Selaam:) Birazcık bölüm gecikmiş olabilir ama bir nedeni var tabii:) Kerem Bürsin'nin MUHTEŞEM dergi POZLARINDAN sonra bir hayli kendime gelmem zaman aldı. Boğazım kurudu yeminle:)) Ay bi sıcak bastı, bi ter bastı beni anlatamam valla:)) Düşündükce içim bi oynaşıyor bir kıpraşıyor^^ Model ablayada selamlar bu arada:) İki cenabet pozundan başka beğendim ben:)) Çıkmış çıcığın kucaklarına, kiriminde eli nerde belli değil. Töbeler olsun:)) Aptestimizi bozacaklar durduk yerde kız:) Ay neyse.. geçelim şöööyle güzel bir bölüm'e en iyisi^^ Şıkır şıkır misket danslarıyla oynak oynak kına gecesi bölüm'üyle keyifli okumalar dilerim sizlere^^ Beğenmeniz dileğiyle canlarım:))
Bu arada bölüm'e @asnm isteği ile Keremciğimizin dilinden başlıyoruz. Hadi bakalım.. yorumlarınıza da unutmadan tez zamanda döneceğim, kusuruma bakmayınız litfin^^ İş saat'lerimin değişmesinden dolayı bölüm'ü bile zar zor yazdım.
Sevgiler. Zeynep..
~
Banyodan çıkarak saçlarımı kuruladığım havluyu bir kenara fırlatıp, aynanın önüne geçiyorum saçlarımı düzeltmek için. Parmaklarımı hızlı hızlı saçlarımın arasından geçiriken, aynada yüzümü süzerek son kez saçlarımı kontrol ederek çıkıyorum odamdan. Dudaklarımda dağılan gülümseme ile zeynep'in hafif aralı kalan kapısını aralayarak odaya girdiğimde yatakta dağılan kıvırcıklarını dudaklarını büzüp sessiz nefeslerle uyuduğunu görmemle istemsizce kıkırdıyorum. Kapıyı kapatarak yatağının yanına geldiğimde yatağın bir köşesine kurulup, parmaklarımı yastığa dağılan saçlarının üzerinde gezdiriyorum yavaş yavaş. Uyanmamasına dikkat ederek eğilip, yanağına dudaklarımı yaslayıp, derin bir nefesle kokusunu dolduruyorum ciğerlerime. Kokusunu sevdiğim.. ne kadar güzel bir kadına sahibim böyle. Allah'a her gün şükrediyorum onu bana yazdığı için.. ah ah! Az kaldı galiba. Herşeyin üstesinden gele, gele düğünümüze sayılı günler kaldı. Ne kadar çok yıl geçti tüm bu olanların üzerinden.
" Ya hala ya. Saçmalama.. ben giymem o dediğin şeyi. Hindiler gibi ne o öyle? Offf.. kereeem. Nerdesin ya? Im.."
Kıkırdayarak doğrulduğumda alıp öperek içime sokmamak için zor tutuyorum kendimi. Kıyamam ben sana.. her gün halamla annemin eline bırakmak hiç içimden gelmiyor güzelimi ama tek başınada herşeyin üzerinde kalmasınıda istemiyorum. Uykusunda biraz daha mırıldanırken zeynep, üzerine eğilerek dudaklarına değdiriryorum dudaklarımı. Dayanamayacağım valla. Bir kere.. sadece bir kere öpeceğim. Sabah öpücüğüm, o kadar! Tutarım inşallah kendimi. Emin değilim ama..
" Yaa.." Sessiz, küçük öpücüklerime karşılık zeynep'in çıkardığı seslerle tahrik olduğumu hissediyorum bir anda. Hoşuna mı gidiyor ne yapıyor anlamadım ki. Nefessiz kalanadek dudaklarını içime çekerek bırakmamak için kendimi tutmayı deniyorum birkaç saniye için. Dudaklarından dudaklarımı ayırmadan derin bir nefes aldığımda zeynep'in hiç beklemediğim öpücüğü ile inliyorum. Allahım? Sen sabır ber yarabbim! Amin! Derin bir iç çekişle doğrulduğumda zeynep'in dudaklarında yer alan yaramaz gülümsemesine takılıyor bakışlarım. Kaşlarım istemsizce çatılırken, gülümseyerek parmaklarımı yanaklarında dolaştırıyorum usul usul. Uyumuyor mu ya acaba?
" Zeyneep? Güzelim uyuyor musun?"
Ses gelmeyince derin bir nefes vererek yanaklarında gezinen parmaklarımı saçlarına çıkararak buklelerini sarıyorum tek tek parmaklarıma. Bir bakıyorum kömür gibi saçlarının rengi. Sonra bir bakıyorum koyu kahve rengi. Gözleri.. çikolata gibi insanın çoğu zaman yiyesi geliyor ama bazende gece siyahlığına bürünüyor. O zaman içimi öylesine bir duygu kaplıyor ki, korkuyorum. Nedeni nedir bilmiyorum.. sadece korktuğumu hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Aşk Engel Tanımaz...
Roman d'amour"Tekerlekli Sandalye" ye mahkum genç bir kız. Hayatı tamamen "kıvırcığı"nın üzerine kurulmuş genç bir adam. Engellere rağmen... Acılara, herşeye rağmen... Birbirlerine kenetlenen iki insan... Tek ihtiyaçları'ysa bir Mucize sadece.. yalnızca bir ''Mu...