ŞAFAK 9

4.3K 265 38
                                    

"Anne?"diye seslendi küçük kız çocuğu karanlığa doğru. Yanıt alamadı, ses boşlukta üç kere yankılanıp kayboldu. "Anne.."dedi gözleri dolarken. Adım atmaya başladı. Çok karanlıktı, bir yerlere çarpmamak için ellerini öne uzatmak zorunda kalmıştı öyle ki. Mutfak olduğunu sandığı tarafa yöneldi.

Ufak bir cam kırılma sesine uyanmıştı küçük kız. Babası evde değildi, babası genelde evde olmazdı zaten, o yüzden annesi olduğuna emindi ya da Gargamel? Babasının ona aldığı Şirin Baba peluşunu götürmeye gelmişti belki? Başını iki yana salladı ciddiyetle. Gargamel gerçek değildi. Winks de. Bunu öğrense iyi olurdu.

Mutfağın kapısı açıktı, balkonun camından yansıyan sokak lambası ışığıyla biraz görebiliyordu şimdi içeriyi. Ama görmesi gerekeni göremiyordu. Annesi orada değildi. Ama emindi ki, ses buradan gelmişti. Geri gidip diğer odalara bakmak istiyordu ama biraz korkmuştu, çünkü çok karanlıktı ve annesi ses vermiyordu. Annesi ona hep ses verirdi oysaki.

Ürkek adımlarını ileriye yöneltti. Belki balkondaydı annesi, çamaşır asıyordu? Evet gecenin bu saatinde? Yetişkinler için hiçbir saat geç değildi ki! Annesinin hiç uyumadığını söylediğini bile hatırlıyordu!

Minik adımlarını önünde az daha takılıyor olacağı bir yoğunluk durdurdu. Başını eğip yerdeki kocaman şeye baktı.

"Anne?"dedi kocaman kocaman gözlerle inanamayarak bakarak. Aklı almamıştı, annesi neden burada yatıyordu? Çömeldi, yüzüstü yatan annesine belki otuz kere seslenerek dürtükledi. Ardından onu sırtüstü çevirdi. Anlam veremiyordu, annesi neden burada uyumuştu?

"Anne, uyan."dedi yumak ellerini kadının karanlıkta kül gibi görünen yanaklarına koyarken. Küçük kız bir terslik olduğunu anladı o sırada. Çünkü annesi çok sıcaktı. Ellerini çekip kendi yanağına yasladı, sonra tekrar annesininkine sonra tekrar kendi yanağına. Belki bunu yirmi kere yapmıştı ama anlamamıştı.

Annesi hep mi böyle sıcaktı da fark etmemişti, yoksa kendisi mi soğuktu da annesi ona sıcak geliyordu? Ve neden uyanmıyordu?

Bir süre ne yapacağını düşünerek oturdu orada. Çocuk aklı şimdiye kadar hiç böyle bir şey görmemişti. Bu ne demekti onu bile bilmiyordu. Acaba uyuyan güzel gibi bir uykuya mı dalmıştı annesi? Ama o gerçek değildi. Belki de gerçek miydi? Acaba uyuyan güzel de annesi gibi sıcak mıydı böyle, diye merak etti. Sonra uyuyan güzelin uyanması için prensin gelmesi gerektiğini hatırladı. Gözleri umutla parladı.

Ayağa kalktı, yemek masasındaki sandalyenin bacağına yapışıp var gücüyle çekmeye başladı. Arada bir durdu, dinlendi, sonra çekmeye devam etti. En sonunda lambayı yakan düğmenin önüne geldi. Sandalyeye tırmandı ve ışığı açtı nefes nefese. Zaferle gülerdi başka zaman olsa ama şimdi baba prensi eve getirmeliydi. Annesinin telefonla babasıyla konuştuğunu defalarca kere görmüştü. Annesinin telefonu da buralarda bir yerde olmalıydı.

ŞAFAK AskerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin