46.GİTMEME İZİN VERME

577 16 7
                                    

Bana sende böyle olmak istemiyorsan,Ma Roo 'dan uzak dur dedi.Hiç düşünmeden Che Soo'ya evet de,emin ol zamanla onu da seversin dedi.Gerçekten seve bilir miyim??Unuta bilir miyim Ma Roo'yu,bunu yapmalı mıyım???Yine aklım da binlerce soru ile odama geldim.Neden kimse onun hakkın da bana birşey söylemiyor.Neden onun geçmişini öğrenmemi iste miyorlar.Ben şimdi ne yapacağım.Çok korkuyorum,hemde çok...Bunu yapmam lazım,Ma Roo'yu unuta bileceğim her fırsatı değerlendirmem lazım.Bu gece sabaha kadar ne yapacağımı düşünüp durdum.Karar verdİn mi derseniz,galiba verdim....Sabah kahvaltıya indik,şöyle bir etrafıma bakındım;herkes ne kadar mutlu görünüyor dışarıdan,ama Allah bilir ne dertleri var.Bir an arkadaşlarımı bıraka bilir miyim diye düşündüm.Galiba onları bırakamam,gittiğim gün geri dönmek isterim.Bugün bizimkiler de bir karmaşa vardı.Akşamı dört gözle bekliyorlardı,ben ise hiç istemiyordum.Keşke birşey olsa da gitmeseydim.

Çok heyecanlılardı,erkenden beni odaya getirip,kıyafet beyenmeye çalışıyorlardı.Tabi ben:bu nasıl dediklerinde,hepsine güzel diyordum.Kendimi podyuma mankenliğe çıkacakmışım gibi hissettim.Onu giydirip,onu çıkartırıyorlardı...Bana göre hepsi güzeldi,resmen akşama kadar böyle geçti.Sonun da birine karar verdiler dedim,sonra da saçımı ve makyajım nasıl olacak diye tartışıp durdular.Saatin geçtiğini hiç bilmiyorlardı bu gidişle geç kalacaktık ama bu benim işime geldiği için sesimi çıkarmadım.Elbisem çok güzeldi,bana yakışacağını düşünmüyordum.Hyal gibi birşeydi,ama bu gün için acaba çok abartılı mı kaçmıştı.Elbisem:toz pembe,straplez.bele kadar dar,belden aşağı fırfırlı,üzerinde çapraz gibi desen var.Altına yine aynı tonda platform ayakkabı,ve elde siyah küçük çanta.Bunu beyenene kadar bana neler çektirdiler.Saçımı da doğal duran bir maşa yaptılar.Ben bile kendime inanamadım.tabi bir o kadar da sıkıldım,artık kaçasım geldi.Sonun da hazırdık,artık gitme zamanı gelmişti.Sanki ben arkadaşlarımla gidemiyorum gibi Che Soo beni almaya gelmiş.Rian ve Sonya da Che Soo'nun arabasına bindi.Diyana ise Dong Joo gilin gideceği arabaya bindi arka arkaya gidiyorduk.Hediyelerimizi alacak,Jeremih ortalıkta yoktu.Orada buluşuruz dedi,inşallah güzel birşey alır.Kendimi çok gergin hissediyordum,vereceğim cevaptan çok korkuyordum,ama yapacak birşey yok.Daha ne kadar kaçabilirdim ki,yol boyunca Che Soo iltifat edip durdu.Hiç alışkın değilim bu ilgiye ve iltifatlara.

Sonun da klüpe geldik,kapısı ışıl ışıldı,o an anladım ki bundan sonraki hayatım hep renkli,tempolu ve ışıl ışıl geçecek.Onlara ayak uydura bilecekmiyim blmiyorum.Tam biz arabadan indik,Taylor ve hiç beklemediğim Ma Roo geldi.Arabayı o kullanıyordu,Ji Sung yoktu.Şimdi bu neden geldi ki,onu görünce kalbim cızz etti.Arabadan indiler ve yanımıza geldiler,Ma Roo,Dong Joo,Che Soo ile falan selamlaştı.Onun bu yaptığına inanamadım,resmen Che Soo ile de selamlaştı.Onu görünce kalbim çok acıdı,inşallah vereceğim cevabta etkili olmaz.Ben ise onu görmemezlikten geldim ve kapıda beş dk kadar durduk.Kızlarla istemiye istemiye gülüşüp durduk,Taylor'ın yüzü yine gülmüyordu.Galiba Ji Sung gelmediği içindi,ona Ji Sung nerede diye sordum.Biraz işi varmış,onları halledip gelecekmiş.Ben arada Ma Roo'ya baktım,o an da Che Soo'nun bana baktığını fark ettim hemen kafamı çevirdim.Sonra Che Soo hadi girelim artık,kızlara üşümüşlerdir dedi.O an döndüm ona baktım,hiç girmek istemiyordum.Ma Roo yine aklımı karıştırmıştı.Son bir kez daha Ma Roo'ya bakmak istedim,çünkü bundan sonra,o içeriye girince ONU HAYATIMDAN tamamen SİLECEKTİM.Kafamı çevirip ona baktım ve o an da göz göze geldik,onun gözlerine öylece günlerce baka bilirdim.Yutkundum ve kafamı çevirdim,çünkü gitme vaktiydi,gözlerim yine dolmuştu.Che Soo yanıma gelerek:kolunu gösterdi,koluma gir manasıyla,hadi girelim dedi.Ondan bu hareketi beklemiyordum,ben hazırlıksızz yakalanmıştım.Gözlerimi kapattım ve kendime bunu yapmalıyım dedim.Ma Roo dan tek bir hareket bekledim,oda dahi herkes bizi izliyordu.Ama hiç birşey yapmadı.Che Soo'ya dönüp sahte bir şekilde gülümseyerek koluna girdim...

(Sen hiç görmedin ,Su vermeye benzedik ,Plastik çiçeklere,Hiç görmedin ...
Sen hiç görmedin,Dans ettik durmadan,Kırık camlar üstünde, Sen öyle sana benzeyen her şey gibi,Erirken avuçlarımda ben UNUTUYORUM...
Hoşçakal,Olacaklar sensiz olsun,Daha durmam boşluklarında ben UNUTUYORUM...)

GİTMEME İZİN VERMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin