63.GİTMEME İZİN VERME

490 17 8
                                    

Yağmur çok fazla yağıyordu,onun için hemen yurda dönmek istedik.Ama kapı kilitlenmişti,benim telefonum yanımda değildi,Ma Roo'nun telefonu ise arabadaydı.Çok fazla ıslanmıştık,şimdi telefonu alıp kapıyı açmaları için birilerini aramak ve aradığımız kişinin kapıyı açmasını beklemek çok uzun süreceği için Ma Roo'nun evine gitmeye karar verdik.Arabaya binip yola koyulduk,halen bu yaşadıklarımın rüya olacağından korkuyordum.O arabayı kullanırken,ben omzuna kafamı koymuştum,yol boyunca bu yaşadıklarımı rüya olmasın diye dua ettim.Sonun da evine gelmiştik,arabadan inerken onun korkusunu gözlerinde görebiliyordum.Binanın içene girene kadar sürekli etrafına bakıyordu,bizi görürler diye el ele bile gitmedik,tam apartmanın içine girince elimi tuttu.Kapısının önüne geldiğimde;şifreyi girerken bir şeyi fark ettim.Şifresi benim doğum günümün tarihiydi,hiç sesimi çıkarmadan.İçeri girdik,girer girmez Taylor'ın pijamalarını ve bir tane de havlu verdi.İkimizde hemen üzerlerimizi değiştirdik,ben havlu ile saçımı kurutarak salona girdim.O da havlusunu boynuna atmış,eli ile saçlarını düzenliyordu.Tabi ben salona pek tedirgin girdim,çünkü hep iyi olduğun da bir anda geri eskiye dönüyordu.Tedirgin bir şekilde yanına gittim,sessizce kendisine baktım.Beni öyle görünce:bana böyle bakmaya devam edersen nazar deydireceksin dedi.Bende gülümseyerek:merak etme sana nazar deymez dedim.Allah'ım eyer rüyadaysam sakın uyandırma,hep böyle kalalım.Bir an ona sarılmak istedim, ve gidip sarıldım.Ben hep Ma Roo'ya birşey olmayacak falan diyordum ama en az bende onun kadar korkuyordum.Ya bana birşey olursa,Ma Roo hiç düşünmeden peşimden gelir ve onu kurtaracak bir başka kişi daha olmaz diye korkuyordum.

Tıpkı Ma Roo da benim gibi düşünceliydi,yüzünde ciddi bir ifade vardı.Yüzü yine gülmüyordu,bende ona gülümseyerek:neden suratında asık bir ifaden var,yoksa geri dönüp beni aldığın için pişman mısın? dedim.O da tebessüm ederek:nasıl bildin,o kadar belli mi ediyorum dedi.Bende kızgın bir şekilde bakarak kafamı salladım.O da gönlümü alır gibi sımsıkı sarıldı ve:yaptım birkere,bir daha dönüşü olmaz dedi.Bunu söyleyince gülümseyerek,yavaşça koluna vurdum.Sonra ona:söyler misin?bana karşı duyguların ne zaman başladı dedim.O da:dur bir düşüneyim dedi ve hani ilk yurda geldiğin gün varya,ailenden biri gelip seni bırakmıştı,yurdun kapısında onu yolcu ederken seni gördüm.Onu yolladıktan sonra ağlayarak yanımdan geçtin.O an da içimde birşeyler olduğunu anladım.Sürekli aklıma sen geldin,bir türlü çıkmadın,onun için bende kaykayı aldığım gibi parkurların oraya geldim.Zaten gerisini biliyorsun,sen geldin ilk defa beni gördün.Sonra ben durunca kaçıp gittin dedi.Onun bu söylediklerinin karşısın da şok olmuştum,ben ise onun yanından geçtiğimi bile fark etmedim,gerçekten bu bizim kaderimiz diye düşünmeden edemedim.O na:ben senin yanından geçtiğimi hiç fark etmedim dedim.O da gülümseyerk:çünkü ağlıyordun,görmemen normaldir dedi.Ona tekrar:peki ya ben kaçıp gittikten sonra geri geleceğimi nereden bildin ve o kaykayı neden bıraktın dedim.O da düşünceli bir ifadeyle:bilmem,içimden bir ses senin tekrar geleceğini söyledi.Kaykayı da oraya koymamın sebebini ise;bunu bende bilmiyorum,hergün aynı saatte kaykayı oraya bırakıp;sonrada kendi kendime o kaykayı oraya neden bırakıyorum diye soruyordum.Ama hiç bir zaman cevabını bulamadım dedi.Bu kader değil ise nedir??herşey sanki biri tarafından programlanmıştı...

Yine ona:peki ya yurdun penceresinde hergün aynı saatte izlediğin kişi ben miyim? dedim.o da:bilmem,sen misin dedi ve biraz kıskannçlık seziyorum dedi.Bende ellimle saçlarını dağıtarak:kıskanırım tabi,senin gibi yakışıklı birini nasıl kıskanmam dedim.Birden kahkaha atarak güldü ve:şu kapıda kalıdığın günü,kapı birden bire açılınca nasıl korktun,o kaçışın halen aklım da dedi.Bende onun bu tavrı karşısın da ağzım açık kaldı.Ona:o sen miydin?insan bir ses verir,nasıl korktumuştum o gün dedim.O da daha çok kahkaha atıp:o an çok eylenmiştim,o kaçışın zaten beni öldürmüştü,öyle hızlı kaçtın ki dedi.Bende yine koluna vurarak:gülme,daha birde yaptığına gülüyor musun?? dedim.Ona gülme diyordum ama bende gülüyordum.Çok,ama çok mutluydum...İlk defa canlı canlı içtenlikle ve sesli bir şekilde gülerken gördüm.İçimden Guru'ya teşşekkür ettim,çünkü ben inanıyorum ki bu olanların hepsi Guru'nun sayesinde oldu.Ben içimden Guru'ya teşekkür ederken,o bir dakika deyip odaya gitti.Döndüğünde ise kaykay ile geri döndü.Kaykayı görünce hem içim rahatladı,hemde çok mutlu oldum.Çünkü kaykay sağlamdı,hemen elinden alıp etrafına baktım bir hasar var mı diye.Ama sanki kaykayın başından birşey geçmemiş gibiydi çok şaşırdım.Ma Roo'ya:ama bu sağlam,hani zarar görmüştü dedi.O da:evet ama pek büyük hasarlar değildi,onara bilinecek gibiydi dedi.Ohhh Allah'ım çok şükür sana,yüküm iyice hafiflemeye başlamıştı...Bu mutlulukla,bana kaykay ile kaymayı öğretti ama pek başarılı olduğum söylenemez...(Ben seni dün sevmedim çünkü dün geride kaldı. Ben seni bugünde sevmeyeceğim çünkü bugünde bitecek. Ben seni yarın seveceğim çünkü yarınlar HiÇ BiTmEyEcEk...)

GİTMEME İZİN VERMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin