5.Bölüm

6K 504 166
                                    

Oy sınırı 140

"Aras, sen Artun hakkında kötü bir şey söylemediğin sürece Eylül bu çocuğun peşini bırakmayacak." diyen Mert'e elimdeki yastığı fırlattım.

"Siz bizi erkeklerden uzak tutmak için bahane arıyorsunuz bence." dedim.

"Yok öyle bir şey." diye cevap verdikten sonra yastığı bana geri atmıştı Mert. Ama ben hazırlıksız yakalandığım için yastık sert bir şekilde suratıma çarpmıştı.

Sinirle "Mert!" diye bağırıp ayağa kalktığımda erkekler kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Onların bu halinden yararlanıp bir anda yanlarında bitmiş, yastıkla Mert'e vurmaya başlamıştım. Elleriyle bana engel olmaya çalışsa da başarılı olamamıştı. Bu sırada fırsattan yararlanıp Ege'ye de birkaç tane geçirmiştim.

Beyza da saniyeler içinde bana katılıp hıncını Aras'tan çıkarmaya başlamıştı. Artık biz de ciddi kalamayıp gülmeye başlamıştık.

"Çocuklar, kahvaltı hazır." Salonda Merve teyzenin sesini duyulduğunda Mertlere vurmayı bırakıp Beyza'yla balkona ilerlerken arkamızdaki kahkaha sesleri hala kesilmemişti.

•••

Şezlonga havlumu sererken etrafa bakındım. Kahvaltımızı ettikten hemen sonra mayolarımızı giyip kumsala gelmiştik ama Artunlar henüz ortalıkta görünmüyordu.

Beyza, Aras ve Mert iskeleye doğru yürürken ben de onların peşine takılacaktım ki Ege'nin Instagram'a baktığını görünce gözlerim istemsizce telefon ekranına kaymıştı. Birkaç hikaye geçtikten sonra bir tanesine daha dikkatli bakmaya başlamıştı. Ben de dikkatimi verdiğimde Derya'nın, bir erkekle çekildiği fotoğrafı görmüştüm.

"Ben daha yakışıklıyım." diye mırıldandığında kendi kendime gülüp yanına oturdum.

"Kıskandın mı?"

Beni bir anda yanında görünce korkmuş, telefonunu kuma düşürmüştü. "Sırf zararsın, Eylül."

"Kıskandın, değil mi?" diye direttim. Umrumda olduğundan değildi, sadece onu sinirlendirmek istiyordum.

Dalga geçer gibi "Aynen, bayağı kıskandım." dediğinde daha fazla üstelememeye karar vermiştim. Saniyeler içinde Artun gözüme çarpınca "Neyse, gidiyorum ben." dedim ve yanından kalkıp Artun'a doğru yürümeye başladım. "Selam!"

"Selam." dedikten sonra bakışlarını arkamdaki bir yere odakladı. "Sen denize gir, ben havlumu bırakıp geliyorum."

İskelenin sonuna varıp suya atlamadan önce arkamı dönüp bizim şezlonglara baktığımda Artun ve Ege'nin bir şeyler konuşarak iskelede yürüdüğünü görmüştüm.

Hepimiz suya atladıktan saniyeler sonra Pelda'nın da iskelenin ucuna geldiğini gördüğümde Ege'yi dürttüm. "Geldi seninki."

Böyle dememden hoşlanmamış olacaktı ki elini kafama bastırıp beni suyun içine sokmuştu. Bir süre debelenip yukarı çıkamadığımda bacaklarına tekme atmaya başlamıştım. Bunun üzerine elini çekip yukarı çıkmama izin vermişti.

"Boğulabilirdim!"

Dalga geçerek "Keşke." dediğinde ben de onun kafasını suya sokmaya çalıştım ama vücudu azıcık bile yerinden oynamamıştı. Kahkaha attığında ona da sinir olup saçını çekmiştim. Bazen gerçekten neredeyse 19 yaşında olduğumu unutuyordum.

Pelda bir anda "Ege! Su soğuk mu?" diye bağırınca Ege'yle ayrılmak zorunda kalmıştık.

"Akdenizdeyiz, su ne kadar soğuk olabilir ki?" diye homurdandığımda yanıma gelen Beyza beni duyup gülmüştü. Malum, o da Pelda'yı sevmiyordu.

Bi Öyle Bi BöyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin