Göbeğini içine çektiğinde tüm vücudunu titretmeye başladı. Ben o sıra sırıttım. Müziğin sesside yavaşlayıp bir raks haline aldı. Onun vücudu titrerken, benim ayağım yerden kesiliyordu.
Bulutların içindeymiş gibi beni buhar ediyor dünyanın dört bir yanına savuruyordu. Bir anda gözü kayıp bana baktı. Evet beni gördü, belki de görmedi bundan fazla emin olmadım.Müzik bitti ve hala bana baktı. Kaşları çatmış asi bir tavırla baktı. İçimi ürperti açıkçası. Nasıl desem öyle güzeldi ki bu hali bile, beni baştan çıkardı.
Ben acilen buradan ayrılmalıydım yoksa bu kız gözleriyle beni öldürebilirdi. Koşar adım odama doğru yürüdüm. Böylesi güzel bir kızın, bu şekilde oynaması ve hayali benim gözlerimin önünden geçip gitti. Bu nasıl bir oyundu anlayamadım. Daha önce böyle oynayanları görmüştüm ama bu kadar güzel oynayanı ilk defa görmüştüm.
Sahi bu kız nasıl böyle oynayabiliyor? Yani.. bu gibi dansları kadınların özelikle dans kurslarına giderek öğrenirdi. Doğu tarafında pek fazla tercih edilmezdi. Onların kendine özgün oyunları vardı. Bu şehir her geçen gün beni şaşırtmıştı. En çokta taktığım aslında bildiğimi zannettiğim bu kültürlü şehirde, her geçen gün farklı şeyler öğreniyordum. Dahası hiç zannettiğim gibi değildi.Odama girdiğimde bilgisayarımı acil bir şekilde açtım. Tam fotoğraflar bölümüne girdiğimde tekrar esmer güzelli kıza bakacaktım. Adı neydi? Şekha çok tuhaf bir isim. Çokta etkileyiciydi. İki gündür durmadan esmer güzelli şekha’nın fotoğrafına doyamamıştım. Mükemmel ötesi bir şeydi. Bu kızda beni çeken bir şey vardı. Belki de.. onun gibisini ilk defa gördüğüm için ve Fotoğraftaki pirsingi, kara gözleri sanki bilerekten verdiği güzel pozlara bakıp durdum. Kendimi şu platonik aşıklar gibi hissetim. Bunu düşününce mantıksız olduğunu anladım. Bu sefer fotoğrafı kapattığımda, o dansı gözlerimin önünden geçip durdu. O an mailimden bir mesaj gelmişti. Tabii de halit beydi. Başka kim olabilirdi ki, yalnızdım. Hayatımda hiç kimseyi barındırmıyordum. Barındırmıyorum derken şunu kastediyorum, insanların sahte yüzlerine katlanacak kadar genç değildim. Zaten barındıracak kadar insanları değerli bulmuyordum.
Beni bu hale getirenler utansın hata benim gibi hep yalnız kalsın. Ah.. kime beddua ediyordum ki, sanki onlara olunca ben mutlu olacaktım. Saçmaladığımı düşündüm. Bir kaç işimi bilgisayardan haledip, sonra odadan çıktım. Her odaya bakınıp şekha’yı görme umuduyla gözlerim dönüp durdu. Tam holde geldiğimde, bahçede Yusuf abiyi gördüm.
Bahçeye çıktığımda hiç fark etmediğim göl gibi akıp giden duvar kenarlıklarına yapılmış suyu görmüştüm. Bütün duvarı çevreleyen ilk defa karşılaştığım bir şeydi. Gözümü sudan aldığımda Yusuf abinin yanında beş kız bulunuyordu. Tam gözüm aradığım kişiye bakındı ki şekha ile göz göze geldik.
Kara gözleri benim içimi yaktı. Sanki alev dökercesine. Diğer kızlar saçlarını siyah eşarpla örtmüşken şekha ön saçları dışarıda, giydiği şal ise daha çekiciydi. Bu kızın her şeyi bana farklı gelmişti. Duruşunda bile bir endam, bir farklılık vardı.
Önde duran siyah şalla örtülmüş kız “Dayı bu kim?” diye sordu. Gözlerinde bana karşı bir hayranlık sezmiştim.Yusuf abi bana bakarak tebessüm etti.
“Hele gel oğaan seni yiyenlerimle tanıştırayım” dedi.
Benim adım oğaan değil Okkandı. Neden ismim hakkında bu kadar durduğumu söyleyecek olursak babamın bir armağanıydı. İsimden armağan olmazdı ama babam tutturmuş adım okkan olsun diye ve adım okkan olmuş. Nadir adlardan biridir okkan. Bunu söyleyemiyordum.
Gözüm sürekli şekha’da olmasına rağmen zar zor onlara bakındım. Ağır adımlarla genç kızların bana hayranlıkla bakındığını fark ettiğimde göğsümü iyice gevşettim. Hadi ama okkan egolu ol şu kızın egosunu söndür. Şu şekha denen kıza gıcık olduğumu söylerdim ama aynı zamanda cazibesine kapılıyordum.
Bu genç kızlara farklı geliyordum, Evet farklı olmam hiç şaşırtıcı değildi. Çünkü giydiğim son model markalı spor ayakkabım, yeni moda olan kot pantolonum ve giydiğim v kesimli tişörtüm. Tabii de çok farklı görünecektim.
“Merhabalar” dedim. Özelikle şekha’ya bakarak. O yine keskin bir bakış atmıştı. Anlayamıyordum, neden bu kadar asi ve güzel olabiliyordu. O keskin bakışları canımı acıtmıştı. Sanki kalbime iğneyi batırır gibi.
“Oğaan oğlum bunlar benım yeğenlerim seni merak etmişler. Bizim arap kızlar biraz filime meraklıda”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli aşk bahçesi (TAMAMLANDI)
Teen Fictionİki tutkunun bir araya geldiği, imkansızların olduğu, sınırların var olduğu bildiği halde aşkın tutsaklığına kapılan iki aşk.. Ölümün yakın olduğu, gökyüzünün ise derin olduğu, doğunun karşı konulmaz adetlerin var olduğu unutmuştu genç adam. Acılar...