23

54 10 5
                                    

Karanlık bir kuyuda kalmak gibiydi aşk..
Ben içine çoktan girmiştim bile. Çekim için hazırlanmaya başladım. Bu benim ilk sahnem olacaktı ve daha önce çektiğim o saçma sapan bir şeye benzemiyordu. Her rejisörün bir filmde baş rolü aldığı olmuştur, bende bu deneyimi kazanmak için önce oyunculukla başlayacaktım.
Düşmanım olan it sürekli benimle uğraşıp duruyordu ama gerçekten bu umurumda değildi. Değil ona sinir olmak onunla muhatap dahi olmak istemiyordum. Yakamı düzelttiğimde tüm ekip beni bekliyor olduğunu fark etim. Baş rol oynamak çok tuhaf bir hissti ve tüm ekibin benimle ilgilenmesi beni boğmuştu resmen.
Giydiğim takım elbiseyle, havaalanında çekim yapmak için tüm insanlar bizi izlemekteydi.
Sözde ben Fransa’dan gelen bir Suriyeli rolü oynayacaktım.
Bunu duyduğumda çok komik gelmişti ama asıl hikaye bir Suriyelinin bir Türkiyeliyi sevmeseydi.
Sonra bir mafyanın içine girip Türkiye’nin bir çok mafyalarına karışarak ülkeyi birbirine katarak olaylar böyle gelişmekteydi.
Bu savaşta tek kaybeden Suriyeli oluyordu, çünkü ailesini kaybettikten sonra geriye sevdiği kız kalmıştı. Sevdiğim kızı öldürmüyorlardı çünkü bir çok mal mülk ona aiti. Suriye’de çıkan iç savaştan dolayı ülke orta doğuda en göze çarpan ülkesi olmuştu. Bir yandan Amerika bombaları, bir yandan Rus ve bizim savaşlar.  Gerçekten de orta doğuda bu kızgın savaşlar ne zaman son bulunacak?
Yani bir Suriyelinin bir Urfalı kızı sevmesi benimle şekha’yı andırıyordu.
İlk sahnem için uçak havalı bir iniş yapmamı istediler.
Halit beyin asistanı ayça bana nasıl ineceğimi gösteriyor ve sert bir bakışımın atmamı gösteriyordu.
Nedense içimde hiç heyecan yoktu ve yapacağımdan hiç şüphem yoktu.
Uçağın merdivenlerinden çıktığımda içeriye girdim. Kulağımda böcek vardı ve halit bey “başla” dediğinde ben uçaktan hızlı bir o kadar yavaş indim. Elimde bir çanta vardı ve arkamda bir adam gelmişti.
“Tamam kestik” diyerek birinci sahnem bitmişti.

“Tebrikler okkan çok başarılıydın diğerlerinde öyle olmanı istiyorum.”

“Kaç haftadır gece gündüz çalışıyorum. Hiç kuşkum yok” dedim ve toparlanarak
Diğer sahne için provaya denedikçe aklımdan şekha çıkmıyordu.
Konun asıl ilgimi çeken Suriyelinin Urfalı bir kıza aşık olmasıdır. Yarım yamalak Türkçesiyle kıza kendini tanıtmaya çalışması beni güldürüyordu.
Hatırlıyorum da, ben ilk şekha’yı gördüğümde fotoğrafını çekip geceleri bakıyordum.
Bunu düşünürken kendi kendime güldüğümü fark ettim.
Umarım kimse beni gülerken görmemiştir, sonra kariyerim şimdiden yerlerde olur.
Neden bir saniye aklımdan çıkmıyordu Arap kızı?
Sürekli onu düşünmekten kendimi düşünemiyordum.
Biri beni yemeğe davet etmese hep aç olarak kendimi doyurmayı unutuyordum.
Şekham... diye içimden geçti.
O kuaför işiyle meşgul ve bende bu sahnelerle meşgulken o, bir an bile aklımdan çıkmıyordu.
Arada çektiğimiz fotoğraflara bakıyordum.
Gözleri, gülüşleri bana her şeyi unutturuyor sadece ona karşı özlemimi getiriyordu.
Bu kadar çabuk şekilde bir kıza bağlanmam ve ona yalvarıp yakarmam düşündükçe nedenini bulamıyordum.
Nefes aldıkça o aklımdan bir an çıkmıyordu.

Ben ilk defa bir kızın önünde diz çöküp ağladım. Beni kendisine bağlayan nedir ki?
Ben anneme bile bu kadar bağlı olmazken!
Bana ne oluyor?
O kadar aşığım ki, şimdi yine karşıma çıksa tüm ekibin hata milyonların içinde ona aşkımı haykırabilirim.
Ve bilmiyorum aşk benim gözümü körertecek kadar küçük değil benim yüreğim.  şekha’nın asla beni bırakıp gideceğini düşünmüyorum.
İkimiz birbirimize söz verdik, asla ne pahasına olursa olsun bırakmayacaktım onu.
Allah’ım lütfen bizi birbirimizden ayırma!
Diye dua ettim. Hiç dua etmeyen birine dua ettiriyor aşk.
Sonsuza kadar devam etmesini istiyorum, böyle gelip geçici bir aşk olmasın.
Bu aralar çok değiştim, mesela daha düzenli kafam da bazı şeyleri toparlıyordum. ve beni değiştiren bu Arap kıza borçluyum.
Egomu, kariyerimi hepsini kenara çekip onun uğruna canımı feda edebilecek kadar savaşmaya hazırım.
İçim kıpır kıpır..
Çekimler hızla ilerlerken telefonda onunla mesajlaşmak benim ona karşı olan özlemimi gidermiyordu.
Bir an önce onunla görüşmek için mesaj çektim.
Ve neyse ki gün batımından önce yine buluşma mekanımızda buluşacaktık.
Ona bir sürpriz yapmak istiyordum. Peki ne?
Acaba mekanımızı süsleyip her yere onun ve kendi aşkımızla bir şey karelesem.
Bu işi tamamen kendim halledecektim çekim biter bitmez daha önce koşuşturduğum işlere şimdi düşmanım olacak it koşuşturuyordu. İşte bu çok güzeldi.
Bende mekanı süslemek için bir kaç eleman bularak gereken bilgileri iletim. Bazı yerlere mobilya ile döşeyip duvarlara ise birimizin isim ve ona yazdığım bir kaç şiiri aktaracaktım.
Mobilya olarak kalp şeklinde bir çift kişilik bir koltuk seçtim. Sonra duvarların deklarasyonu için bir an önce elemanlar işe girişmişti.

Gizli aşk bahçesi (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin