Savaşta katil ya da masum yoktur. Kahraman ve düşman vardır. Kahraman düşmanı, düşman kahramanı öldürür... peki kahramanın yanında savaşanlar? Onlar krallık ve toplumun ağzında değildir. Onlar sadece piyondur. Fakat bu aslında bir noktada iyi bir şey. Eğer herkes kahraman olsaydı kayıp daha fazla olurdu. Piyonlar daha büyük şeyler için feda edilebildiği için harikadır, kahramanlar ise... hiçbir komutan ya da kral bir kahramanı kolayca feda etmeyi göze alamaz. Bu sebep ile savaşlarda genelde birkaç kahraman ve birçok piyondan oluşur. Fakat biz düşman tarafında bir ayrım gözetmeyen varlıklarız. Düşmanın kahramanı da bizim için düşmandır, piyonları da bizim için düşmandır. En fazla aralarında bazı nadir kimseler parlar ve iki taraftan da saygı duyulurlar. Fakat bu sadece markalaştırmadan ibaret. Kesinlikle etkileri olduğu doğru ama onlar da eninde sonunda düşman. İşte bu savaşın cazibesidir. Basit sayılar ve psikolojinin karışımı.
"Beyler her şeyin hazır olduğunu tahmin ediyorum." Generaller ile kalenin görkemli bir odasında bekliyordum. Vanessa'yı güvenli bir yerden gözcülük yapmak için görevlendirdim. "Sizce işe yarayacak mı... Amiral?" başka birisi konuştu. "İşe yaramaz ise biz öldük. O kadar insanı ölüme yolladık." "Fazla bir kayıp değil, planımız için feda olması gereken piyonlardı." Karşı çıkmak isteseler de ağızlarını açamadılar. Camın önüne geçtim ve savaşın olması gereken yöne baktım. Başladığında Vanessa fişek atacaktı. Bu kız benim her şeyim. "Peki Amiral Rexem... sizce ne kadar sürer?" böyle bir soru bekliyordum. Masadaki kutuyu açtım ve içinden kemanımı çıkardım. "Son zamanlarda birlikleri eğitirken oldukça boş zamanım oldu, ben de bir hobi üzerine uğraştım. Ve bir besteyi harika çalabiliyorum." "Keman mı? Pe- peki hangi beste." Camın önüne geri gittim. "Savaş lordu Gerald'ın elinden Savaşın Teklifi. Çalması 27 dakika 47 saniye sürüyor." Aralarından birisi ayaklandı. "SA- SAVAŞIN TEKLİFİ Mİ?" diğeri "Bir sorun mu var?" "O beste... Savaş lordu o bestenin çaldığı süre bir savaşın bitebileceği en az süre olduğunu söylemişti." güldüm "Aramızda kültürlü birisi çıktı demek ha?" Vanessa fişeği ateşledi. "O halde perdeler açılır" camın önünde sanki sahnede eğilir gibi eğildim. Ardından dikelip çalmaya başladım. Kasvetli ve aynı anda hoş bir şekilde. Su elementallerine öldüklerinde patlamaları için yaptırdığım mühürler sayesinde gök yüzüne kadar yükselen patlamalar benim ritmimle birlikte uyuşuyordu. İşte bu gerçek savaş. Ritimli, kasvetli ve aynı şekilde... hoş.
Patlayan cesetler sayesinde taarruz etmeye hazır olan ordu çoktan dağılmıştı. Onlara saldıran intihar birliğinden başka bir tane daha gelebileceği için zaten aralanmış olan orduya sorumlular saldırı emri verdiler. Yellowshield klanından katılan ordu taht savaşından sonra kalanlardı ve patlayan intihar timi sayesinde önemsiz sayıya ulaştılar. Greeneye klanı hızları ile ünlüdür. Hızlıca Su Krallığının arazilerine daldılar. Ortalık onlar için epey boştu. Ta ki yeterince yaklaşana kadar. Yerden mekanik eller çıkıp askerlerin bir kısmını yakalayıp öldürdüler. Ardından yere gömülü olan bir takım mekanik insan görünümlü... şeyler hızlarına rakip oldular ve neredeyse tamamını temizlediler. Hayatta kalanlar mekanik insanları parçalarına ayırarak kurtuldular ama çok geçti. Çoktan 100 kişinin altındalardı. Bluestar klanı kalan diğer birlikleri kalkan olarak kullanarak saldırıya devam ettiler. Beklemedikleri bir saldırı ile karşılaştılar. Gök yüzüne binlerce ok fırladı. Fakat bu oklar farklılardı. Öncelikle uçları sivri değildi. Fakat dokunan bütün ya bayıldı ya da öldü. Okların altından hayatta kalanlar bile yerden sekenler tarafından vurularak etkisizleştiler. Çoktan kalan ordu 1000 kişinin altındaydı. Geri kaçmaya çalıştıkları an Lightners klanından 3000 kişilik bir destek geldi ve saldırmaya devam etmelerini sağladı. Fakat bu olana kadar toparlanmaları zaman almıştı. Etrafları sayıları bilinmeyen büyüklükte bir su elementali ordusu ile sarılmıştı. Normalde melekler temizleyebilirlerdi ama... kutsal karşıtı ekipmanlarla lanetli bir orduydular. Meleklerin silahları onlara zarar bile veremiyordu. Çoğu savaşarak öldüler. Melekler kaçmak için uçtular ama boşuna. 2. Bir ok yağmuru ardından yüksekteki melekler yere çakılarak öldü. Savaşta savunan Su Kraliyeti galip geldi. Savaşın süresi... 27 dakika 47 saniye. Hayalkent askeri üssüne rapor. (Vanessa'dan gelen kopyalanmış belge.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lordların Efendisi
FantastikDreemur, geçmişinden kaçamazsın. "Peki geleceğimden kaçabilir miyim?" 1. kitap bu kitap gerçek hayattan bağlantısız olarak yazılmış tamamen kurgu bir kitaptır (word 24 ölçekte aşağı yukarı 800 sayfa)