Son kez büyük bir gurur ve onur ile söylüyorum; Merhaba gençler! Yaklaşık 3 ay oldu bu kitabı düşünmem , yazmam. Her şey o kadar net ki şu an. Öncelikle Fatma Yıldız ve Emine Korkmaz arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum. Bu kitabı yazmadan önce bana verdikleri destekler , fikirler o kadar güzeldi ki beni motive etti. Tabii ki okuyucularım sizi asla unutmam. Size de sonsuz teşekkürlerimi , saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. Bu kitabı ben değil siz mükemmeleştirdiniz. Teşekkürler!
Not; Bazı arkadaşlarımız ''İblis öldüyse Esila'yı kim gönderdi beyaz ışığa doğru?'' gibi yorumlar yapmış. Lütfen düzgün (!) okuyunuz. ''SON KALAN GÜCÜ İLE'' ayin düzenledi ve kendiside öldü.
Son kez; İyi okumalar!
Uzun bir boşluğun içinde sürükleniyordum. İblis belki de son kez beni oyuna getirmişti. Birden beyaz ışık kesildi. Evimi gördüm , etrafında toplanan insanları. Etrafıma baktım. İblis burada değildi.
Birden insanlar bağırdı ''Esila orada!.'' Taşların arasında serilmiş narin , saf saçlarımı gördüm. Beni kurtadılar.
Birden aşağı düşmeye devam ettim ve bedenim içine şiddetle girdim...
Devamını merak ediyordum bu hayatın. Yaşamak artık istemiyordum ama sadece ne olacağını bir an önce görmek istiyordum.
Karanlığın içerisindeydim. Etrafıma baktım. Ölmüş olabilir miydim? Ellerim bir an saçlarıma gitti.
Rengi sarı olmuştu tekrar. Güclerim gitmişti. Artık ruhum şeytanlara felan ait değildi. Tüm saflığım ile yürüdüm karanlığın içinde. Bedenimi kapayan hiç bir şey yoktu. Çırılçıplak yürümeye devam ediyordum.
Burası araf mıydı?
Tam o sırada kulağıma narin bir hava dalgası ilişti. Saçlarım özgürce dalgalandı. Hemen ardından karanlığın içinden çıkan ailem...
Bana baktılar bir süre şok olmuşcasına. Annemin gözlerinden akan yaşları fark ettim. Barkın bana baktı uzun süre. Tek kelime etmedi. Onlarda benim gibi savunmasız ve çıplaklardı.
Annem yaklaştı yanıma ve elimi tuttu.
- Aramıza hoş geldin kızım. Dedi ve akan göz yaşlarını silip ellerimi öptü.
Birden yere yığıldım. İstemiyordum yaşamak felan , fakat kendim için göz yaşı döküyordum. Ben ölmüştüm!. Ağlamam şiddetlendi. Annem de yanıma oturdu. Saçlarımı okşadı. Gülümsemeye çalışıyordu bunu fark etmiştim. Fakat işe yaramıyordu.
Kekeleyerek söze girdim;
- Ben öldüm mü?
Annem eli ile ağzımı kapadı. Öldüğümü kabullenmek istemiyordu. Göz yaşalarımın arasında aklıma Teb meleği geldi. O ölmüş müydü!?
Kafamı babam'a çevirdim ve;
- Peki ya İblis!? O piç öldü mü? Dedim.
Babam üzgün olduğunu saklayamıyordu. Ruhunda beliren acı , yüzüne yansıyordu.
- Merak etme kızım. Şu an cehennem'de yanıyor o Şeytan. Bizim nereye gideceğimiz ise kıyamette belli olacak. Şimdilik buradayız. Dedi ve gülümsemeye çalıştı.
İblis son gücü ile beni öldürmüştü. Kafamı annem'e çevirdim ve;
- Ölüm'ü erken yaşadım. Ama artık her şey bitti. Dedim ve annemin göz yaşlarını sildim.
Annem bu sefer gülümseyebilmişti. Ayağa kalkıyordum ki aniden ortaya beyaz bir ışık indi. Karanlık ortam beyaza dönmüştü. Çığlık attım ve geri çekildim. Annem birden ayağa sevinç ile fırladı ve;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet
Paranormal''Kan ile yapılmış bir sözleşme , kan ile son bulur.'' Dedi keskin gözlerini Esila'ya çevirerek. Esila gözlerinden akan yaşlara hakim olamıyor , ayakta dahi durmakta zorluk çekiyordu. Yere yığıldı. Yalvarmak gelmiyordu artık içinden. Çünkü yalvarman...