''Kapatıyorum şimdi,bizimkiler çağırıyor.'' diye mırıldandım yatağımdan kalkarken. Merih ''Tamam kardeşim,sonra konuşuruz. Kendine iyi bak.'' dedikten sonra telefonu kapattım ve telefonu yatağa bırakarak odamdan çıktım.
Merdivenleri hızlıca inerek salona girdim. Babam her zamanki koltuğunda,her zamanki takım elbisesiyle ve sert bakışlarıyla oturuyordu. İçeriye girdiğimde annem şöminenin başından koltuğa geçti ve bana ''Otur melanie,konuşmamız gerekiyor.'' dedi.
Ciddi bir şey olduğunu anlamıştım,sert konuşmasından değil o bana hep öyle davranırdı. Sadece bakışları onu hissettirmişti. Yanına değil,karşısındaki koltuğa oturduğumda babam direk lafa girdi. ''Evleniyorsun.'' sözleri ile bir kaç dakika şok etkisi yaratmıştı.
Ne demek evleniyordum? ''Siz ne diyorsunuz?'' şaka yapıyor olmalarını diledim,ama onları 8 yaşımdan sonra bir kez bile şaka yaparken görmemiştim. Yine de diledim,her gece dilediğim gibi.
''Şirketin itibarı tehlikede melanie,ve sen bizi bu durumdan kurtarıcaksın.'' dedi babam yine otariter sesiyle. ''Hayır bu asla olmayacak!'' dedim ve ayağa kalktım. ''Yıllarca ne isterseniz onu yaptım ama bu olmayacak!'' annem babama endişeyle bakarak ''Hemen otur melanie!'' diye bağırdı. Ama oturmadım.
''Şu an böyle bir evde yaşıyorsan,istediklerini alabiliyorsan bu benim sayemde! Ne nankör bir kız yetiştirmişiz biz böyle.'' dedi babam.
''Ben asla böyle bir hayat istemedim! Ben sizin paranızı asla istemedim. Ben 13 yıl önceki o ailemi istedim sadece! Sokakta bütün gün top oynadıktan sonra bağırarak beni yemeğe çağıran annemi istedim! Kaleci eksik olduğunda kaleye geçen babamı istedim! Ben ne para istedim ne şöhret!'' içimdeki öfkeyi kusuyordum.
13 yıl önce,normal bir çocuk gibi bir hayatım vardı. Brezilya'da yaşayan normal bir çocuk. 8 yıl brezilya'da yaşamıştık. Annem brezilyalıydı. Bu yüzden 8 yıl orada kalmıştık,evim orasıydı. Sokaklarım orasıydı,arkadaşlık kurduğum ilk yer orasıydı. Fakat annemin ailesinin tramvatik ölüşü ile türkiye'ye taşınmıştık. Sonrasında dedemin kalan babam ve annemden yıllarca saklamış olduğu mirası ile babam burada bir şirket kurmuştu.
Ben ne kadar zorlansam da burada yaşamaya alışmak zorunda kalmıştım. Ortaokulda bana yapılan zorbalıklara karşı çıkan üst sınıflardan bir arkadaşım olmuştu. Bana hem abi hem kardeş olan.
Şanslıydım ki komşumuzdular. Fakat yıllar geçmiş o büyük bir futbolcu olmuş buradan taşınmıştı,fakat asla iletişimimizi koparmamıştık. Merih.. Her şeyimi o bilirdi. Benim abimdi. Bana abilik yapmıştı,her zaman yanımda olmuştu..
Sonra tabi çocukluk aşkım vardı bir de,brezilyalı sevgilim.. Neymar da silva santos juniour.. Sahi ne kadar değişmişti öyle. Tek o değişmemişti,bende değişmiştim. Eskisi gibi saçlarım sarı değildi mesela,ya da artık o sevdiği şekerler bakkalda bitince ağlayan kız.
Habersizce gidişimizin üstünden tam 13 yıl geçmişti. Eski melanie'nin ölüşünün üstünden 13 yıl geçmişti.
''Bunu yapmak zorundasın melanie,evleneceğin kişi yakından tanıdığın biri.'' annemin sözleriyle daldığım düşüncelerimin arasından çıktım. ''Neymar ile.'' Ne demişti o öyle? ''Ne?'' dedim kısık çıkan sesimle.
''Onun senden haberi yok,yani senin o melanie olduğundan. Sadece formalite bir evlilik.'' ailem beni satıyordu resmen. Ve şimdi beni çocukluk arkadaşımla benim kim olduğumdan haberi olmayan çocukluk arkadaşımla evlendiriyorlardı.
''Toparlan,bu iş olacak.'' dedi babam ve oturduğu koltuktan kalktı. Ben de arkasından koşarak çıktım ve odama girip kapıyı kilitledim. Baş başa kalmıştık yine,düşüncelerimle birlikte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melanie - Neymar
FanfictionHayatları 13 yıl sonra çok farklı bir şekilde yolları aynı kapıya çıkmıştı melanie ve neymar'ın. İki yabancı olarak. Sadece eski anılarından ibaret olarak. -- Tüm hakları Barcelona'nın müzesinde saklıdır. FORÇA BARÇA!