Bir şeyler sayıklıyordu. Anlayamıyordum. O anda daha fazla nefesimi tutamadım ve su yutmaya başladım. Aklıma küvetin suyunu boşaltmak için tıpasını çekmek geldi. Fakat çok geçti. Su yutmaya devam ettim ve gözlerim karardı. Bana sayıklamaya devam ediyordu;
- Bizim olanı vereceksin!.
Gözlerimi yatakta açtım ve birden yataktan fırladım. Yanımda Barkın uyuyordu. Ne olmuştu? diye düşünürken Barkın'ı dürttüm. Barkın bana gülümseyerek döndü. Gözleri aynı küvette gördüğüm adam gibi siyahtı. Bana baktı ve;
- Bizim olanı geri ver Fahişe! Diyerek boğazıma yapıştı. Ellerini boğazımda hissetiğim an uyandım.
Barkın karşımda duruyordu. Gördüğüm şey rüyaydı fakat küvette yaşananlar bire bir gerçekti. Birden su kusmaya başladım. Öksürdüm ve yavaş yavaş bilincime kavuştum.
Barkın bana sarıldı ve;
- İyisin , iyisin. Allah'a şükür. Diyordu.
Kollarını tuttum ve konuşmaya başladım;
- Onlara ait bir şeyi almış olmalılar. Dedim.
Barkın sarılmayı bırakıp bana baktı ve;
- Bir şeyler biliyorsun. Ne olduğunu anlat. Dedi.
Derin bir nefes aldım ve;
- Bu sabah yine denedim ve annemi gördüm. Bana ''Çok kötü bir şey yaptık'' diyordu. Fakat annemin arkasında gördüğüm ağzı düğümlü korkunç yüz beni kendi boyutuma geri getirdi.
Barkın devam etmem için kafasını sallıyordu.
- Ardından duşa girdim ve gözlerinin her yeri siyah olan biri tarafından boğuluyordum. Dedim ve göz yaşlarıma hakim olamadım.
- Bana ''Bize ait olanı ver'' diyordu. Dedim ve ağlayarak Barkın'a sarıldım.
Barkın yüzümü kendine çevirdi ve beni yine esir aldı. Onun öpücüğü benim ilacımdı.
- Bir daha bunun yüzünden üzülmeyeceksin. Sana söz veriyorum. Bu akşam astral seyahat'e çıkacaksın ve her şeyi öğreneceğiz bebeğim. Dedi ve göz yaşlarımı sildi.
Bu sefer başaracaktım ve her şeyi çözecektim. Buna ağzı düğümlü biri bile olsa karşı gelemezdi. Bu sefer başaracaktım. Başaracaktım değil mi?
Gençler lütfen vote ve comment vermeyi unutmayalım. Emek veriyoruz. :) Bu arads @Harlif_7 adlı kankam'a buradan çook teşekkürler. <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet
Paranormal''Kan ile yapılmış bir sözleşme , kan ile son bulur.'' Dedi keskin gözlerini Esila'ya çevirerek. Esila gözlerinden akan yaşlara hakim olamıyor , ayakta dahi durmakta zorluk çekiyordu. Yere yığıldı. Yalvarmak gelmiyordu artık içinden. Çünkü yalvarman...