"Babam! Babam geldi!"
Küçük Eylül Niler üstündeki battaniyeyi atıp yatağında ayağa kalktı. Babasını gördüğündeki heyecanı Nehir'i hep güldürüyordu.
Oktay keyifle onu kucağına alıp sarılırken, başını onun yumuşak sarı buklelerine yasladı. "Uykusu gelmemiş mi benim güzel kızımın?" Beş yaşındaki bir bebek için gecenin bu saatinde oldukça enerjik görünüyordu.
Eylül babasına sarılırken sevimli yüzüyle gülümsedi. "Gelmemiş. Masal zamanı. Sen okur musun babacığım?"
Oktay onu öperken güldü. "Okurum tabii ki canımın içi."
Nehir oturduğu sandalyeden kalktı. "Hadi bakalım o halde. Masal vakti komutan."
Oktay onun yerine sandalyeye otururken Eylül'ü yatağına yatırdı. Yan tarafa döndüğünde tüm ciddiyetiyle yatağında yatan Defne'yi görmüştü. "Ben seni uyudun sanmıştım. Neden ses çıkarmadın bebeğim?"
Defne ondan aldığı siyah gözlerle babasına baktı. "Ben bebek değilim. Komutanım."
Oktay odanın diğer tarafında kızlarının kıyafetlerini kaldıran Nehir'e baktı. "Bana mı komutanım dedi, kendi mi komutanmış?"
Nehir güldü. "Kendi komutan. Hem komutan hem kahraman."
Defne ciddiyetle başını salladı. "Evet. Komutan kahramanı."
Eylül kıkırdadı. Yatağında yana kaydı. "Defneciğim korkunçlu masal olabilir değil mi? Buraya gelmelisin hemen! Koş çabuk çabuk!"
Defne yatağından zıplayıp kalktı ve Eylül'ün yanına tırmandı. "Ateş gölüne düşmeden geldim Eylül!" dedi nefes nefese.
Eylül ellerini çırptı. "Aferin komutan kahramanı!"
Oktay gülerek onları izliyordu. "Sanki başka bir dil konuşuyorlar."
Nehir de güldü. "Ama izlemesi çok eğlenceli."
"Hadi!" dedi Defne. "Başla baba. Büyük savaştan başla."
"Yaa!" Dedi Eylül. "Önce uzun saçlı, kuleli kız!"
Oktay etrafına bakınırken kenarda duran kitapları gördü. Üsttekini eline alıp kapağını açtı. "Evet hazırsanız başlıyoruz. Bir zamanl-"
"Babacığım!" Dedi Eylül ince sesiyle. "Jack?" Diye sordu iri gözleri sorarcasına bakarken. "Belki Jackciğim de dinlemek ister? Soralım mı?"
"Jack bugün çok yoruldu bebeğim. Bırakalım da dinlensin olur mu?"
Eylül biraz düşündü. "Neden yoruldu?"
"Çünkü babam onu dövüyor." Dedi Defne sakince.
Nehir şaşkınlıkla bakarken Eylül minik elleriyle ağzını kapatmıştı. Oktay da aynı şaşkınlıkla Defne'ye baktı. "Nereden çıktı o?"
Defne omuz silkti. "Gördüm. Bahçede dövdün onu."
Eylül acıklı bir ifadeyle bakarken Oktay gözlerini devirdi. "Dövmedim tabii ki. Ders o. Sen benim birini dövdüğümü ne zaman gördün Defne?"
Defne düşünceli görünüyordu. Küçük suratı ciddiyetle bakarken gözlerini kıstı. "Nasıl olacak, dövüşlü ders mi olur?"
"Oluyor." Dedi Oktay ona nasıl anlatabileceğini düşünürken. "Canını yakmıyorum. Gerçek dövüş değil yani, spor gibi düşün."
Defne birden zıpladı. Bu fikri sevmiş gibiydi. "O zaman bana da!"
Oktay güldü. "Hiç düzgün bir şey istemezsin sen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayza - Yazılmamış Anılar (Yan Öykü)
FantasyAyza Serisi evreninde geçen, karakterlerin daha önce yazılmamış ufak hikayeleri. :)