"Özür dilerim." dedi Özgür gözlerinden yaşlar akarken. Ağlamaktan bitap düşmüştü neredeyse, ağlıyordu ve özür diliyordu sadece.
Kuzey, gözlerini ondan kaçırıp kanlı ellerine baktı. Burnundan akan kanların hepsi elinde kurumuştu ve çirkin duruyordu. Derince bir nefes alıp onları gülümsemeyle izleyen adama baktı.
"Acı çekmiyorum orospu çocuğu." dedi Kuzey onu kışkırtmak istercesine. Özgür, Kuzey'e durması için yalvarırmışçasına baktı.
"Kuzey..." diyebildi Özgür, Kuzey'in yüzüne bir tekme gelmeden önce. Gözlerinden yaşlar akmaya öylece devam ediyordu.
Kuzey ağzındaki kanı tükürüp karşısındaki adama baktı. Büyük ihtimalle öleceklerdi, neden ağlayıp duruyordu? Son anlarını mutlu kılabilecekken neden ağlıyordu?
"Ağlama." dedi tıslayarak Kuzey. Özgür'ü ağlarken görmek istemiyordu. Son anlarında Özgür'ü ağlarken görmek istemiyordu.
Şansa ikisinden biri kurtulursa, birbirlerini son gördüklerini an bu olsun istemiyordu.
"Kardeşim." dedi Yiğit. Özgür titreyerek Yiğit'e baktı.
"Öldür beni nolur. Ona bir şey yapma." dedi. Sabahtandır bunu söylüyordu zaten ama işe yarıyor muydu?
Yiğit Özgür'ün yanağını okşadı. "Yapmam kardeşim." dedi alnına öpücük bırakırken. Özgür hırçınca kafasını salladı ama bağlı olduğundan bu işine yaramadı.
Yiğit, Kuzey'in önüne geldi. Elindeki bıçağı yüzünde doğru doğrulttu.
"Nereni kesmemi istersin?" dedi gülerek.
Kuzey, yüzüne istemsizce tükürdü adamın. "Orospu çocuğu!" diye haykırdı.
Adam deliye dönmüş gibi hissetti. Belinden silahını çıkarıp Kuzey'e doğru doğrulttuğunda Özgür'den bir haykırış koptu.
"Vursana lan!" diye bağırıyordu Kuzey.
Özgür, onu sevdiğine dair bir sürü şey söylüyordu Kuzey'e ama ilgisini bir türlü çekemiyordu. Kuzey sanki ölümünü çoktan kabullenmişti ve bunu değerli kılmaya çalışıyor gibiydi.
Hayat buydu işte, her şeyin bir sonu vardı. Özgür'ün bakmaya kıyamadığı çocuğun yüzü yara bere içindeydi. Şafağı bile göremeyecekti belki de. Gerçekler kalbini sıkıştırıyordu, patlayacak hale getiriyordu neredeyse.
Öte yandan Kuzey, Özgür'e ağladığı için öfkeliydi. Bu adama istediğini verdiği için öfkeliydi. Son anlarını Özgür'ün güzel tenine bakarak geçirmek istiyordu, ağlamasına bakarak değil.
Ah, ne hayalleri vardı değil mi? Üniversite, yurt dışı, kedi... Neler neler düşünmüşlerdi ama her şey buraya kadardı. Ölümün ne zaman geleceği, kimden geleceği belli değildi.
Kuzey sevdiği adama daha doya doya sarılmadığı, öpmediği, sevişmediği için kendine lanet etti. Bir daha bunların hiçbiri olmayacaktı çünkü.
"Sen yapacaksın." dedi adam Özgür'ün tek eline silahı verip Kuzey'e tutarken.
Kuzey ilk defa geldiklerinden beri korkmuştu. Özgür'ün eli titriyordu, tüm vücudu zangır zangır titriyordu. Yiğit elini tutmuyor olsaydı şu an bu silahı tutamazdı.
İkisi sadece nefes nefes birbirine bakıyordu. Ne bir düşünce vardı, ne bir haykırış. Her şeyin sonuydu bu. İkisinin sonu buydu.
Özgür'ün yanağından yere düşen yaşların birkaçı silahı ıslatmıştı. Kuzey, Özgür'e bakarak gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maniac (boyxboy)
Fanfic[TAMAMLANDI] Birbiri ile uğraşmaktan başını kaldıramayan iki gencin zamanla birbirlerini kabullenişleri, reddedişleri... Belki başkasının başına gelse çoktan pes edecek iki çocuğun inatla yola devam etmesi ve bu yolu aşk ile örüşleri. "Tekinoğlu, se...