- Bölüm 15 -

3.5K 214 25
                                    

Merhaba Gençler! Korku ve Paranormal'de ilk 3'e yerleşmişiz! Çok teşekkürler. Uzatmadan kaldığımız yerden devam edelim. +15 Vote olunca yeni bölüm gelecektir. İyi okumalar! 

Gözlerimi kapadım. Acılar , sesler ve kötülüğü resmeden görüntüler yok oldu. Karanlığa gömüldüm. Ölüm dedikleri bu muydu? Diye düşünüyordum ki karanlığın içinden bir ses geldi;

- Ölüm denen bir şeyi tadmayacaksın. Sen ölümün annesisin. Sen ölümün meleğisin. Ölüm diye bir şey yok! Diye bağıran ses ile gözlerimi açtım. 

Derin nefes alarak salonda uyandım. Her yerim ağrı içerisindeydi. Elim isteksizce karnıma gitti. Paramparça olan kıyafetlerimin ardında duran hassas bedenim belki de saniyeler öncesinde bıçak darbeleri alıyordu. Fakat şimdi aldığım darbelerden küçük bir iz dahi yoktu. Bebek geldi birden aklıma. O ölmüş olamazdı? O ölürse bende ölürdüm!.

Aniden kollarımda iki el hissetim. Beni hızla çektiler. Çığlık atıp onu engellemeye çalışıyordum ki birden salonda duran boy aynasının önünde durdum.

Aynanın önünde belirdim. Siyah saç ve gözlerim , anlıma kazınmış şeytan'ın işareti ile kendime bakıyordum. Elim saçıma gitti. Saçlarım sarıydı fakat ayna da siyah görünüyordu.

Birden yansımam konuşmaya başladı;

- Aynalar gerçekleri gösterir Esila. İçinde ki ruhu , şehveti ve kaderi tanımlar sana. Ben ise içinde duran o küçük iblis. Yani senin bu hayatta sahip olup koruman gereken tek şey!. Dedi ve ayağa kalktı.

Gözlerimden yaşlar akıyordu. İçimde duran bebek yaşıyordu. Gülümsedim bir anda. Gülümsediğimi fark ettiği anda kaşlarını çattı ve;

- O yüzüne takındığın ifadeyi sil. Kaderinde gülmek yok senin. Dedi.

Her ne kadar dediğini yapmak istemesem de bana zorla yaptırmıştı. Yüzümde ki gülümseme yerini korkunç bir ifadeye bırakmıştı.

Kekeleyerek konuşmaya başladım;

- Ne olduğunu anlat. Şetaret ve diğerlerinin nerede olduğunu?

Gülümsedi ve;

- Gücümün farkına varmalarını sağladım.

- Ama nasıl olurdu ki? Sen 1889'da doğan o pislikten daha güçlü olamazsın? Dedim ve onun gibi ayağa kalktım.

Gülümsemesini kesti ve;

- Onun bir adı var. Adı Atanas. Ölümsüz anlamına geliyor. Fakat sanırım ölmesine aylar kaldı değil mi? Dedi ve kahkaha attı. 

Gülmesine eşlik etmemiştim. Bunu fark ettiği anda kaşlarını çattı ve;

- O Bulgar piçin işini halletmem zor oldu. Hele birde senin bedeninde. 

Benim bedenim mi demişti? Karanlığa boğulduğum anda bedenimi ele geçirmişti. Gözlerine baktım ve;

- Şimdi ne olacak? Beni öldürecek misin? Dedim ve gözlerimden akan yaşları sildim.

- Sen ölümün annesisin. Sana bunu uyurken söyledim. Sen ölemezsin. Anneciğim. Dedi ve gülümsedi.

Bu sefer gülümsemesine eşlik etmiştim. Eşlik ettiğimi gördüğü anda;

- Sen iyi bir annesin Esila. Çok iyi bir anne!. Dedi.

Uzun süren sessizlikten sonra söze girdim;

- Hala anlatmadın neler olduğunu. Dedim ve kafamı kırılan pencereye çevirdim. Neden kırılmıştı ki diye düşünürken konuşmaya başladı;

- İşlerini bitirdim. Kırılan camdan Mirza'yı fırlattım. Büyüyü yapan kadın Atanas'ın annesiydi. Kellesini bedeninden ayırdım. Şetaret ise korkak bir kedi gibi kaçtı. Dedi ve yüzünde şeytani gülümseme belirdi. 

- Peki ya Atanas? Dedim ve sorgulu gözler ile ona baktım.

- Her an ortaya çıkıp beni öldürebilir. Annesinin parçalarını topaldı ve defolup gitti. Onu sinirlendirim. Ama bir kaç ay sonra doğacağım. Yeni bir günde baş gösteren güneş gibi. Ateşlerimi saçacağım etrafa. Öldürmeye hazır mısın? Dedi ve gözlerime şehvetle baktı.

İşte o anda fikirlerimiz çatışmıştı.

- Bırak sen doğduktan sonra ölsün. Zaten güçsüz kalmayacak mı? Daha fazla bela istemiyorum. Dedim.

İblis birden bana döndü ve;

- Hadi ama anneciğim. Biraz kan dökülmesi ikimizin de hoşuna gidecek. Bunu istiyorsun. Dedi ve yüzüne masum bir yüz ifadesini taktı. 

Kafamı iki yana salladım ve;

- Çoğu insanı kaybettim. Onlar düşmanım bile olsa daha fazla kanın akmasını istemiyorum. Tüm suç ailemdeydi. Sen doğunca her şey bitecek. Dedim ve ona baktım.

Yüzünde ki ifadeyi anında sildi ve;

- İlk olarak senin kanın akacak lanet Fahişe! Yaptığım rolleri yiyebilecek kadar safsın. Ben şeytanım. Kimseye sevgi ve şefkat besleyemem!. Doğduğum anda ilk ölen sen olacaksın! Duydun mu sen! Dedi ve beni duvara bir bakışı ile fırlattı. 

Duvara çarptım ve yere yığıldım. Ayna'ya baktım. Ellerini havaya kaldırdı ve beni kendine çekti. 

- Bana bak aptal sürtük. 2 Ay sonra doğacağım ve kelleni alacağım. Ölüm çok yakınında. Omzunda dolanan küçük bir yılan gibi boynunu sarıyor!. Biliyor musun? Evimizi koruyan Şeytan'ı öldürdüm. Çünkü senin acı çekmeni istedim. Çektin de. Sadece lanet olası iki ay daha karnında olacağım. Beni koruyacaksın! Duydun mu! Dediği anda aynaya yumruk geçirdim ve kırılan parçalar ile yere yığıldım.

Parçalardan birini anında aldım ve derin nefes alarak;

- Duymadım lanet olası .Duymadım! Diyerek rahmime geçirdim. 

Rahmimden kanlar akıyordu. Yanımda duran deftere kaydı gözüm. Acı içindeydim. Büyü defterini aldım ve o cadının okuduğu kelimeleri okumaya başladım. Belki başkalarına karşı çıkabilirdi. Ama bana çıkamazdı!.

Domuz kanına elim ilişti. Parmaklarıma sürülen domuz kanını yaranın içine bastırdığım anda tavana fırladım. Çığlıklar atıyordum. İçimde yangınlar vardı.

Defter de ki son kelimeyi okumam ile yere yapıştım. Duyduğum çığlıklar ve çekitğim acılar son buldu. Defter birden yanmaya başladı. Elimden fırlattım. Defter ateşler içinde yandı ve son buldu. 

Aynanın kırık parçalarından birine ilerledim emin bir şekilde. O ölmüşse o aynada görünmeyecekti. Kırık parçayı elime aldım ve kendime baktım. Saçlarım sarı gözlerim ise normal kahverengi idi. Aynayı yere bıraktım ve derin bir nefes aldım. Yarama baktığım da yok olduğunu gördüm. Nasıl olur da yok olabilmişti? İçimde ki şeytan ölmemiş miydi? İçime düşen şüphe kemiriyordu beni.

Ayağa kalktım ve odama doğru ilerliyordum ki aniden bir ses duydum;

- Beni bu kadar kolay öldürebileceğini mi sandın kaltak!? 

Arkamı döndüğüm anda tüm kırık cam parçalarının havada bana doğru durduğunu gördüm. Çığlığı basıp koşmaya başlamıştım ki kırık parçalar tüm bedenime saplanmıştı. Yere yığıldım.

Gözlerim kararmaya başladı. Gözlerimi kırpıp açtığım da yatak odamdan kapının ardından bana bakan iki göz görmüştüm. Eliyle ağzını kapamıştı.

Bu Almina'ydı! Peki ya buraya niye gelmişti!? Onu etki altına almıştım!. Birden gözlerim kapandı. Tek duyduğum ise Almina'nın acı çığlığı olmuştu!.

Bu bölüm benim pek hoşuma gitmedi. Sizin? +15 Vote olunca yeni bölüm gelecektir!. Yorumlarınızı eksik etmeyin! :P

HATIRLATMA;
BU KİTAP SERİ HALİNDEDİR. BİTTİ, BİTECEK DİYE ÜZÜLMEYİN CANIM OKUYUCULARIM "HAYALET 2 | KORKUNÇ YÜZLER" OLAN İKİNCİ KITABA PROFILIMDEN ULAŞABİLİRSİNİZ.

HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin