Medyadaki şarkı var ya müthiş.Tony, Steve için endişeleniyordu. Ezekiel belli ki onu istediğini yapma konusunda sıkıştırmaya çalışıyordu. Suçlu da olsa dahi beyninden yararlanmak istiyordu. Bunun için de etrafındakileri hedef alıyordu. Adamın kanunla falan işi yoktu aslında. Burnuna kadar pis işlere batmıştı. Tony onun ne işler peşinde olduğunu çok iyi biliyordu. Sadece kanıt bulmalı ve adamı konuşturmalıydı. O zaman parmaklıkların bu tarafında o olacaktı. Yani layık olduğu yerde.
Üç günlük kapalı hücre cezasından sonra Steve, gardiyanlar tarafından kollarından tutularak hücresine getirilip yere bırakıldı.
Tony hemen yanına gelip ona destek olarak alttaki ranzaya yatırdı. Yüzünde her hangi bir dayak belirtisi yoktu. Ama kıyafet yüzünden vücudunun görünmeyen kısımlarında olmayacağını bilemezdi.
"Su... Susadım..."
Tony hemen şu şişesini alıp kapağını açarak onun dudaklarına dayadı. Bir elini de başının altına koyup hafifçe kaldırdı.
Steve dudaklarına değen suyu çölde susuz kalmış gibi içti. Yettiğini eliyle işaret etti ve serbest bırakılan başını yastığa koydu.
Tony elindeki şişeyi bir kenara bırakıp onun saçlarını okşadı. "Steve, seni bu konuda zorlamak istemem ama sana üç gün boyunca o hücrede ne yaptılar?"
Steve kısa bir süre Tony'e baktı. Sonra gözlerini kapatıp "Sorma Tony..."dedi ve yavaşça yüzünü duvar tarafına doğru dönerken ona sırtını çevirdi.
Tony, Steve'deki bu değişikliğe neyin sebep olduğunu delicesine merak ediyordu. Yine de onu zorlamadı ve uyuyup dinlenmesine izin verdi.
Steve yanından kalkıp giden Tony'i hissetti. Bu işin peşini bırakmayacağını ve ne olduğunu öğrenmeye çalışacağını çok iyi biliyordu. O anların hiç bir dakikasını bile hatırlamak istemiyordu. Üç gün boyunca Ezekiel'in ona fiziken ve ruhen uygulamadığı işkence kalmamıştı. Aç ve susuz bırakmıştı. Copla her yeri acıdan uyuşana kadar dövmüştü. Ama en kötüsü ise copla sadece dayak atmamış olmasıydı. Copu girişine sokup zorlayarak canını yakmıştı. Bu da yetmezmiş gibi bir de kendisine sadık birkaç gardiyanına onu becertmişti. Ve en son o da işini halledip hücre cezasını sonlandırmıştı. Şimdi kapalı hücre cezası alanların neden eskisi gibi dönemediklerini anlamıştı. Artık hiç birşey umrunda değildi.
'Ne bok olacaksa olsun.'
Tony adamlarına kapalı hücrede Steve'e ne yaptıklarını öğrenmelerini istemişti. Steve'in mavi gözlerindeki ışığı nasıl söndürdüklerini kesinlikle öğrenmeliydi ve bunun intikamını almalıydı.
Steve akşama kadar deliksiz bir uyku çekti. Midesinin ağrıması ile gözlerini karanlığa açtı. Üç günlük açlığın kötü yanları ortaya çıkmaya başlamıştı. Eline bir silah tutuştursalar hiç düşünmeden başına bir kurşun sıkardı şimdi.
Elini midesinin üstüne koyarak dizlerini karnına doğru çekti. Sabaha kadar dayanabilecek durumda değildi. Yukarıdaki ranzada bir kıpırtı oldu. Sonra Tony'nin sesini duydu. "Steve, ne oldu? İyi misin?"
Steve "Midem ağrıyor Tony."dedi güçsüz bir sesle.
Tony hızla aşağıya atladı ve bir el feneri yakıp onun yanına koydu. "Doğrul Sarışınım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEXY MAHKUM (STONY)
FanfictionEşi tarafından aldatılırken onları basan Steve Rogers öfkesi yüzünden ikisini de öldürür ve sonucunda kendini Avengers hapishanesinde bulur. Burada tek başına hayatta kalmak çok zordur. Güçlü olan üç gruptan birini seçip katılmazsa onun için işler h...