"Bebek Dili"

4.6K 458 68
                                    

"Daha ne kadar bekleriz sence?" dedi Richard Oktay'ın evinin kapısının önünde. "Yanlış zamanda mı geldik?"

Arthur ona gözlerini devirdi. "Kendi çağırdı salak herif. Geleceğimizi biliyor."

Kapı yavaşça açılırken küçük yuvarlak bir kafa ve kocaman gözlerle karşılaştılar. Hemen geri çekilip Oktay'a yapışan Eylül Niler henüz bir buçuk yaşındaydı. Ve oldukça küçük bir bebekti. Sapsarı lüleli saçları ve kocaman gözleri ile onlara bakarken sıkıca babasına yapışmıştı.

Oktay Niler gururla şaşkınlıktan konuşamayan arkadaşlarına baktı. "Merhaba millet. Kusura bakmayın, Eylül bana biraz düşkün de."

Arthur heyecanla "Bu ne ya?" dedi. "Bu çocuk senin olamaz!" Her gördüğünde aynı tepkiyi veriyordu.

"Ne demek senin olamaz, benim işte."

Richard yaklaşmaya korkmuştu. "Yüzde yetmişi göz. Doğduğu günden sonra hiç değişmedi mi?"

Arthur ona ellerini uzattı gelmesi için. "Gel bana bebeğim gel hadi."

Eylül kafasını babasına gömüp küçük bir aralıktan izledi onu. Ürkek bir bebekti.

Oktay güldü. "Tamam bebeğim ben buradayım. Bana çok düşkün."

Richard ona gözlerini devirdi. "Senin de hoşuna gidiyor belli ki."

Liz gülüp onları ittirdi. "Size söylemiştim oyuncak gibiler diye. Bir türlü gelemediniz görevden. Nasılsın Eylülcüğüm?"

Eylül ona bakarken gülümsedi. Öpücük yapar gibi çıkık dudakları ve iri gözleriyle hep şaşkın gözüküyordu.

Eve de ona yaklaşıp eğildi. "Şunun güzelliğine bakın ya Oktay bu kız seni mahvedecek."

Arthur ofladı. "Ben de kucağıma almak istiyorum ya." Onları görmeyeli aylar geçmişti.

Oktay böbürlenen bir ifadeyle kızını daha sıkı tuttu. "Maalesef, babasından başkasına gitmekten korkuyor. Kahramanı gibi bir şeymişim, psikolog öyle dedi."

Nehir yanlarına gelirken ona bakıp güldü. "Evet, o yüzden mest olmuş durumda, neden geçmiyorsunuz?"

Dördü de içeri geçerken Eylül kendi kendine mırıldanıyordu.

"Eee?" dedi Nehir. "Alex ve Nick nerede? Onları da getirirsiniz sanıyordum."

Eve ve Liz aynı anda somurtkan bakışlarla "Hiç sorma." Dediler.

"Neden? Bir şey mi oldu?"

Eve "Eğitimdelermiş!" dedi. "Boşanmama ramak kaldı Nehir."

Arthur "Ne alakası var ya?" dedi. "Gerekli diyorum, biz de böyle yetiştirildik, hiç sorun çıkmadı."

Oktay güldü. "Ya ne demezsin."

Liz koltuğa oturdu. "Böyle bir saçmalık hayatımda görmedim. Oğlumu göremiyorum ya."

Nehir hala şaşkın bakıyordu. "Ama... Daha 2 yaşındalar."

Richard "Evet." Dedi. "Geç bile başladılar. Biz yürümeyi bile eğitimde öğrendik."

"Başlatma eğitimine Richard! Ben oğlumu eğitemiyor muyum?"

Arthur ikizine arka çıktı. "Ben Richard'la aynı fikirdeyim, gerekli. Profesyonel bir eğitim alıyorlar. Doğuştan yetenekli olacaklar."

"Boş verin bunları." Dedi Eve. "Defne nerede?"

Odalardan birinden kırılan ve devrilen eşyaların sesi gelince Nehir iç çekti. "Siz de onu sormayın."

Ayza - Yazılmamış Anılar (Yan Öykü)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin