33.Bölüm

3.6K 265 72
                                    

Multimedia: Ege, Eylül, Selen ve Emir

Ege önce tek tek arkadaşlarını göstererek "Tanıştırayım; bunlar Tolga, Burak, Sezgin ve Bahar." dedi, daha sonra arkadaşlarına beni göstererek "Bu da Eylül, İzmir'de okuyan arkadaşım." diye mırılandı. Arkadaş kelimesini kullanmak ona garip gelmiş gibiydi.

"Bahsettiği Eylül sensin demek, ne kadar da güzelmişsin." Bir anda Bahar'dan iltifat duymak beni şaşırtırken o sadece bununla da kalmamıştı. "Ayrıca kombinini de aşırı beğendim."

"Teşekkür ederim." diye mırıldandım ve Ege'ye baktım. Tepkimi ölçmeye çalışır gibiydi.

Baharlar Beyzalarla selamlaşmaya gittiğinde sessizce "Laf edip etmeyeceğimi mi merak ediyorsun?" diye sordum.

Omuzlarını silkti. "Ben Emir konusunda sıkıntı çıkarmıştım, senin de çıkarmaya hakkın var."

"Bana önceden söylemiştin kız arkadaşın olduğunu, o yüzden bir sıkıntı yok." Birkaç ay önce Tolgalarla tanıştığını ve Bahar'ın da onlarla çok yakın arkadaş olduğunu, bu yüzden beraber takıldıklarını söylemişti. "Ayrıca bana iltifat etmesi hoşuma gitti."

"Güzel o zaman." dedi rahatlamış bir şekilde ve bir anda sesli konuşmaya başladı. "Herkes burada olduğuna göre pizzaları sipariş edebiliriz!"

•••

Beyza'yla paylaştığımız büyük boy pizzanın kutusunu çöpe atmak için yerimden kalktığım sıralarda Tolga ve Mert arasında koyu bir futbol muhabbeti dönüyordu, kendilerini o kadar kaptırmışlardı ki futboldan nefret eden Beyza bile pür dikkat onları dinliyordu.

Mutfağa girip pizza kutusunu çöpe attıktan sonra tekrar yanlarına dönmek için arkamı döndüğüm sırada Ege de mutfağa giriş yapmıştı. "Ee...Arkadaşlarımı beğendin mi?"

"Eğlenceli insanlara benziyorlar da..." deyip popomu tezgaha yasladım ve kollarımı göğsümde bağladım. "...Bunu sormak için mi geldin buraya?"

Birkaç adım attıktan sonra dibime kadar girip kollarımın hemen yanından da elleriyle tezgahı tutmaya başlamıştı. "Seni o kadar çok özledim ki yanından bir saniye bile ayrılmak istemiyorum." Kaçacak yer bırakmamıştı.

"Ben de çok özledim ama her an biri gelebilir." derken bakışlarım iki saniyede bir kapıya kayıyordu.

Benden zaten 15 cm uzundu, bir de fazlasıyla yakınımda durunca suratını görebilmek adına boynumu iyice geriye yatırmam gerekmişti. Gözleri ortaya çıkan boynuma kaydı, "En sevdiğim koku." diyerek kafasını eğdiğinde boynumda küçük bir öpücük hissetmiştim.

Altı aydır görüşmediğimiz için benimle temasa geçme isteğini anlıyordum ve itiraf etmeliydim ki ben de istiyordum ama yapamazdım.

Kısa bir süre sonra yüzlerimizi aynı hizaya getirdiğinde "Ege." diye mırıldandım ama devamını getiremeden bir anda dudaklarını benimkilerin üzerine kapatmıştı, o bunu yapana kadar bu hissi ne kadar özlediğimin farkında bile değildim.

Yanlış bir şey yaptığını bilerek endişeyle geri çekildiğinde özür dilemesine fırsat vermeden, aşırı hızlı atan kalp atışlarım eşliğinde onu kendime çektim. Bu sefer ben öpmeye başladığımda bunu beklemediği için küçük çaplı bir şok yaşasa da çok geçmeden kollarını belime sıkıca sarmıştı.

Ne kadar zaman geçtiğini bile hatırlamazken "Siktir, çok özlemişim." demek için geri çekildiğinde kendime gelmek için birkaç saniyem olmuştu. Gevşettiği ellerinden aniden kurtularak mutfaktan çıktığımda kendimi sakinleştirmek için ilk olarak lavaboya gitmeyi düşünmüştüm ama bir anda kendimi dış kapıya doğru koşarken bulmuştum.

Bi Öyle Bi BöyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin