Başım... çok kötü... ah... gerçi yavaş yavaş geçiyor...tamamen durdu. Şükürler olsun, daha ne kadar dayanabilirdim hiçbir fikrim yok. Peki en son ne yapıyordum... bekle bir dakika... ben kimim? Neden anılarım bu kadar bulanık? Algılarım tamamen kapalı hissediyorum. Hiçbir şey duymuyor, görmüyor, hissedemiyorum. Düşünebiliyorum ama sanki? Emin değilim....
Soğuk hissetmeye başladım, ama hala ses yok. Ah... şimdi neler olduğunu hatırlıyor gibiyim. Kendimi test edersem düşünebildiğimi doğrulayabilirim sanırsam. 2+2 kaçtır? 4... doğru olup olmadığından emin olmasam bile sanırım düşünebildiğimi kanıtladım ha? Peki başka bir tane daha... ben kimim? Dreemur @€$?½7>&?. Ne? Düşüncem değil bu... ben bunu düşünemem. "Sen de kimsin?" arkamda bir ses duydum. Arka? AAAAH BEYNİM PATLIYCAK! Beyin? AAAAAAAAAAAH! BU DAHA ÇOK ACITTI! Acı? AAAAAAAAAAAH! YARDIM ETSİN BİRİSİ LÜTFEN! Yardı- "Bekle biraz, birkaç saniye düşünmeyi kes yoksa kendi varlığını sileceksin"
...
...
"İşte böyle şimdi anladığım kadarıyla zihnin var olmama ile olma arasında kalmış... merak etme iyi olacaksın. Sana bunun için biraz yardım edebilirim? Önümde kalan tek şey bu sonuçta" -Dreemur'un zihni bir anda yavaşladı... o kadar ki kendi kendini ifade edemez durumda... Dreemur kendisini sadece küçük bir anıya sahip olduğunu bile fark edemedi- "siz aptal varlıklar neden var olmak için bir şeyleri sembolize etmek zorunda olursunuz ki?" sen... kimsin? "Harika artık konuşamıyorsun bile... dur sana şimdilik bir vücut veriyim" Dreemur bir anda eldiven giyer gibi bedenini giydi, farkında olamayacağı şey ise kendi bedenine çok benzediğiydi. "Konuşmayı dene hadi, merak etme seni kısıtlayan bu vücut ile zihnini yok edemezsin", "teşekkür ederim... sanırım" birdenbire Dreemur zihninin açıldığı 2 yaşından bu yaşına kadar olan bütün anılara tekrar sahip olduğunu fark etti. "Ben... öldüm mü?", "değişir; varlık durumuna göre evet, bir insana göre hayır", "Varlık durumu?", "ah, doğru siz var olanların bu yer hakkında hiçbir fikri yok değil mi?", "Burası neresi ki?" Dreemur etrafına bakmaya çalıştı ama etrafı yoktu, karanlık falan değildi direk yoktu. "Hiçbir yere hoş geldin, eskiden var olan ama artık olmayanların yerine." Ne? "Yani ben şu an varım ama burası şu an değil kapiş?" kapiş? "Tamam bunu cehaletine bağlıyorum..." aklımı mı okuyor "aklın dışarıda seni aptal", "peki madem istediğin zaman ne düşündüğümü biliyorsun neden bana vücut verdin" "Zihnini tamamen yok etme diye, eğer burada gerçek olan parçan yoksa ve zihnini çok dağıtıyorsan- ki bu aşırı düşünmek oluyor- puf diye yok olursun" "zaten yok değil miyim?" "Henüz değil, bak burası karışık bir yer ben bile neden hala varım çözemiyorum... ama sanırsam var olan bir parçam olduğu için" "ben bir parça göremiyorum" gerçekten de Dreemur onu göremiyordu, yaklaşık yarım saattir bu şeyleydi fakat burası tamamen boştu... o burada değildi. "Birisi zaman hakkında mı düşündü" gür bir ses duydum sesin geldiği tarafa bakmaya çalıştım ama boşuna "eh? Yön kavramının gerçek olduğunu biliyorsun değil mi? Yani burada öyle bir şey yok." Bu iş kafamı fena karıştırdı "ah unut gitsin senin için vücudumu getireceğim" bir anda Dreemur'un önünde dev bir adam meydana geldi sakalı uzundu, gözleri ise... aman tanrım göz irisi yok, sadece göz bebeği var fakat o da bir saatteki yelkovan ve akrep şeklinde. "Ah? Sen çocuklarımın yarattığı şu Temdolor'dan mısın?" çocukları mı? Eski ses geldi "zihni Temdolor ile alakasız... daha yüksek bir seviye... o özel birisi", "Ah Fred? Misafirimize saygısızlık yapmayı kes ve vücuduna gir" Fred mi? Şu masallardaki Fred mi? Efsanevi umursamaz! "Ne zamandan beri öyle tanınıyorum?" "Yaklaşık 100 yıldır, kitaplarda öyle yazıyormuş" saat gözlü olan konuştu "peki sence ben kimim?" hiçbir fikrim yok... dev boyutundan yola çıkarak sadece dev olduğunu varsayabilirim "Tamam bu gerçekten aşağılayıcıydı. Ben ölü zaman tanrısıyım, çocuklarım da 6 elementin tanrısı. Tanrılar ölünce yok oluyormuş, ilginç ha?" "Peki ben niye buradayım?" Fred konuştu "zihnin kendini yok etmek üzereymiş, bu da demek oluyor ki taşmaya falan başlamış. Son zamanlarda bir konu hakkında iki düşünceyi aynı anda düşündün mü?" "3 düşünceyi aynı anda düşündüğüm oldu" "vay be! Sen bir ilksin" "sonsuza dek burada kalmayacağım değil mi?" zaman tanrısı konuştu "saçmalama senin bizimle uzaktan yakından alakan yok burada kalamazsın" "alaka derken? Kalmak için size mi benzemem gerek?" Fred konuştu "ben ışıktan zinciri kırdım ve boşluğu özgür bıraktım, o da beni bünyesine kattı" "zincirli kapıyı ben de gördüm, fakat aynı zamanda cehennemden çıkış olduğunu da gördüm... bir de yoklukla alakasızdı... düşüncelerimden birinde varoluş olduğunu gördüm" zamanın tanrısı "ben varoluş görmüştüm, bu şey acılı kaderin işareti küçüğüm" Fred "herkes 3 tanesinden birini görür... benimki farklıydı. Sen ise üçünü de görmüşsün, hala nasıl var olduğunu anlayamıyorum." Dedi. "Nasıl geri dönebilirim?" zaman tanrısı "er ya da geç döneceksin merak etme. Şu an iyileşmen için buradasın." "Nasıl iyileşirim?" "Başlangıç olarak zihinlerinin efendileriyle buluşmalısın" Fred yanımda durdu ve "bekle seni ilkine yolluyorum" dedi "bekle Fred onu kullanabilirim. Var olmadığım için evlatlarıma karışamıyorum ama bu çocukta özel bir şey var. O benim yerime evlatlarımı durdurabilir ve ben de boşuna ölmemiş olurum." Dedi zaman tanrısı "beni kullanacak mısın? Üzerime Lanet falan mı yapacaksın yoksa!" "Hayır öyle bir şeye gücüm yetmez. Daha çok bir istekte bulunacağım. Benim için evlatlarıma güvenme olur mu." "Peki... neden?" "Büyük bir planları var ilerde anlarsın şimdilik fazla zorlama." Fred sırtıma dokundu ve birden darbe yemişe döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lordların Efendisi
FantasyDreemur, geçmişinden kaçamazsın. "Peki geleceğimden kaçabilir miyim?" 1. kitap bu kitap gerçek hayattan bağlantısız olarak yazılmış tamamen kurgu bir kitaptır (word 24 ölçekte aşağı yukarı 800 sayfa)