3.Bölüm

6.7K 589 145
                                    

Multimedia: Beyza ve Eylül

En azından ilk birkaç bölüm için oy sınırı koyacağım. Bölümler oy sınırını geçtikten sonra gelecek.

Oy sınırı: 110

"Ev halkı, kahvaltıya!"

Aras'ın bağırışlarıyla gözlerimi araladığımda saatin daha 9 olduğunu görüp yüzümü buruşturdum. Alt kattaki Mert ve Ege'nin küfürlü isyanlarını duyduğumda istemsizce gülümsedim ve kendimi yataktan kalkmak için zorladım. Her ne kadar uyumak istesem de etrafı gezmek için sabırsızlanıyordum.

Beyza'yla 10 dakikada hazırlanıp aşağıya indiğimizde erkekler çoktan sofraya oturmuş, kahvaltıya başlamışlardı bile. "Oğlum, bir kız var sitede, taş!"

Beyza'yla suratımızı buruşturup sandalyelerimize oturduğumuzda Aras susmuş, hemen konuyu değiştirmeye çalıştırmıştı ama Beyza "Kimmiş bu kız?" diye sorarak Aras'ı engellemişti.

"Pelda diye bir kız. Ama kendisiyle sadece arkadaşız, ben Mert ve Ege için söyledim."

"Artık bizi de erkeklerle tanıştırırsın." dedikten hemen sonra tabağıma bir ekmek aldım.

"Yok size erkek falan." Mert'in çıkışmasıyla gözlerimi devirdim.

"Size kız var, bize niye erkek yok?" diye sordu Beyza tek kaşını havaya kaldırarak.

Mert hiç istifini bozmadan "Erkekler şerefsiz çünkü." dediğinde sadece bir genelleme yaptığının farkındaydım.

Son olarak Aras araya girmişti. "Bakın, ben buradaki bütün erkekler hakkında az çok bir şeyler biliyorum. Eğer erkek arkadaş istiyorsanız benim onayımdan geçireceksiniz önce, yoksa erkek falan yok size."

Mert, elini havaya kaldırıp Aras'a 'çak' hareketi yaparken Beyza'ya baktım. Sanırım ikimiz de itiraz etmeyecektik.

•••

Evden mayolarımızla çıktığımızda erkekler önden kahkahalar atarak yürüyordu, bense Beyza'yla konuşabilmek için arkada kalmayı tercih etmiştim. "Dökül bakalım."

Beyza "Ne?" diye sorduğunda anlamazlıktan geldiğini düşünsem de, gözleri gerçekten anlamadığını söylüyordu.

"Kahvaltıdaki kıskançlığından bahsediyorum."

"Kıskanmadım!" dedi suratını hızla bana çevirerek. "Sadece kimden bahsettiğini merak ettim."

"İyi, bahsettiği kızı görünce de bu kadar sakin kalırsan sana inanırım." deyip yürümeye devam ettim.

•••

Antalya sıcağı hepimizi kavururken şapkamı biraz daha öne getirip güneşten korunmaya çalıştım. İlk başta sahile inmenin beni mutlu edeceğini düşünsem de üç dakikalık yürüme bile beni bayılma kıvamına getirebilmişti.

"Eylül, iyi misin?" Mert ilgiyle yanıma geldiğinde gülümsedim.

"Şimdilik iyiyim."

Çok sıcak havalarda tansiyon düşmesi normal olsa da ben bu konuda diğer insanlara göre daha dayanıksızdım. Daha önce çok sıcak havalarda baş dönmesi, göz kararması, bayılma gibi olaylar atlattığım için özel bir ilgi görüyordum.

"Şezlonglara geçince her ihtimale karşı ayran sipariş edelim." dedi Beyza, Mert'e bakarak. Saniyeler sonra ise bana döndü. "O şapka da başından asla çıkmayacak."

Onu kafamla onayladıktan sonra plajı inceledim. Ayağımın altındaki yumuşacık kumlar, renkli ve büyük şemsiyeler, mayolu insanlar her ne kadar tatillerin klasik itemleri olsalar da keyfimi yerine getirmişlerdi.

Bi Öyle Bi BöyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin