OY SINIRI 180
Multimedia: Ege
Ege'den
Şezlongda oturarak etrafı izlerken kaşlarım çatıktı, hâlâ Eylül'ün neden burada oturmamı istediğini çözememiştim.
Saniyeler sonra yanımda bir hareketlenme hissedince Eylül'ün geri geldiğini düşünüp başımı kaldırdığımda belki de görmeyi en son beklediğim insanla karşılaştım.
Derya.
Ağzım şaşkınlıkla aralanırken yanımdaki şezlonga oturdu, suratında her zamanki gülümsemesi vardı. Bir aralar çok hoşuma giden bu gülümsemenin, artık benim için bir şey ifade etmediğini fark etmiştim.
"Sen...Ne işin var burada senin?" dedim şaşkınlıkla.
"İzmir'e gitmeden önce seni görmek istedim, adresinizi de Eylül'e sordum." dediğinde tüm vücuduma bir gerginlik yayılmıştı. Derya'yı karşıma çıkarması beni sinirlendirmişti ama o an umursadığım başka bir detay vardı. Derya'yla aramızda yeniden bir şeyler olma ihtimalini göz ardı etmişti ve bu, beni Derya'nın bir anda karşıma çıkmasından daha çok etkilemişti.
"Karşına çıkmama yardım ettiği için suratın asıldı, değil mi? Seni kıskanıp adresi vermemesini tercih ederdin."
Cevabın olumlu olduğunu fark ettiğimde içimi bir korku kaplamıştı, Eylül'e karşı bir şeyler hissetme ihtimalim beni korkutuyordu.
"Saçmalama." deyip güldüm. "Sonuçta ayrıldık biz, bana haber vermeden böyle bir şey yapması hoşuma gitmedi."
Bir süre sadece gözlerime baktı ve ayağa kalkarak benim oturduğum şezlonga oturdu. Bir anda ellerimden tutarak "Ege, ben seni çok özledim." dediğinde, normalde hızlanması gereken kalbim hiçbir şey olmamış gibi atmaya devam etmişti.
Ben cevap vermezken, suratını bana yaklaştırdığında kalbimde hâlâ bir hareketlilik oluşmamıştı. Saniyeler sonra gözlerimin önünde Eylül'ün suratı belirdiğinde kalbim sonunda harekete geçti ve ben "Siktir." diyerek geri çekildim.
Derya hiç beklemediğim bir anda gülmeye başladığında şaşkınlıkla suratına baktım. "Sen abayı yakmışsın da haberin yok."
"Ne?" Ayağa kalkarken ağzımdan çıkan tek kelime bu olmuştu.
O da benimle ayağa kalktı ve "Eylül'ü diyorum, seviyorsun diyorum." dedi. "Sadece kabul etmek istemiyorsun."
Onu sevdiğimi kabul etmem hiçbir şeyi değiştirmeyecekti.
"Cevap veremiyorsun, doğru demek ki." diye üstelediğinde en sonunda sinirlenmiştim.
"Sana ne Derya? Bir şeye de burnunu sokma." dediğimde bozulmuş görünüyordu.
"Mutlu olmanı istiyorum sadece, kötü bir niyetim yok."
"Eylül ve ben mutlu olamayız, unut onu sen." dedim ve son kez suratına baktım. "Gitmelisin artık."
Kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı ve yanımdan geçerken "Şu kıza açılmalısın artık." deyip merdivenlere doğru ilerledi.
Eylül'den
"Bu fazla mı abartı oldu sanki?" diyerek aynada kendimi inceledim. Kiremit rengi, dar ve saten kumaşlı elbise vücut hatlarımı iyice ortaya çıkarmıştı.
"Doğum günün bugün, ayrıca müthiş görünüyorsun." Beyza'nın dedikleriyle üstümdeki elbiseye ikna olurken, elimde olmadan dün akşamı yaşananları getirdim aklıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi Öyle Bi Böyle
Roman pour AdolescentsLisenin başından beri birbirine bağlı olan 5 arkadaş,(Eylül, Ege, Beyza, Aras ve Mert) üniversite sınavı sonrası beraber tatile çıkar ve sınav sonuçları açıklanana kadar olabildiğince eğlenceli vakit geçirmeye çalışırlar. Bu sırada da Eylül, Ege'nin...