34.Bölüm

3.3K 252 84
                                    

Bölümler bir aksaklık yaşanmadığı sürece SALI VE CUMA günleri gelecek.

12 Temmuz
14.23

Ege'den

"Onları beklemek zorunda mıyız?" diye söylenirken arkama yaslanıp bir bacağımı diğerinin üstüne attım ve sıcaktan bayılacağım için içtiğim buzlu kolanın son yudumunun da boğazımdan geçmesine izin verdim.

"Onlar derken sadece Emir'den bahsettiğini biliyoruz, şifreli konuşmana gerek yok."

Çeşme'ye 1 haftalık tatil yapmaya gelmiştik ama Eylül son anda Emir ve kardeşinin de 2 gün boyunca bizimle olacağı haberini vermişti. "Herif 2 gün boyunca Eylül'ün etrafında olacak, bu beni rahatsız ediyor."

Aras, Eylüllerin hâlâ lobinin girişinde durduklarından emin olduktan sonra konuştu. "Okul zamanı hep etrafındaydı zaten, bu yeni bir şey değil."

"Evet ama Eylül'e gözümün önünde yürürse ne yapacağımı bilmiyorum."

"Bence kardeşini nasıl görüyorsa Eylül'ü de öyle görüyor." diye araya girdi Mert. "Ayrıca buraya tatil yapmaya geldik, endişelenmeyi bırak artık."

Aniden yerimden kalkıp lobinin girişine doğru yürüdüm, Eylül'ün tam yanında durarak kollarımı göğsümde kavuşturdum ve kolumla onu hafif dürttüm. "Heyecanlısın galiba, kapının önünde beklediğine göre."

"İzmir'deki arkadaşlarımı en yakın arkadaşlarımla tanıştıracağım, tabi ki heyecanlıyım." Suratıma bakıp gülümseyerek söylediği cümleden sonra tekrar telefonuna döndü, Selen'le mesajlaşıyordu. "Gelmişler."

Eylül'le arkadaş olarak takılma işimiz iyi gidiyordu, bu onun kafasını rahatlatmıştı ve artık yanımda çok daha rahat davranabildiğini fark etmiştim. Bu yüzden yaptığımız şey benim için her ne kadar zor olsa da onun mutluluğu için değerdi.

Saniyeler sonra Emirler görüş açımıza girince Mertlere dönerek bir işaret yaptım, onlar da kalkıp yanımıza geldiğinde Emirler iyice yaklaşmıştı.

"Hay maşallah, kaslara bak." Bunu söyleyen kişinin Mert olması gözlerimi kocaman açıp ona bakmama neden olmuştu. "Boyu da senden uzun galiba."

Karnına dirseğimi geçirdiğimde inlememek için kendini zor tutmuş gibiydi. "Ne demişler, boyu değil işlevi." diyerek şirince gülümsediğinde bakışlarımı tekrar Emir'e çevirdim. Yakışıklıydı şerefsiz, spor yaptığı da çok belliydi, aynı zamanda tıp fakültesinde okuyordu ve bu üzerimdeki baskıyı artırmıştı.

Eylül sırayla Selen'e ve Emir'e sarılmıştı, Emir'in Eylül'ün beline koyduğu elini bir taraflarına sokmamak için zor dururken gülümsemeye çalıştım. Bu sırada Beyza da Selen'e sarılırken Emir de Mertlerin elini sıkıyordu.

Emir el sıkmak için beni en sona bırakmıştı, bakışlarımız birbirinden ayrılmazken elimi gereğinden fazla sıktığını fark edince elimde olmadan gerildiğimi hissettim.

"Hadi, siz de odalarınıza yerleşin ve denize girelim." Eylül'ün sesi ikimizi ayırırken Emir bana bakarak hafif sırıttı ve yanımdan geçip gitti.

Emir ve Selen anahtarlarını almak için resepsiyona yöneldiklerinde Eylül ve Beyza da odalarına çıkmak için asansöre binmişlerdi, ben de Mert ve Aras'la kalmıştım. Ben orada öylece dururken Aras bir anda ellerini kollarımda ve karnımda gezdirmişti, neye uğradığımı şaşırırken "Mert adamın kaslarına sulanıyor, sen beni elliyorsun. Söylemek istediğiniz bir şeyler mi var?" diye çıkıştım. O ana kadar bu kadar gergin olduğumu bile bilmiyordum.

Bi Öyle Bi BöyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin