Gözlerimi açtığım an aklıma dün gece gelmiş, yatakta gülümseyerek gerinmemi sağlamıştı. Sol tarafıma döndüğümde görüş açıma aynanın karşısında saçlarını tarayan Beyza girmişti. "Beyza, ben hala inanamıyorum! Sen inanabiliyor musun?"
Aynadan bana bakarak "Neye?" diye sorduğunda anlamadığı için şaşırsam da sevinçle "Dün geceye!" diye bağırdım.
"Ne oldu ki dün gece?"
Kaşlarım çatıldı. "Kuzey mesaj attı ya! Hatta uyandırmıştım seni."
Suratında mimik oynamaması beni aşırı derecede korkuturken hızla mesaj kutuma girdim. En üstte duran Kuzey'in ismini görüp derin bir nefes verdiğimde Beyza kahkaha atmaya başlamıştı. "Suratının halini görmeliydin!"
"Rüya gördüm sandım, ödümü koparttın!"
Gülerek "Hazırlanırken telefonunu bana ver de mesajları okuyayım." dediğinde mesajlaşmaları açıp telefonu eline verdim. Dün, mesajlaşırken yanımda durmak istese de bu işi kendi başıma halledebileceğimi, onun uyuyabileceğini söylemiştim.
Dişlerimi fırçalarken Beyza mesajları sesli bir şekilde okumaya başladı.
Ben: Selam :)
Ben: Hangi fırsatlardan bahsediyorsun?
Kuzey: Daha önce kaç kez yanına gelmeye yeltendiğimi ama son anda vazgeçtiğimi bir bilsen...
Kuzey: Bir keresinde kütüphanede test çözüyordun, yanına oturmayı başarmıştım ama bir kalem istemeye bile cesaret edememiştim.
O günü çok net hatırlıyordum çünkü Kuzey yanıma oturduğu için çok gerilmiştim ve belli etmemek için elimden geleni yapmıştım. Sırf bu yüzden 10 soruluk testte 5 yanlışım çıkmıştı.
Bir süre ne yazabileceğimi düşünmüştüm çünkü aynı şeyleri yaşadığımızı söyleyemezdim, eğer söylersem her şeyin çok hızlı ilerleyeceğine emindim ve bunu istemiyordum.
Kuzey: Neyse, bu kadar utanç verici anı yeter.
Kuzey: Burada kiminle kalıyorsun?
Ben: Burada mı? Sen de mi Antalya'dasın?
Kuzey: Evet :)
Bir süre nerede ve kimlerle kaldığımızı konuştuktan sonra mesajlaşmanın uzayacağının farkındaydım, hatta gece 4'lere kadar sürebileceğini fark ettiğimde panik yapmıştım.
Ben: Kuzey, benim çok uykum geldi.
Ben: Başka bir zaman konuşsak olur mu?
Beyza birden "Ne? Kızım sen salak mısın?" diye bağırınca mahcubiyetle dudağımı ısırdım. "Hoşlandığın çocuk sonunda sana yazma cesareti gösteriyor ve sen uykun olduğunu mu söylüyorsun?"
"Heyecandan saçma sapan şeyler yazmaktan korktum, ne yapayım?"
"Yeterince saçmalamışsın zaten. Çocuk zorla konuştuğunu, onu başından savdığını düşünmüştür. Bir daha yazmazsa şaşırmam."
"Ne?" diye bağırdım telaşla. Ben olayın hiç bu tarafından bakmamıştım.
"Keşke seni dinlemeyip uyanık kalsaydım. Şu an her şey çok daha farklı olabilirdi." Beyza suratımdaki endişeyi gördüğünde konuyu dağıtmaya çalışmıştı. "Neyse, giyin artık. Kahvaltı için bizi bekliyorlar."
***
Kahvaltıdan sonra deniz yerine havuza gitmeye karar vermiştik. Hem saat erkendi, hem de çoğu insan bu saatte denize gitmeyi tercih ediyordu. Bu yüzden havuzda cankurtarandan başka kimse yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi Öyle Bi Böyle
Teen FictionLisenin başından beri birbirine bağlı olan 5 arkadaş,(Eylül, Ege, Beyza, Aras ve Mert) üniversite sınavı sonrası beraber tatile çıkar ve sınav sonuçları açıklanana kadar olabildiğince eğlenceli vakit geçirmeye çalışırlar. Bu sırada da Eylül, Ege'nin...