Kuzey
Özgür ile kahvaltıdan sonra içeri geçip Kaya'yı beklemeye başlamıştık. Kaya babasına haber vermişti ve kamera kayıtlarına bakacaklardı.
Ne olursa olsun ifade verecektim. Özgür'ün bu durumdan çok çektiğini anlamıştım, anlattığı kadar değildi her şey sadece.
Oturma odasındaydık, bu evde bir kişinin daha yaşadığını anlamıştım ama sanırım çok uğramıyordu, annesi olmalıydı.
Özgür'ün bacakları titriyordu. Kendini çok germişti, korkttuğu o kadar belliydi ki. Ona sarılıp her şeyin geçeceğini hatırlatmak istiyordum.
Zil çalınca kapıya ben gittim, Kaya, Melih, Berat hepsi gelmişti. Beni gördüklerinde biraz şaşırmıştı Berat ve Melih ama pek umursamadan Özgür'ün yanına gittiler.
Onları daha önce böyle görmemiştim. Aslında onları tanıyor sayılmazdım, buradaki kimseyi tanıyor sayılmazdım.
Berat ve Melih direkt Özgür'ün yanına oturdular, Kaya karşılarındaki koltuğa geçti. Kapıda dikilmiş onları izliyordum çünkü gergin hissediyordum.
"Otursana Kuzey, yorgun gibisin zaten." dedi Kaya.
Bir şey demeden yan koltuğa oturdum. Melih Özgür'ün yanaklarını sıkıyordu, Berat ise onlara boş boş bakıyordu. Kaya ise daha düşünceliydi.
"Kurtulduk mu abi? Bitti mi yani?" diye sordu Melih.
"Bitmek üzere." dedi Özgür.
"Olan Kuzey'in suratına oldu, baksanıza mahvetmişler güzelim çocuğu." dedi Berat.
"Sanki siz hiç etmediniz." dedim gülerek. Aslında dalga geçmiştim ama Özgür hariç diğerleri kasılmıştı.
Kaya'nın telefonu çalınca odayı terk etti, Berat gözlerini bana dikmiş bir şekilde bakıyordu.
Kafamla "ne oldu?" yaptım.
"Boynundaki dayaktan mı yoksa Özgür'ün ağzından dolayı oluşan bir morarma mı onu çözmeye çalışıyorum."
"Götümden dolayı olan bir morarma Beratcığım. Götümle boynuna vurdum." dedi Özgür.
Kaya içeri kocaman bir gülümsemeyle geri girdiğinde gözlerimizi ona diktik.
"Kamerada yüzü net gözüküyor, buraya kadar bırakışı da. Nezarethaneye alacaklarmış, yarın da ifade vermeye gidebilirmişiz."
Herkes rahat bir nefes verdi. O sırada telefonum çaldı. Cebimden çıkarıp arayan kişinin kim olduğuna baktım, babam arıyordu.
Yüz ifadem değişmiş olacak ki Özgür ne olduğunu sormuştu.
"Bunu açayım dönerim geri."
Yanlarından kalkıp mutfağa gittim. Telefonu biraz titreyerek de olsa açtım."
"Neredesin sen?"
"Arkadaşımdayım baba."
"Derhal eve geliyorsun. Senin için ne kadar endişelendik haberin var mı?"
"Neden endişelendiniz?"
"Kamera kayıtlarına bakmışlar parkın. Eve gel çabuk."
Sıçmıştım. Galiba, yani emin değildim. Sesi endişeli gelmiyordu ama annem endişelenmiş olabilirdi.
İçeri yanlarına döndüm.
"Kim aradı?" diye sordu Özgür.
"Babam aradı, eve çağırıyor."
"Ben bırakayım seni." dedi Özgür. İtiraz etmedim.
Herkesle vedalaştıktan sonra Özgür ile dışarı çıktık.
Zaten aynı sitedeydik, eve gitmem 5 dakikamı bile almayacaktı ama yine de gerilmişti ve benimle gelmişti.
Yürürken devamlı olarak beni itekliyordu. Canım acıyordu ama ses etmemeye çalışıyordum.
Binamın önüne gelince duraksadık.
"Bundan sonrasını kendim gidebilirim prensim." dediğim zaman kahkaha atmıştı.
Kendine çekip kısaca sarıldı ve beni bıraktı.
Kapıdan içeri girene kadar da gitmedi.
Eve girdiğim zaman annem ve babam derin bir nefes verdiler. Annem bir anda bana sarılınca şok olmuştum.
"Kim yaptı sana bunu? Bulup şikayetçi olalım." dediği zaman tuhaf hissetmiştim. Babam genelde beni zaten döverdi, bundan daha kötü olduğum zamanlarda olmuştu.
"Olacağız anne. Yarın ya da ondan sonraki gün karakola gideceğim."
"Tamam, bak baban da gelecek seninle. Birlikte gidip gelin olur mu?"
Kafamı salladım, babam sırtımı sıvazladı ve odama geri döndüm.
Aynada kendime baktım, aslında çok kötü görünmüyordum da. Kendimi rahat hissedeceğim birkaç bir şey üstüme geçirip kendimi yatağa atmıştım.
Bundan sonra ne olacaktı? Özgür ile birlikte mi olacaktım? Biz bir şey miydik?
Düşüncelerim belki şu an olan duruma absürt kaçıyordu ama bunu düşünmeden edemiyordum.
Peki ya, Yiğit suçsuz çıkarsa bir şekilde o zaman ne yapacaktık?
En iyisini düşünmeliydim sanırım.
BU BÖLÜMÜ YAZAMADIM RESMEN
3 gün 3 RESMEN ÜÇ hevesim asla asla gelmedi
kötü olduysa üzgünümlove y'all 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maniac (boyxboy)
Fanfiction[TAMAMLANDI] Birbiri ile uğraşmaktan başını kaldıramayan iki gencin zamanla birbirlerini kabullenişleri, reddedişleri... Belki başkasının başına gelse çoktan pes edecek iki çocuğun inatla yola devam etmesi ve bu yolu aşk ile örüşleri. "Tekinoğlu, se...