Multimedia Ege😍
"Eylül! Kalkar mısın artık şu yataktan? Çok az vaktimiz kaldı!"
"İstemiyorum." deyip vücudumu duvara doğru döndürdüm.
"Saçmalama istersen." deyip beni çekiştirmeye çalışan Beyza'ya her ne kadar direnmeye çalışsam da sonunda başarısız olmuştum.
Derbeder bir halde yataktan kalkarken gözüme aynadaki yansımam çarpmıştı. Göz altlarım uyumaktan iyice morarmıştı, gece yatarken yaptığım topuz tamamen aşağı inmiş, alttan bir sürü saçım dışarı çıkmıştı. Çok çirkin görünüyordum.
Duşa girmeden önce hızla mutfağa inip birkaç bardak su içmiştim. Odama dönmek için merdivenleri hızla çıkmaya başlarken, erkeklerin katına gelmeme birkaç basamak kala karşıma Ege çıkmıştı. En kötüsü...
Beni baştan aşağı süzdükten sonra sırıtarak "Sineğe benziyorsun." dediğinde kalan son birkaç basamağı da çıktım ve suratına baktım.
"Sen de tersiyere benziyorsun, hem de her gün." diye karşılık verdiğimde kaşlarını çattı.
"O ne?"
"Beyni gözlerinden küçük olan bir hayvan." deyip yanından geçeceğim sırada beni engelledi ve suratına hafif sinirli, hafif alaycı bir ifade takındı.
"Bence benimle doğru konuş." deyip arkamdaki merdiveni gösterdiğinde alayla "Ne yaparsın? Beni aşağı mı itersin?" diye sordum. Saniyeler içinde elini omzumda hissedince çığlık attım ve kollarımı Ege'nin boynuna sardım. O da ani bir reflekse belime sarılırken birkaç saniye öyle durmuştuk ve ben aslında düşmediğimin farkına çok geç varmıştım.
"Manyak mısın Eylül?" diye sormasıyla beraber ondan ayrıldım ve merdivenin önünden uzaklaştım.
"Asıl sen manyak mısın? İttin beni!" diye bağırdığımda alayla güldü.
"Eğer itmiş olsaydım şu an geberip gitmiştin, dokundum sadece. Ama sen aptal olduğun için hareket bile etmemene rağmen düştüğünü sandın." dediğinde sinirle "Ruh hastası!" diye bağırarak üst kata çıkmaya başladım. Bu sırada Mert odasının kapısını açmış, kavga edenlerin ikimiz olduğunu görünce hiçbir şey olmamış gibi geri kapatmıştı. Anlaşılan artık herkes alışmıştı.
Odaya girdiğimde Beyza makyaj yapmaya başlamıştı bile. Bana 2 dakikalık yolu 10 dakikada geldiğim için laf atmaya başladığında koşarak duşa girdim. Bugün düğün günü olduğu için kimse denize girmek istememiş, herkes öğlene kadar uyumuştu. Yola çıkmamıza 2 saat kala ben daha yeni duşa girmiştim.
İyice kurulandıktan sonra üstüme rastgele bir şortla tişört geçirdim ve odaya geçtim. "Çabuk gel buraya, ilk olarak göz altını kapatacağız." diyen Beyza'ya göz devirdim.
"Ben de makyaj yapmayı biliyorum." dediğimde sahte bir gülümsemeyle "Sen çok yavaş yapıyorsun, az vaktimiz kaldı." dediğinde sesimi çıkarmadan bana makyaj yapmasına izin verdim.
İkimiz de saçımıza maşa yaparken alt kattan Aras'ın sesi duyuldu. "Çıkmamıza 15 dakika kaldı!"
Son buklemi de serbest bıraktığımda telefonuma gelen bildirimle maşayı elimden bırakıp yatağımın üstündeki telefonuma yöneldim.
Artun: Sizin araba dolu olacak, bizim arabayla gelmek ister misin?
Ben: Çok iyi olur, yoksa birileri elbisemin üstüne oturacak :(
Son kez annemi arayıp nerede olduklarına dair bilgi alırken erkekler 15 dakikayı geçirdiğimiz için dayanamayıp arabanın orada bekleyeceklerini söylemişlerdi. Son olarak Beyza'yla rujumuzu da sürdükten sonra Artun'un, Aras'ın arabasının orada olduklarını haber veren mesajıyla aşağı inmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi Öyle Bi Böyle
Teen FictionLisenin başından beri birbirine bağlı olan 5 arkadaş,(Eylül, Ege, Beyza, Aras ve Mert) üniversite sınavı sonrası beraber tatile çıkar ve sınav sonuçları açıklanana kadar olabildiğince eğlenceli vakit geçirmeye çalışırlar. Bu sırada da Eylül, Ege'nin...