Merhaba gençler! Hiç uzatmadan direk bölüme geçiyorum. Yeni bölüm +20 Vote olunca gelceketir. İyi okumalar!.
Belimi kavrayan eller ile uyandım. Gözlerimi araladığım da karşımda o İblis'in gerçek yüzünü gördüm. İçimi saran korku etkisini göstermekte zorluk çekmişti. Bir süre sonra ondan korkmamaya başladım. Uyandığımı fark edince söze girdi;
- Buradan gidiyoruz. Doğumuma saatler kaldı. Artık bir tehdit yok. Hazır hissediyorum. Dedi ve beni yere indirdi.
Tehdit yok da ne demekti? Atanas ölmüş olamazdı değil mi? Elime verdiği bavulumu tuttum ve söze girdim;
- Tehdit yok mu? Atanas ölmüş olamaz değil mi? Dedim ve sorgulu gözler ile ona baktım.
Yürümeye devam ederken sorumu cevapladı;
- O artık öldü. Kellesini aldığım da damarlarım da akan kan kaynadı. Ateşe dönüştü. Hazır olduğumu anladım. Şimdi Taksi'ye biniyorsun ve Kilyos Sahil'e gidiyorsun. Sana verdiğim sözü tutacağım. Barkın yaşayacak. Dedi ve kapının önüne geldiğimiz de durdu.
Aman Allah'ım! O yalan söylemiyordu. Sözünü tutacaktı. Barkın'ı hayata döndürecekti. Gözümden akan mutluluk yaşlarına hakim olamadım ve gülümsedim. Konuşmasına aldırmadan devam etti;
- Hastane'de ki herkesi etki altına aldım. Seni taburcu ettirdim. Şimdi taksi'ye atla ve Kilyos'a git. Dedi ve anında yok oldu.
Dediklerini yapmaktan başka bir seçeneğim yoktu. Barkın'a ulaşacaktım. Gerisi umurumda değildi.
Hastane'den çıkar çıkmaz karşımda taksi belirdi. Hemen yanına koştum ve bavulum ile beraber arabaya atladım. Şöför'e baktım ve;
- Kilyos Sahil'e lütfen. Dedim ve gülümsedim.
Şöför onaylarcasına başını salladı ve yoluna devam etti. Saçları kar kadar saf bir renkti şöförün. Gözleri ise okyanus mavisiydi. Gözleri bana Şetaret'i anımsatmıştı. Bir an içime bir şüphe bile düşmüştü. Artık her şey beni süphelendiriyordu. Fakat her hangi bir şey olmamıştı. O Şetaret felan olamazdı.
Kilyos ve Bakırköy arası çok uzundu. Yol boyunca Atanas'ın ölümünü düşünüyordum. İblis bana bundan 1 ay önce bahsetmişti Yunanistan'da. ''Adının anlamı Ölümsüz demek fakat çok yakında ölecek gibi'' demişti. Sesi beynimde yankılanıyordu ki Taksi birden durdu.
Düşüncelerimi bir kenara bıraktım ve;
- Borcum ne kadar? Dedim. Elim bavuluma gitti.
Fakat aldığım cevap ile şaşkınlık bedenimi sarmıştı.
- Sizden ücret almayacağım. Bana biri böyle dedi. Dedi.
İblis onu etki altına almıştı. O çok güçlüydü. Gülümsedim ve arabadan indim. Hava kararmıştı. Elim saat'e gitti. Saat 21.00 Olmuştu.
Sahil'e ilerledim. Uzanan sahil boyunca sadece bir tane şezlong vardı denizin önünde. Kumların üzerinde koştum ve ilk defa mutluluğu içimde hissetim.
Deniz dalgasının sesi kulaklarım da dans ediyor , bedenimi ele geçiriyordu. Koşarken ayağım bir taşa çarrptı ve kumların üzerine narince serildim. Kahkaha atıyordum. Barkın'a kavuşacaktım ve hayatım boyunca beni birileri koruyacaktı. Kim bilir belki de İblis ölmeme izin vermeyecekti.
Gözüm yıldızlara takıldı bir an. Harikalardı. Bir anda İblis'in sesini duydum;
- Ayağa kalk. Barkın'ı canlandırma zamanı. Dedi.
Ayağa kalktığım anda İblis'in elinde ki bebeğe gözüm takılmıştı. Bebeği sallıyordu. Gözlerimi kıstım ve İblis'e yaklaştım. Söze girdim;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet
Paranormal''Kan ile yapılmış bir sözleşme , kan ile son bulur.'' Dedi keskin gözlerini Esila'ya çevirerek. Esila gözlerinden akan yaşlara hakim olamıyor , ayakta dahi durmakta zorluk çekiyordu. Yere yığıldı. Yalvarmak gelmiyordu artık içinden. Çünkü yalvarman...