50.GİTMEME İZİN VERME

552 21 17
                                    

Dong Joo'nun bu söyledikleri kanımı dondurmuştu,Dong Joo anlatırken sadece,hiç birşey söylemeden onu dinlemiştim.Dong Joo'nu bahsettiği gün;hani şu Ma Roo'yu ikinci görüşümdü.Beni tanıyacak diye korktuğum gün,tam karşımda ki masadaki erkeklerin yanına oturduğu gün.Sanki bana bakıyor gibi gelmişti ama sonradan yanıldığımı düşünmüştüm, kalkıp bana doğru yürüdüğünü görünce,korkudan gözümü kapattığım ve yanımdan öylece geçtiğini anlayınca ona dönüp bakmıştım.Tam arkamdaki masadan biriyle selamlaşıyordu demiştim ya,İŞTE O GÜNDEN bahsediyor.Demek ki bana bakıyormuş yanlış düşünmemeşim.Hava çok soğuktu,Dong Joo üzerimi örtmek için arabasın da bulunan küçük battaniyeyi vermişti.Hava,ne kadar da üzerimi örtsem donacağım kadar soğuktu,ama ben hiç soğuk hissetedim.Hissedemedim...Canım çok yanıyor ve kendime çok kızıyordum.Ben kendi ailemi beyenmezken ve sevmezken;Ma Roo annesi kötü bir insan olmasına rağmen onu korumaya devam etmiş.Dong Doo'ya:peki bir insan böyle bir hayat yaşamak için,birilerine çok kötü birşey yapmış olması lazım dedim.Dong Joo da:o küçücük masum bir çocuktu bu olanlar başına gelirken,kime ne yapabilir ki...O sadece ailesiyle mutlu bir hayat sürmek istedi.Bu muydu onun hatası,mutlu olmak istemesi mi? dedi.Ağlayarak:bilmiyorum,küçük bir çocuk,nasıl böyle bir hayat yaşaya bilir ki.Şimdi canı çok yanıyor ve kendini yalnız hissediyordur.Ben onu bu karanlıktan kurtaran kişi olmak istiyorum,onun ilacı ve HAYATI olmak istiyorum dedim.

Dong Joo da zorla da olsa bana tebessüm ederek:iyi düşün,onu kazanacağım derken kendini yok edebilirsin.Ma Roo'nun kalbine ulaşa bilmek oldukça zor,eğer buna dayana bileceğine inanıyorsan,bunu yap dedi.Bende:dayana bilirim,bir ömür boyunca buna dayana bilirim,yeter ki o bir kaç hafta,ay,sene ne kadar mutlu olacaksa dayana bilirim dedim.Bana yardım et,her zaman olduğu gibi bana yardım et ne olur dedim.O da:eğer faydam olacaksa zavkle yardım ederim dedi.Onun bu sözü beni çok mutlu etti ve ona sarılıp ağlaya bildiğim kadar ağladım.Sonra arabaya binip yurda doğru yol aldık.Yolda giderken Dong Joo'ya:yurda gittiğimizde yine bana kaykayı getirir misin?binip kaymak istiyorum dedim.O da:yine derken,biz daha önce seninle kaykay ile kaydık mı ki dedi.Bende:hayır kaymadık ama hani şu hergün aynı saatte bırakıyordun ya parkurların oraya;ama tabi halen sağlamsa dedim.Dong Joo ise ben hiç parkurların oraya kaykay bırakmadım,hatta hiç kaykayım bile olmadı dedi.Bende: nasıl yani,ben gördüm hani şu seni kayarken gördüğüm kaykay o senin değil miydi? dedim.Dong Joo ise:hayır,o benim değildi ki,o sana bahsettiğim Guru'nun kaykayı dedi.Birden:DUR diye bağırdım.Bunun üzerine Dong Joo birden arabanın firenine bastı ve şiddetli bir şekilde kenarı da durduk.O na:Guru'nun derken,peki ya o Guru'nun kaykayı ise sende ne geziyordu dedim.Dong joo bu sözümün üzerine:Ma Roo tuvalete gidecekti,onun için göz kulak olmam için bana bıraktı,bende dayanamayıp bindim.

Zaten ben bindim arasından çok geçmeden sen geldin,durdum ve sana meraba dedim.Sende birden kaçtın ne olduğunu anlamadım,neden benden kaçtığını hiç anlayamadım dedi.Bende:peki ya terasta tekrar karşılaştığımız da ve aşağıya mısır almaya indiğimizde,neden kaçtığımı sormadın dedim.O da:utangaç birine benziyordun bunun için sorma gereği duymadım dedi.Peki ya hiç o gün neden ağladığımı merak etmedin mi dedim.O da:tabiki ettim,etmez olur muyum?ama tekrar terasa çıktığımız da Ma Roo'ya bakıp ağladığını görünce anladım dedi.Peki ya sen değilsen bana kaykayı bırakan kimdi,Ma Roo asla böyle birşey yapmaz dedim.O da:nereden biliyorsun,hiç yurda uğramayan insan yurt da kalmaya başladı.Bunu sebebini Taylor da bende merak ettik,her gece aynı saatte,pencereye dikilip dışarıyı seyrediyordu.Biz Ma Roo ile aynı oda da kalıyorduk,odamızın penceresi parkurların olduğu taraftaydı,parkurlar rahatlıkla görünüyor dedi.Her zaman neden oraya baktığını merak ettim ama arada oraya bakerken gülümsediğini fark ettim.Bunu için hiç ona yaklaşmadım,baktığı ve onu mutlu eden şeyi öğrenmem,onu ondan uzaklaştırır diye düşündüm,bunu için hiç bakmadım dedi.Benim yine elim ayağım buz kesilmişti ne birşey söyleye biliyordum nede,hareket edebiliyordum.Sonra:dur bir dakika dedi;o gün hani ilk terasta sizinle film için bir araya geldiğimiz ve tanıştığımız gün verya,aslın da biz her zaman yakalanma korkusuyla sadece erkeklerle film izlerdik,Ma Roo da bize hiç eşlik etmezdi.Ama o gün Alex'e,Taylor sizide çağırmasını söylemiş.Daha önce Taylor da bizimle hiç film izlemezken o gün Taylor da oradaydı.Birden bire nasıl bizimle film izlemeye geldin dediğim de bana:birini görmem gerek dedi.O kişiyi asla söylemedi,aksine o günden sonra arada bize katılıp,bizimle oturdu.Demek ki onun GÖRMEK istediği kişi SENDİN dedi...Bu sözün bitti yer oldu,artık tüm bilmeceler yerine oturmaya başlamıştı,herşeyi anlıyordum,kafamın içindeki soru işaretler bir bir yok oluyordu...(Bazı acılar faydalıdır.Önce üzer,sonra herşeyi daha iyi ANLAMANI sağlar)

GİTMEME İZİN VERMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin