Bölüm-45-| Çünkü benim düşündüğüm senden başkası değil.. sadece sensin!

15.9K 358 60
                                    

Öncelikle herkese merhaba:) Bir kaç gündür ne yapsam, ne etsem diye düşünüyorum, bir sonucada varamıyorum açıkcası. Çok düşündüm, herkesin yorumlarını teker teker okudum.. eninde sonunda bir karar almam gerektiğini söylüyor bana mantığım, fakat duygularımında önüne geçemiyorum, ilk kez! Ben mantığımla haraket etmeyi seven ve bundan güç alan biriyim, ama olmuyor. Galiba duygularım ağır basıyor, mantığımın önüne geçiyor. Yazmaya devam ediyorum, evet. Yanımda ve yine bana her koşulda destek olanları, olacak olanları gördüm. Bu meseleye bir nokta koymuyorum elbetki. Bana kalsa bitiririm, açık konuşmak gerekirse. Ama işte olmuyor:) Bazılarınız.. siz varya siz;) Siz çok fenasınız! O kadar içten ve samimi.. anlayışlı, tatlı dilli:) Benim için en önemlisi çok iyi bir arkadaş! Temiz ve bir o kadarda güzel kalpli arkadaş/arkadaşlar:) Sonsuz teşekkürler hepinize, sonsuz sevgiler:) Yanımda olan ve bunu bana hissettiren, desteklerini hiçbir zaman eksik etmeyen herkese kocaman kocaman öpücükler:) Hepinizin yeri ayrı kalbimde..

Bölüm şarkısı; Tarkan- Dilli Düdük.

@minnakpofuduk Güzel kalbin için ve verdiğin fikirden dolayıda çok teşekkür ederim, bu bölüm senin olsun:) Umarım beğenirsin kuzum:)


Keyifli okumalar. Beğenmeniz dileğiyle.

~


Bir sonraki hayat dediğiniz anlar vardır. İkiye ayrılır zaman.. önce ve sonra. İster acı olsun ister mutluluk. Hiçbiri kalıcı değildir. Ben bunu öğrendim, bununla yaşamayı. Nefes almayı öğrendim.. herkesin kalbinde yara vardır bilinmeyen. Dokunulmamış daha üstünü kapladığınız beyaz örtüsü kalkmamış bir yara. Mutlu olduğunuz zamanlarda sızlar hissettirmeden, zorluklarla burun buruna geldiğiniz anlarda'da. Doğru ya.. kalıcı değildir mutluluk. Zorluklarda kalıcı değildir fakat sıkılır işte insan.. sabırsızca herşeyin bir anda iyi olmasını diler. "Yeterince sınandım ben, bitsin artık!" Oysaki hiçte sınanmamışsındır.. bitmemiştir daha. Sonsuz mutluluğa ulaşmak için, tebessüm ederek gözünden bir damla yaşın akması için erken seçilmiştir zaman. Bir yerde biten şeyin arkasından yeni bir başlangıçı doğar. Yeni başlangıçlar başlar sizin için. Mutluluğun keşfedilmesi ve daima hayatınızda kalması için zorluklarla, acılarla süslenmiş yolda ilerlerlemeye koyulur adımlarınız.. her bir adımda güneş gibi doğan yeni bir hayata sürüklenir ruhunuz. Çocukluğunuzu, hayatınızın her bir noktasını borçlu olduğunuz insanlarla yüzleşmenin zamanı gelmiştir! Hiç hesapta yokken.. buna hazır değilken üstelik. Öğle ya.. ne olursa olsun, ne kadar kaçarsanız kaçın gelir bulur sizi içinizde mahsur kalmış duygular. Suçluluk hissi.. vicdan ve tüm sorumluklarınız! En merak ettiğinizde ne yapacak oluşunuzdur.. aşk mı? Diye fısıldar içinizde çırpınan ses. Peki ya onlar? Bayatını borçlu olsuğun insanlar? O an karışır tüm içinizdeki sesler bir birine.. karman çorman olmuş mantık ve haĺada pes etmeyip çırpınan kalbiniz kalmıştır geriye sizden. Nereye kadar ama böyle değil mi? Görmemek için kapat gözlerini.. duymamak için tıka kulaklarını. Sağır ol hatta! Nereye kadar?! İçinizdeki ses.. susmaz ki, lanet sesler! And içmiş gibi son nefese kadar konuşmaya, durmadan fısıldarlar gerçekleri. Racon budur ya hayatta.. yaşamak istiyorsan ikilemleri çözmen gerekir. Sesleri bastırman tüm gücünle, kulaklarını tıkamadan duymaman gerekir! Nereye kadar ama değil mi? Nereye kadar..


Zamanın tamda ikiye ayrıldığı anda bir ses daha duyulur. Ne kalbinizdir konuşan nede mantığın sesidir bu. İçinizde bilmediğiniz bir yerden gelen boğuk bir ses! Aşk mı şimdi seçmen gereken gerçeğin? O zaman hayatını, herşeyini borçlu olduğun bu insanlar ne olacak? İyi düşün.. zaman her kaybettiğin saniyelerde daralıyor!





Kerem istemeye istemeye otopark maceramız bittiğinde hızla üzerimi giyinip zorla kereminde giynesini sağlıyorum, tutturmuş bir bu ne acele diye. Sanki normal birşey'miş gibi yaptıklarımız konuşurken beni çıldırtıyor valla! Toplasan şurda bir kaç saat kalmış kızın doğum gününe haĺa acele diyor. Bizim uçmamız gerekirde aslında ama gel gör ki, keremle olunca pek mümkün olmuyot. Hayır.. sahip çıksa azıcık bir hormonlarına herşey tamam'da, işte! Nihayet toparlandığımızda pişkin pişkin haĺinden oldukca memnun bir şekilde sırıtan kerem'e bakıp istemsizce kaşlarımı çatıyorum, benim yanaklarımda ponpalanan kan ile birlikte kerem'in yüzündeki sırıtışla otoparktan çıkarken garip bir şekilde herkesin bizim içerde ne yaptığımızı biliyormuş gibi duygu çöküyor içime. Utancımdan ne yapacağımı bilmez bir şekilde elimi kolumu yüzüme tutup eve gitmrk için sahil yolundan çıkana kadar ikide bir yutkunurken buluyorum kendimi. Yaşarken o duyguları tamamen farklı bir boyutta oluyor insan. Nefes alışın bile normalden faklı geliyor.. sonrasında ama kimsenin hatta kerem'in yüzüne bile bakamıyorum. Sanki sürekli bizi düşünüyormuş gibi geliyor bana. Sırıtıp durmasıda galiba o yüzden.. pislik!




+18 Aşk Engel Tanımaz...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin