40.Bölüm final olacak.
"Neden Beyza'dan yalan söylemesini istedin?"
Aynada kendime baktım. Kızarık gözlerime çare yoktu ama göz altlarımdaki morlukları makyajla kapatabilmiştim. "Şu ana kadar Ege'ye karşı o kadar bencil davrandım ki...Bu sefer öyle olmayacak. Kafası rahat bir şekilde mutlu olmayı hak ediyor."
Dün Beyza'ya yazdığım mesajları gözden geçirdiğimde yaptığım şeyden pişman olmadığımı fark etmiştim. Hep o benim mutluluğum için uğraşmıştı, artık sıra bendeydi.
Eylül: Sevgili olduğuna göre ondan gerçekten hoşlanıyordur.
Eylül: Artık beni sevdiğini düşünmüyorum ama eğer azıcık da olsa bir şey kaldıysa içinde, aklının bende kalmasını istemiyorum.
Eylül: Eğer benim de biriyle sevgili olduğumu düşünürse kalmaz.
Eylül: Bu yüzden herkese Emir'le çıktığımı söylemeni istiyorum.
Beyza: Emin misin? Bunun geri dönüşü olmayabilir.
Eylül: Sevgilisi olan bir erkeğe pişman olduğumu ve onu istediğimi söyleyemem.
Eylül: Bunun için çok geç kaldım.
Eylül: Bu hem ona hem de Bahar'a haksızlık olur.
Makyajım bitmişti, en azından artık daha iyi görünüyordum. "Akşam Selenlerde kalacağım, yokum yani." diyerek Melisa'ya haber verdikten sonra odadan çıktım. Beyzalar 1 gün daha burada olduğu için onlarla buluşacaktım.
•••
"Çok güzel burası." diyerek bana baktı Beyza. "Eylül, fotoğraf çekelim mi?"
Erkekler kafeye girerken ben de Beyza'nın yanına gittim ve baş başa kalmamızdan yararlanarak konuştum. "Araslar neden Emir'in de gelmesini istedi?"
"Sevgili olduğunuz haberini verdiğimde Emir'i de yanında istersin diye düşündüler. Ayrıca çocuk doğduğundan beri burada, her yeri biliyor."
Kafamı aşağı yukarı salladığımda bilgi alma sırası ondaydı. "Artık şu Emir olayını anlatır mısın, dün sana Ege haberini verdiğim için yüklenmek istemedim ama meraktan çatlayacağım."
"Anlatılacak bir şey yok aslında." diye mırıldandım. "Aylar önce Selen'in işi çıktığı için Emir'le baş başa filme girmek zorunda kalmıştık ve yemek yemiştik, o günden sonra çok daha fazla vakit geçirmeye başladık." derken lafımı kesti.
"Film ve yemek, kulağa randevu gibi geliyor."
"Hayır, değildi." deyip kafeye doğru baktım. Sohbet ediyorlardı. "Ondan sonraki buluşmalarımız da randevu değildi, gayet arkadaşçaydı her şey."
"Sen tamamen arkadaşın olarak mı görüyorsun peki?"
"Sohbeti çok güzel, onun yanındayken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum ve beni hep güldürmeyi başarıyor ama kalbimi hızlandırmıyor." dedikten sonra tekrar bakışlarım beni heyecanlandırabilen tek kişiye, Ege'ye, dönmüştü. Baktığımı hissetmişçesine gözlerimizi kesiştirdiğide hızla kafamı Beyza'ya çevirdim.
"Onun bir şeyler hissettiğinden şüphelenmiyor musun?"
"İki yaş var aramızda, onun gözünde Selen gibi olduğumu düşündüm hep." Erkeklerin duymadığını bildiğim halde sesimi alçak tutmaya çalışıyordum. "Ayrıca onun döneminde çok fazla güzel kız var ve birçoğu da Emir'e yanık."
"Sen de çok güzelsin Eylül, ayrıca birinin senden hoşlanması için illa güzel olman gerekmiyor." derken ciddi görünüyordu ve haklıydı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi Öyle Bi Böyle
Подростковая литератураLisenin başından beri birbirine bağlı olan 5 arkadaş,(Eylül, Ege, Beyza, Aras ve Mert) üniversite sınavı sonrası beraber tatile çıkar ve sınav sonuçları açıklanana kadar olabildiğince eğlenceli vakit geçirmeye çalışırlar. Bu sırada da Eylül, Ege'nin...