42

780 51 54
                                    

Kuzey

Kuzey
Özgür

Özgür'ün evinde kalmaya şu 1 haftadır çok alışmış gibiydim. 1 haftadır neredeyse her gün onunlaydım, birlikte uyuyor, yemek yiyorduk. Hayatımda hiç mutlu olmadığım gibi mutluydum.

Aklımda soru işaretleri yoktu demek anca kendimi kandırmak olurdu ama şu an bu adamın yanında o kadar iyi ve güvende hissediyordum ki, kıyamet kopsa bana hiçbir şey olmayacak gibiydi. Eskiden olsa Özgür'ü gördüğüm yerde yönümü değiştirirdim, şimdi ise tüm yönlerim ona çıkıyordu.

Ona kapılmıştım. Kendime engel olamamıştım. İlk başta bu duruma çok kızsam da şu an kendimi çok rahatlamış hissediyordum. Uzun zaman sonra güvende hissediyordum. Bu his benim gibi biri için paha biçilmez bir şeydi.

Okula gitmek için çoktan hazırlanmıştım ama Özgür yavaş yavaş giyiniyordu, sanki okula değil podyuma gidiyor gibi kendine özen göstermeye çalışıyordu. Bana kendini beğendirmek için olduğunu söylüyordu ama ben onun uyurken ağzının hafif açık halini bile seviyordum.

Sonunda hazırlanmayı başarabilmişti. Ayaklarını sürüye sürüye yanıma doğru geldiği zaman gözümü devirdim. Başkası görse ona soğuk davrandığımı bile düşünebilirdi.

Ayakkabımı giymek için kapının oraya doğru ilerleyince önümde durdu.

"Öpücük yok mu?"

"Özgür'üm nolur çekil, bak zaten ayakkabı giyerken çok zorlanıyorum."

Bu halime kahkaha atmıştı.

"Gel sen bakayım şöyle. Üzgün bebeğim benim, hiç mutlu olmuyorsun ha burnunu yediğim."

Kolunun altında beni hafiften boğarak saçlarımla oynuyordu. Hafifçe kendimi geriye çekip dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum.




Her zaman oturduğum sıra yerine farklı bir sıraya oturuyordum 1 haftadır. Melih, Berat, Kaya ve Özgür'ün her zaman oturduğu sıraların birinde oturuyordum. Her zaman Özgür ile oturduğum söylenemezdi, bazen Melih onunla oturmam için çok ısrarcı oluyordu.

Yine Melih ile oturuyordum, eh, buna bir itirazım yoktu çünkü Melih çok eğlenceli bir çocuktu. Yanındayken ister istemez mutlu oluyordunuz, bu yüzden onunla birlikte oturmaya bir itirazım yoktu.

Öte yandan Kaya vardı, gerçekten adının anlamını taşıyan bir çocuktu. Arkadaşlarının yanında eğlenceli kişiliğinin yanı sıra çok zekiydi. Bu sadece dersleri iyi diye değil, davranışları olsun her şeyiyle mükemmel gibiydi. İç dünyasında büyük ihtimalle bir kargaşa vardı ama onu susturmayı çok iyi bilen birisiydi.

Berat, Melih ve Kaya'nın aksine ne çok neşeli ne de çok durgundu. Tam ortada bir karakterdi, arkadaşlarını her şeyden öne koyan, basketbol bağımlısı bir çocuktu. Arkadaş grubunun "anne" rolünü ne kadar belli etmese de onun üstlendiğini düşünüyorum.

Özgür ise arkadaş grubunun merkez kişisiydi, bunu anlamak zor değildi. Herkesle ilk o arkadaş olmuş ve bu arkadaş grubunu bir araya getirmişti. Herkesle ayrı bir geçmişi, ayrı bir dostluğu olduğundan grubun en güvenilir kişisiydi. Melih, başını derde sokarken hiç düşünmüyordu çünkü Özgür'ün onu koruyacağından emindi. O, böyle bir arkadaştı.

Kendi arkadaşlıklarımı düşündüm, aslına bakarsak hiç böyle bir arkadaş grubum olmamıştı. Arkadaşlarımın çoğu okuldan okula görüştüğüm, çok bir şey paylaşmadığım kişilerdi. Yani, yakın arkadaşım yoktu. Yayılan dedikodudan sonra da herkesin gözünde "eşcinsel" durumuna düştüğümden, sanki bu kötü bir şeymiş gibi, tek kalmıştım.

maniac (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin