Bölüm 27

431 40 5
                                    

Özge'nin yanına uzandım kalbimin sesini duymamasına imkan yoktu
Tam o sırada Merve'nin hasssss.ktir! Demesiyle irkildim "noldu ya?" Okulla ilgili bir şey saat kaç olmuş insana bir huzur vermiyor ağzına s.çtıklarım ya ben bir telefonla konuşacağım tamam içerdeyim siz takılın deyip odadan çıktı.

Bu iyi bir şey miydi kötü mü bilmiyorum ama yanımda kıpırdanan Özge çok tatlıydı. Eee baş başa kaldık Çağrı "hı hı" bu kadar mı sadece hı hı mı diyeceksin beni şaşırtıyorsun "bir şey demek istemiyorum ki" niye "bir şey yapmak istiyorum çünkü" ne gibi bir şey. Uzanıp alnını öptüm yavaşça ve uzunca gözlerim istemsiz kapanmıştı zaten

Geri çekildiğimde onun da gözlerinin kapalı olduğunu gördüm, "kızdın mı?" Y-ok şey kızmadım da beklemiyordum diyelim "seni şaşırtmaya devam ediyorum yani?" Kesinlikle öyle, şefkatini merhametini sevgini öyle hissediyorum ki bazen gözlerim doluyor Çağrı, sessizce konuşuyordu hemde tam dibimdeydi bu kadar tatlı olmak zorunda mıydı sanki? "Aklımdan çıkmıyorsun Özge.."

Aklımdan çıkmıyorsun dedim, başka türlüsünü yorgunum anlatmaya..

Başını boynuma doğru yaklaştırdı yapma yanarız.. aynı benim gibi kokuyorsun şuan "bu mümkün değil" e benim şampuanımı duş jelimi kullandın nasıl mümkün olmuyor kokuyorsun işte. Daha çok yaklaşıp boynumu kokladı "dünyanın en güzel kokusu bir tane olur da ondan mümkün değil senin tenine değen her şey güzelleşiyor, elinin dediği her yer çiçek açıyor Özge" göğsümden biraz yukarıya doğru vurdu hafifçe, beni utandırıyorsun "seni seviyorum" hadi uyuyalım artık sabah gitmek zorunda olduğum bir okulum var da. Sıkıntıyla konuşmuştu gerçekten çok yoruluyordu

"Tamam kapat hadi gözlerini, iyi geceler tatlı rüyalar" sevdiğim..
İyi geceler, tatlı rüyalar dedi. Bende gözlerimi kapattım kalbimin çarpıntısını duymaması imkansızdı ama sebebini bildiği için ne oluyor diye sormuyordu. Şey bana şiir okur musun ezberinde varsa "tabi okurum bir kaç tane var ezberimde senin istediğin bir şiir var mi peki biliyorsam onu okurum" tamamen sana bırakıyorum. Bir nefes aldım sesimi kontrol etmek için

Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum..

Sen hiç ölme diye mırıldandı sonra sadece nefes sesini duyduğumda uyuduğunu anladım. "Sen hiç ölme.." dedim gözlerimi kapattım

Göz kapağımın üstündeki kıpırtıya uyandım gözümü açtığımda Özge irkildi ayy yakalandım. "Ne yapıyordun da yakalandın?" Ya şey gözünde bir şey var gibiydi de ona dokunmuştum "hmmm ne varmış ki" bir şey yokmuş yanlış görmüşüm. "Öyle olsun bakalım" ben mi uyandırdım seni diye sordu.

"Bilmem uyandığımda parmağın gözümün üstündeydi ona mı uyandım yoksa denk mi geldi bilmiyorum, yoksa sen benim gözlerimi mi oymak istiyorsun?" Evet biraz istiyor olabilirim. Cevabına şaşırmıştım "ne yaptım ki uyurken bir şey mi oldu" uyku hali umarım bir edepsizlik yapmamışımdır diye panik oldum ne bileyim sarılmak öpmek gibi falan bir girişimim olmamış olsun lütfen.

AHRAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin