20

1.3K 89 30
                                    

Kuzey

Özgür'e bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum ama bir kere bile hafifçe bana bakmıyordu.

Ona nasıl bu kadar çabuk bağlanmıştım ki? Devamlı olarak kendimi sorguluyordum. Kulaklıklarım takılı onu izliyordum bi yandan, arkadaş grubuyla şakalaşıyor ve mutlu görünüyordu.

Fizik dersindeydik ve gereksiz ses çıkarıyorlardı grupça. Hüseyin hoca onlardan birini oradan kaldırıp grubu dağıtacaktı ama doğru zamanı bekliyordu.

Camdan yansıyan ışık Özgür'ün hafif esmer tenine vuruyordu. Arada salak salak kahkaha atıp Hüseyin hocayı sinir ediyordu, sonrasında bir şey yapmamış gibi defterine bir şeyler kararıyordu.

"Özgür yeter be oğlum! 20 dakikadır konuşuyorsun."

Hüseyin hocadan beklenen atak gelmişti, şimdi orayı dağıtacaktı.

"Hocam tek ben konuşmuyorum ki! Melih falan hep konuşuyor." demişti gülerek. O kadar salaktı ki daha fazla ona bakmamak için kafamı duvar kenarına çevirip uyuma numarama devam ettim.

"Sus Özgür sus. Geç Kuzey'in yanına."

Ne? Siktir. Ne? Hüseyin hoca?

Sınıfta ölüm sessizliği vardı. Özgür ve arkadaşlarının hafif kıkırdaşmasını duyduktan sonra sıramın bir tarafının çekildiğini hissettim.

Özgür yanımdaydı, nasıl nefes alacağımı bile unutmuştum. Kafamı hala sıradan kaldırıp ona doğru dönmemiştim ve dönemezdim de

"Özgür burada da sıkıntıdan ölürsün sen bak. Aynı sırada 2 ölü olmasın." dedi önümüzde oturan çocuk.

Özgür ses çıkartmadı. Kalbim kırılmıştı, neden bilmiyordum, aslında bu kadar çabuk üzülen biri değildim bile.

Gözlerimin dolduğunu hissettim. Kafamı koluma bastırdım ve yavaşça nefesimi verdim.

Hüseyin hoca dersin son 20 dakikasını bırakmıştı. Özgür'e ise yerine geçmemesi gerektiğini söylemişti.

Kafamı yavaşça kaldırdım ve etrafıma bakındım. Özgür yere bakıyordu ve kendimi ondan bir adım geriye çektim.

Gözleri yüzümü buldu ama ben ona bakmıyordum. Onun bakışları delip geçiyordu sanki. Kalbim uyuşmuştu.

Bir el dizime yavaşça dokundu. Dizimi salladığımı fark bile etmemiştim ama Özgür durmam için dokunmuştu.

"Kusura bakma." zar zor ağzımdan birkaç şey çıkmıştı.

"Sallanma." sesi soğuk değildi ama kırılmaması gereken bir duvar varmış gibiydi.

Kafamı geri sıraya koydum ama bu sefer ona doğru döndüm.

O da yaptığımı tekrarlayıp kafasını sıraya koyup yüzünü bana çevirdi.

İkimizde birbirimizin yüzüne bakıyorduk bu şekilde. Onla göz teması kurmak bana ağır gelmişti. Bana böyle bakmasını kaldıramamıştım.

Gözümden bir yaş düşünce kafasını kaldırdı. O sırada da zil çaldı.




iyi okumalar :(

kurguyu bok eden ben

maniac (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin