14.Bölüm

5.7K 469 209
                                    

Multimedia: Kuzey

OY SINIRI 170

Sahadan içeri girerken Kuzey'in bakışları bize dönmüştü. Yanındaki arkadaşlarının da bizim okuldan, hatta futbol takımından olduklarını görünce Ege'ye baktım. Surat ifadesine bakılırsa o gün Kuzey'in arkasında bu çocuklar da vardı.

Kuzey'le bakışlarımız kesiştiğinde elindeki topu bıraktı, gülümseyerek yanıma geldi ve elimden tutarak beni Beyzalardan uzaklaştırdı. "Söyle bakalım, kimi tutuyorsun?"

Suratına kararsızlıkla baktım. Bir tarafta en yakın erkek arkadaşlarım, bir tarafta hoşlandığım çocuk... "İyi olan kazansın diyorum ben."

"Bir cevap vermen için seni zorlayabilirdim ama şimdi ısınmam lazım biraz, maçtan sonra konuşuruz." deyip bana gülümsedi ve arkadaşlarının yanına doğru gitti.

Kuzey'in arkadaşlarından biri "5 dakika sonra başlıyoruz." deyince bizimkiler de ellerine top alarak çalışmaya başlamışlardı. Biz de Beyza'yla sahanın kenarına çökmüş onları izliyorduk.

"Çok garip değil mi? Tam 5 yıldır arkadaşız ve şimdiyse ailelerimiz olmadan, hep beraber tatil yapıyoruz. Hayallerimden biri gerçek oldu resmen."

Dizlerimi bükmeyi bırakıp bacaklarımı uzattım ve "5 yıl..." diye mırıldandım. "Seninle tanıştığımız günü hatırlıyor musun?"

Beyza birden o günü hatırlayıp kahkaha attığında ben de ona katılmıştım.

Okulun bahçesine adımımı attığımda gerginliğim iyice artmıştı, liseye geçmiş olmamı kabullenmekte zorluk çekiyordum hâlâ.

Bahçedeki birçok kişi yanındaki arkadaşıyla samimi bir şekilde konuşurken, bir kısım da benim gibi yalnız ve gergin görünüyordu. Kendi sınıfımın sırasını ararken, duvarın önündeki bankta oturan sarışın bir kız takılmıştı gözüme. Yanındaki kediye bir şeyler söylüyordu. "Şey, gitsen olur mu? Ben biraz korkuyorum da."

Gülmemek için zor dururken kendimi ona doğru ilerlerken bulmuştum. Kedi hâlâ bankta oturmaya devam edince kız,  "O zaman ben gideyim." diyerek ayağa kalkmıştı. Tam ilerleyecekken kedi, kızın bacağına pati atınca kız küçük bir çığlık atarak birkaç adım uzaklaşmıştı oradan.

En sonunda kahkahamı tutamayarak yanlarına ulaştığımda kedinin başını okşamaya başladım. "Sakin ol, ilgilenmeni istiyor sadece." dediğimde kız biraz da olsa sakinleşmiş gibiydi.

"Birden pati atınca korktum. Neyseki tırnaklamadı." deyip derin bir nefes verdi ve yanıma yaklaştı. "Hayvanlarla aran iyi sanırım."

Kedinin başını son kez okşadım ve kıza döndüm. "Öyle."

Kız gülümsedikten sonra "Teşekkürler yardıma geldiğin için, Beyza ben bu arada." deyince ben de gülümseyerek "Ben de Eylül." diye karşılık verdim.

Daha sonra Beyza'yla aynı sınıfta olduğumuzu öğrenmiş, aynı sırayı paylaşmıştık ve 5 yıl boyunca sıra arkadaşı olmuştuk.

"Kediyle konuştuğum yetmiyormuş gibi bir de çığlık atarak kaçmıştım...Lise hayatımın ilk rezilliğini ilk günden yaşamıştım bile." dediğinde "İyi tarafından bak, eğer öyle bir şey olmuş olmasaydı sıra arkadaşı olmayabilirdik." diyerek onu teselli ettim.

"Doğru." diye mırıldandığında gözüme potaya turnike bırakan Mert takılmıştı.

"Mert'le nasıl tanıştığımızı hatırlıyor musun peki?"

Yine gülmeye başlayarak "Evet!" diye yanıtladı.

Matematik öğretmenimiz, arkamızda oturan ve deminden beri soru çözmek yerine sıra arkadaşıyla konuşan Mert'i tahtadaki soruyu çözmesi için çağırdığında sınıfa derin bir sessizlik hakimdi. Mert dışında herkes tahtaya kaldırılmadığı için rahatlarken, ben onun için üzülüyordum çünkü yapamazsa sözlü notu düşük gelecekti.

Bi Öyle Bi BöyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin