31.Bölüm

3.3K 266 54
                                    

Bölüm şarkısı: Why Don't We-Lotus Inn
Dinlerseniz çok sevinirim❤️

31 Aralık.
20.24

Bakışlarımı telefonumun ekranından çektikten sonra Selen'e çevirdim. "Eminsin, değil mi?

İki katlı müstakil evin bahçesindeydik, Selen yeni yıla yurt odamda tek başıma girmemi istemediği için beni evlerine davet etmişti, ailesinin sorun çıkarmadığını söylemiş olsa da kendimi diken üstünde hissediyordum.

"Daha kaç kere söylemem gerekiyor? Evet!"

Kapı açıldığında bizi karşılayan Selen'in anne ve babası olmuştu, onlarla kapının önünde ayaküstü bir sohbet ettikten sonra Selen beni kolumdan çekiştirerek kendi odasına götürmüştü. "Annenlere ayıp olmadı mı?"

"Seni klasik anne-baba sorularından kurtardım, bence teşekkür etmelisin bana." diye dalga geçtiğinde güldüm. "Bu arada ev en geç 1 saate tamamen bize kalacak. Annemler birazdan çıkacak, abim de arkadaşlarıyla buluşmaya gidecek."

"Emir evde mi?" diye sorarken bulmuştum kendimi.

Kafasını olumlu şekilde salladı. "Salonda Playstation oynuyor, kapının çaldığını fark etmemiştir bile."

Bir süre odada Selen'le vakit geçirdikten sonra, evde giymek için yanımda getirdiğim taytı ve kazağı giymiştim. Dakikalar sonra Selen'in anne ve babası hazırlanmak için odalarına çekilmişlerdi, Selen de bunu fırsat bilerek beni salonlarına götürmüştü ve gözüme çarpan ilk şey-Emir'den sonra-devasa çam ağacıydı. En az iki metre olduğu kesindi.

"Emir bu sene daha büyük bir ağaç aldığınızdan bahsetmişti ama..." Emir sesimi duyar duymaz bakışlarını bize çevirmişti, kendini gerçekten oyuna kaptırmış olmalıydı çünkü beni gördüğüne şaşkın görünüyordu.

Oyunu durdurup ayağa kalktı, yanımıza ulaştığında ise "Siz kütüphanede ders çalışmayacak mıydınız? Erken gelmişsiniz." dedi.

Selen kaşlarını çatarak "Ne erkeni? 5 saat çalıştık, saat 9'a geliyor." dediğinde Emir gözlerini kocaman açarak duvardaki saate baktı, belli ki oyun oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı.

Panikle koltukta duran telefonuna koştuğunda ekrandaki cevapsız aramaları gördü ve "Siktir." diye mırıldandı, daha sonra benim duyduğumu fark edince kısa bir süreliğine yanıma geldi ve elleriyle kulaklarımı kapadı. "Duymadın, tamam mı?" Ben gülerek tepki verdiğimde ise koşarak salondan çıktı.

"Bu salaklıkla tıp fakültesine nasıl girdi bu anlamıyorum."

İkimiz gülmeye devam ederken en sonunda Selen ciddileşti, "Şimdi gülmeyi bırakıp bu süsleri de asmamız gerekiyor." diyerek yerde duran ve yeni aldığı süsleri gösterdi bana. "Beraber takarız diye bugüne bırakmıştım."

Yılbaşı ağacı süslemek benim için her zaman eğlenceli olmuştu, bu yüzden keyifle yerdeki süslere yönelmiştim. İlk başta beraber alt kısımdaki boşlukları doldurmuştuk, süslerimiz azalmaya başladığında Selen diğerlerini de almak için odasına gitmişti.

Boyumu aşan yerlere geldiğimde, parmak ucumda hafif zıplayarak elimdeki süsü gözüme kestirdiğim boş yere asmaya çalıştım. Beceremeyeceğimi fark edip üstüne çıkabileceğim bir şey arayacakken elimdeki süs bir anda yok olmuştu, kafamı çevirdiğimde Emir'in yanıma geldiğini ve hiç zorlanmadan süsü taktığını görmüştüm.

"Teşekkür ederim ama senin yetişmen gereken bir yer yok mu?" diye sorduğumda omuzlarını silkti.

"Zaten arkadaşlarla sabaha kadar uyumayacağız, birazcık geç gitsem bir şey olmaz."

Bi Öyle Bi BöyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin