35.GİTMEME İZİN VERME

669 21 6
                                    

Hekes çok fazla yorulduğu için hemen uyudu,tabi bende uyudum.Sabah kalkığımız da başka bir etkinlik daha yaptık ve kamptaki günlerimiz etkinlikler ve eylence ile geçti.Taylor ve sevgilisi Ji Sung'la da daha çok yakınlaştık...Sonun da dönme vakti gelmişti sabah erkenden kalktık ve yola koyulduk,elimden geldiğince Ma Roo'yu görmemezlikten geldim.Bu defa yolculuğum da güzel geçti,geçen defa gelirken hasta olduğum için pek tadını alamamıştım.Ama yine de sıksık aralıklarla miyde bulantılarım ve baş ağrılarım geliyordu.Bunun için Bayan Alice yurda döner dönmez hastahaneye konturola gideceğimizi söyledi.Sonun da yurda varmıştık hemen odalarımıza geçer geçmez kıyafetlerimizi yerleştirip uyuduk.Okulların kapanmasına haftalar kalmıştı.Ama bizim evlerimize dönmemiz iki yada üç ayı alacakmış.Çünkü yapmamız gereken şeyler varmış etkinlikler,külüpler falan...Açıkcası elimle yittiğim ve istemediğim ailemi çok özlemiştim ve hemen Türkiye'ye dönmek istiyordum.Burada bazı değerler öğrendim.En önmelisi de ailenin ne olduğunu öğrendim ve bir o kadar da hayat derleri aldım.Artık yürüyeceğim yolu daha iyi görüyor ve tökezlemeden gide biliyordum.

Sabah yine okula gittik,okula alışmamız biraz zor oldu,çünkü kampta daha rahat ve serbestdik.Kamp günlerin de ders çalışamadık,açığımızı kapamak için döner dönmez zor ve fazla tempolu bir şekilde derslere başladık.Bu arada Bayan Alice doktor işini unutmamıştı,çok fazla geçmeden doktora gittik.Miyde bulantılarımın sebebi,çok fazla sitres,üzüntü imiş ve birde hava değişiminden dolayıymış.Tabi Bayan Alice ciddi bir rahatsızlığım olmadığı için çok mutlu görünüyordu.Ama aynı zaman da neden sitres yaptığımı anlamaya çalışıp,üzüntülerimi gidermeye çalışıyordu.Kang Ma Roo ise onunla halen sorunumuzu çözmemiştik ama Taylor ve Ji Sung bizimle oturduğu için arada oda bize katılıyordu,bu beni çok mutlu ediyordu.Taylor ve Ma Roo sanki kardeş değillerde çok yakın arkadaş gibilerdi.Onları öyle görünce keşke abim ölmeseydi diye düşünmeden edemiyordum.

Onlara baktıkça insanın onu anlayan bir abisi olması ne kadar güzel börşeymiş diyordum.Bende dahil herkes onların ilişkilerini kıskanıyordu.Hemen hemen hergün akşam yemeğinden sonra sinema keyfi yapmaya çalışıyorduk.Hafta sonlarımız da bir o kadar güzel geçiyordu.Ma Roo artık bana sinirli bakmıyor ve kırıcı laflar kullanmıyordu.Daha doğrusu hiç konuşmuyorduk ve birbirimizi yok sayıyorduk.Ona olan aşkım günlerce büyüyor ve acı bir hal alıyordu.Bu arada cesaterimi toplayıp Diyana ve Sonya'ya da bahsetmiştim Ma Roo'ya olan sevgimi ve aramız da geçenleri,ilk başta onlara söylemediğim için haklı olarak kızdılar ama sonra beni anladılar.Günlerim daha çekilir bir hal almıştı,artık ağlamıyordum sadece gülümsüyordum.İnşallah hep böyle geçer.......

(Öyle Sözler Vardır ki Her şeyi Anlatan, Öyle Anlar Vardır ki Her zaman Anımsanan, Aldığım Nefes Değil Seni Bana Hatırlatan, Yüreğimde Sen Her zaman Yaşayan, Yaşanan, Yaşanılan...)

GİTMEME İZİN VERMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin