Bölüm 120: Deniz yıkılmaz

740 40 19
                                    

Dolunay
Gözlerimi  açarak tavana bakarak yatakta doğruldum.o sırada telefonuma gelen mesaja açarak okudum " yarın Aysunu  defnedeceklermiş" bacaklarımı  kendime çekerek  göz yaşlarımı  serbest bıraktım "yine ve yine senin yüzünden masum bir insan öldü!" dizlerime vurmaya başladığım  da içeri Ege girerek ellerimi  tutarak bana sarıldı." Şşşş Sakin ol dolunay" ona sıkıca sarılarak daha şiddetli ağlamaya başladım.

Yarın sabah saatleri 10

Üstümü  giyinerek Aysunu defnedecekleri yeri gelerek onları görmeyeceği  şekilde bir ağacın arkasına saklanarak onları izliyordum.Annesi yıkılmış  şekilde " kızım soğuğu  sevmez orası soğuktur!" Ağatlar yakmaya başladı.ağacın dibine çökerek elimle ağzımı kapatarak sessizce ağlamaya başladım. "özür dilerim hayatını elinden  aldığım için..."

yağmur şiddetlendiğinde  herkes ayrılmaya başlamıştı.sera ve ceren Annesinin  Kollarından  tuttuğunda  onları iterek "Beni kızımla yalnız bırakın!" Onlara dönerek bağırarak  " kızımın mezarınsan defolun" dediğinde hepsi birbirinin gözünün  içine bakarak arkalarını  dönerek gittiler Annesinin tek başına kaldığını  anladığım  da arkasından gelerek " Aysun ve siz affedin beni!" ağlamasını  durdurup   göz yaşlarını  silerek " ne yüzle gelirsin mezarına"

" affedin efendim beni biliyorum  Aysunu getiremem  ama affedin beni!!!" Dizlerimin üstüne çöktüm bana dönerek"  seni affedip vicdanını rahatlatmamı istiyorsun  bunu ömrün boyunca çek!!!" Gözlerinin  içine bakarak " Beni affetmeniz  için ne yapmam gerekiyorsa yaparım lütfen söyleyin!" ayağa kalkarak " ölmeni istiyorum bunu yapabilir misin?" gülerek "ya da yok kızımın  ölümüne kim sebep olduysa hepsinin acı çekmesini istiyorum o sebep olanları ayağıma kapanmasını sağla    o zaman affederim!" beni geçerek gittiğinde " Bunu yapacağım ayaklarınıza kapanacaklar!"

dizlerim üstünden  kalkarak Aysunun mezarına bakarak " kim bana zarar vermek isterken  senin canına mal ettiyse  ödeyecek sana dostluk   sözü veriyorum!"

olan olaylardan 2 hafta sonra

Odamdan çıkarak aşağı indiğimde bizimkilerin kahvaltını  yaptığını  gördüm.İrem bizle artık kalmıyordu  bu olanlardan sonra zarar veririm düşüncesiyle başka yerde kaldırtıyorlar.Onlara selam vermeden çıkacakken arkamdan Babam seslenerek " sonunda okula gitme teşvirinde  bulundun  arkadaşlarından sıkılmıştık habire seni buraya gelip sormasından" ona sert şekilde baktığımda oturduğu  yerden kalkarak yanıma gelerek kafama vurarak " o nasıl bakma baş belası... bak! arkadaşın senin yüzünden öldü hep başına bela alırsan ne olur, habire  düşman edinip  duruyorsun!" Yine vuracakken bileğine tırnağımı  geçirerek ileri ittim.Babama yaklaşarak " Beni çok fazla zorluyorsun bir gün kendimi  tutamayıp  seni öldürmekten korkuyorum  biliyor musun?" alaycı  bir kahakaha atarak " şu küçük velete  bak! çok korktum şu an defol okuluna git!" Onu geçerek okula yürümeye başladım.

okula gelerek bahçeden geçerken sera ve ceren önümde durarak " Dolunay iyi misin?" Arkasından eylül  gelerek "Hastaneye neden beni ziyarete gelmedin!" Hepsine teker teker bakarak sera ve cerene dönerek  " Size evime gelip sorma hakkını kim verdi" dememle ikisi birbirine şaşkın şekilde bakarak sera " kardeşiz ya o haktan  dolayı..."

" artık sizle dost falan olmak istemiyorum!" Ceren ordan atılarak " Aysundan  dolayı böyle  yaptığını  biliyoruz  dolunay!" Ona kızgın şekilde bakarak " sence gerçekten  onun için mi yapıyorum yoksa artık arkadaş olmak istemediğim için mi! daha fazla ayak bağı istemiyorum hayatımda" onları geçip Eylülün  önüne gelerek " seni neden ziyaret etmedim diye sormuştun demi! Hımmm bir düşünüm niye ziyaret etmedim haaa hatırladım senden önemli işlerim vardı"

Serseri Liseliler  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin