Oy vermeyi unutmayın lütfen :)
Multimedia: Ege
"Lütfen dikkat! Pegasus Havayolları PC 2008 sefer sayılı Antalya uçağı, 208A numaralı çıkış kapısından yolcu alımına hazırdır. Yolcuların çıkış kapısından uçağa gelmeleri rica olunur."
Yapılan anonsla beraber tam karşımda duran ve fazlasıyla endişeli görünen ve sinirle söylenen Mert'in suratında gezdirdim bakışlarımı. "Nerede bu gerizekalı? Havaalanına bile geç gelmeyi nasıl başarıyor?"
"Ben demiştim size, biri onu evinden almalıydı." Sağ tarafımda saçlarını tepeden at kuyruğu olarak toplayan Beyza'ya çevirdim bakışlarımı bu sefer. Artık bu duruma alıştığı için hiç de şaşırmış gibi görünmüyordu.
Mert telefonunu kulağına götürdüğünde beklentiyle suratına baktık ama birkaç saniye sonra telefonu kulağından çekmişti. "Piçe bak, meşgule attı beni. Eğer yetişemezse kardeş mardeş dinlemem, bırakıp giderim."
"Tekrar arayalım." diye mırıldandığım an göz ucuyla bize doğru koşan adımlarla gelen biri görmüş, hızla bakışlarımı o kişiye çevirmiştim. "Sonunda!"
Ege nefes nefese yanımıza ulaştığında Beyza onun bu haline gülmüş, Mert ise dişlerini sıkarak "Allah'ın cezası, 'erken gel' lafından ne anlıyorsun sen?" diye isyan etmişti.
Alayla, "Ona 3 saat önce gelmesini söylemeliydik, ancak o zaman zamanında gelirdi." dediğimde Ege bakışlarını ilk kez bana çevirmişti. "Kapa çeneni, Eylül. Bir de seninle uğraşamam."
Ege'yle hiçbir zaman gruptaki diğer erkeklerle-Aras ve Mert'le-olduğum kadar yakın olamamıştım. Gerektiğinde birbirimizle konuşur, bir sıkıntımız olduğunda birbirimize yardım ederdik ama arkadaş grubumuz dışında ikili iletişimimiz yoktu. İletişime geçtiğimizde ise diyaloglarımız seviyeli olurdu, birbirimize ne çok samimi ne de soğuk davranırdık ama Ege, nedenini anlayamadığım bir şekilde mezuniyet balosundan beri bana ters davranıyordu. Sesimi duymak bile onu rahatsız ediyordu sanki.
"İnsanları bekletmemeyi öğren o zaman." dedikten sonra sırtımdaki çantanın askılarını düzeltip anons edilen kapıya doğru ilerlemeye başladım. Beyza anında yanımda bitmişti. "Siz kavga mı ettiniz?"
"Hayır." dedikten sonra arkayı kontrol edip bizi duymadıklarından emin oldum. "Bana gereğinden fazla soğuk davranıyor ve ben nedenini bilmiyorum."
"O zaman nedenini sor?"
Kafamı iki yana salladım. "Antalya'ya tatil yapmaya gidiyoruz, bunlarla uğraşmaya değil."
Liseden yeni mezun olmuş, üniversite sınavına girmiştik ve ailelerimizi beraber tatil yapmak için ikna edebilmiştik. Grubumuzun bir diğer üyesi olan Aras bu yaz için bizi ailesinin yazlığına davet etmişti. Ailesi orada olmayacaktı ama onların yerine ev işlerine yardım edecek bir çalışan olacaktı.
Kapıya ulaşıp diğer birçok insan gibi bilet kontrol sırasına girdiğimizde Mert sırıtarak "Aras'a sordum, sitede bir sürü güzel kız varmış." dedikten sonra Ege'ye döndü. "Tabii senin başın bağlı kardeşim, şansına küs."
Ege altı aydır düzenli bir ilişki içersindeydi. Sevgilisi Derya gözlemlediğim kadarıyla iyi bir kızdı ama hiçbir zaman bizim grubumuza dahil olmamıştı, genelde ikisi baş başa vakit geçirmeyi tercih ediyorlardı.
Ege hiçbir şey söylemeden etrafına bakınmaya başladığında Mert ve Beyza'ya kısa bir bakış attım. Üçümüz de susmayı tercih etmiştik çünkü belli ki, Ege az önce aldığı tepkilerden dolayı bize kızgındı.
Yaklaşık 1 saatlik yolculuğun ardından Antalya Havalimanı'na vardığımızda bizi karşılayan kişi Aras'tı. Önemli birini bekleyen bir şoförmüşçesine, adlarımızın yazılı olduğu bir kağıt tutuyordu elinde. Onu görünce sırıtarak yanına ilerlemiştik.
Kısa bir selamlaşmanın ardından arabasının bulunduğu yere gelip bavullarımızı bagaja yerleştirdikten sonra "Ön koltuk benim!" diye bağırdım. Ege'yle saliseler süren bakışmamızdan sonra ön koltuğa doğru koşmaya başlaması beni afallatmıştı, ancak saniyeler sonra peşinden koşmaya başlayabilmiştim. "Önce ben dedim!"
"Önce ben geldim." diyerek oturmaya niyetlendiğinde onu sertçe kendime doğru çektim ve dengesini kaybettiğinde sol bacağımı arabaya soktum ama çok geçmeden kendimi önce Ege'nin kolları arasında havada, sonra arabadan uzakta bir yerde bulmuştum.
"Üniversiteye mi başlıyorsunuz ilkokula mı belli değil."
Aras, iri vücuduyla kapının önüne geçip Ege'nin öne binmesini engellediğinde benim binmemi istediğini düşünüp sırıtmaya başlamıştım ki, çok geçmeden "Beyza, öne sen oturuyorsun." dedi ve güneş gözlüğünü taktı. Ardından da "Siz de arkada çantalarla sıkışırsınız artık." dedi.
"Mert kim ki zaten?" diye söylenen Mert arka koltuğa oturunca Ege ve ben de arkadaki yerimizi almıştık. Birden, yerde duran çantayı aramıza yerleştirip aramızdaki teması tamamen kesince önce çantaya, sonra ona şaşkınlıkla baktım. Benim yerimde başka biri oturuyor olsaydı böyle bir şey yapmayacağını biliyordum.
Fikrimi değiştirmiştim, böyle davranmasının sebebini merak ediyordum, öğrenecektim de.
Selam! Dördüncü kitabıma başlıyorum ve açık konuşmam gerekirse bu sefer diğerlerinde olduğu gibi paylaşsam mı paylaşmasam mı diye uzun süre düşünmedim. Kafamda bir kurgu oluştu ve paylaşmak istedim. Sanırım karşı tarafa beğendirmekten çok aklımdakileri dışa dökme isteği var içimde. Eğer beğenirseniz çok mutlu olurum tabi :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi Öyle Bi Böyle
Teen FictionLisenin başından beri birbirine bağlı olan 5 arkadaş,(Eylül, Ege, Beyza, Aras ve Mert) üniversite sınavı sonrası beraber tatile çıkar ve sınav sonuçları açıklanana kadar olabildiğince eğlenceli vakit geçirmeye çalışırlar. Bu sırada da Eylül, Ege'nin...