Kalan biraları da yerde oturarak içtim. Şu an dışarıdan bakınca çok çaresiz ve berbat bir durumda olduğunu tahmin edebiliyordum kafam iyice sislenmeye başlamıştı ve alkol kokuyordum bu şekilde gidip onu rahatsız etmek istemedim gözlerim yanarken zar zor kalkıp oradaki koltuğa uzandım
Bitmiş gibi hissediyordum oysa böyle olmamalıydı... ona daha yeni kavuşmuştum mutlu olmalıydım. neden böyle oluyordu? öyle bir aşktı ki bu, kavuşsak da ellerimiz buluşmuyordu sanki. hep bir şeyler engeldi hep. Huzur benim için ipini kaçırdığım bir uçurtma gibiydi, gökyüzündeydi görüyordum uçuyordu orada fakat ne kadar yükselsem de bir türlü o ipi tutamıyordum
Önceleri sadece kendim boğuşuyordum oysa şimdi bir de canımdan çok sevdiğimi bu girdaba sürüklemiştim. onu üzeceklerdi, onu çok üzeceklerdi... hepsi benim yüzümdendi. susacaktım, ağzımı açmayıp kabul edecektim imkansızlığımızı, olmazlığımızı. Yapamadım...
Bu düşünceler bulanık zihnimde yüzerken uyku beni boğmuştu. Sabah yüzüme güneşin vurması ile uyandım. gözümü açınca karışımda Özge'yi gördüm koltuğun ucunda oturuyordu "günaydın sevdiğim ne zaman uyandın?" Bana bakıyordu ve pek de neşeli görünmüyordu "yeni sayılır niye benim yanımda yatmadın geldin burada içip sızdın? Bir derdin mi var senin Çağrı?" Yutkundum yere bakındım şişeler yoktu "kaldırdım şişelerini, sevgili olduktan sonraki ilk gecemizde yanımda yatmak yerine tercih ettiğin şişelerini." Şaşırmıştım bu kadar tepki vermesini beklemiyordum. onu çok mutlu ederim sanan ben şu hale bakın ki daha ilk zamanlar onu mutsuz ediyordum.
"Özür dilerim ben sadece uykum kaçmıştı biraz rahatlamak istedim uykum gelsin diye sonra da çok içince kokudan rahatsız olma diye bir de hareketlerime hakim olamayıp seni rahatsız edebilirim diye yanına gelmedim uyanmanı istemedim" gözlerime kırgın bakıyordu "lütfen öyle bakma Özge canım yanıyor"
"Neyse hadi kalk da denize girelim kızlar daha uyuyor sanırım ama onlar sonra gelir artık ne yapalım ben denize girmek istiyorum şimdi" yerimden doğruldum "tamam canım içi gidelim" içimde bir yerler kırıktı ve bu kırıklar ne olursa olsun sızdırıyordu işte. bir anda bitmiyordu acılar, bir kere oldu mu olmamışa dönmüyordu hiçbir şey.
Kalkıp mayomu giydim üzerime, hazırlanıp sahile gittik pek konuşmamıştık "sen denize gir bende kahvaltılık bir şeyler alıp geleyim bitanem olur mu aç karnına çok uzun süre kalma denizde" kendimi affettirmek istiyordum biraz da "tamam ben öyle aşırı aç değilim ama çok bir şey alma gerek yok. Hadi görüşürüz" deyip denize doğru yürüdü
Bende biraz arkasından bakıp kahvaltılıklar almak için döndüm. yakınlarda market vardı oraya girip bir şeyler aldım bulunduğumuz yer hem orman hem de denizin iç içe olduğu bir yerdi etrafa bakınıp sakin bir köşe bulmaya çalıştım. biraz içe doğru yürüyüp deniz manzaralı ağaç altında bir yer bulmuştum sonunda.
marketten aldığım şeyleri yine marketten aldığım sofra bezinin üzerine dizmeye başladım su, simit, peynir, zeytin, domates, salatalık, reçel, tereyağ, bal, közlenmiş patlıcan ve biber konserveleri, Nutella, kahvaltılık acı sos, salam, meyve suyu, bardaklar, tabaklar, çatal, bıçak ve ekmek hepsini dizdim ama ağızlarını açmadım çünkü gelene kadar karıncalar gelebilirdi kokularına. sevdiğime sürpriz yapmak istemiştim marketten bir buket de çiçek almıştım ağacın dibine hepsini koyup ayağa kalktım, etrafa bakındım gelene kadar kimse görmezdi bunları bu saatte buraya kim gelecekti zaten? içimi rahatlattıktan sonra sevgilimin yanına gittim hala denizdeydi
Kıyıya kadar yürüyüp el salladım gel diye, görünce denizden çıktı "hani bir şey almamışsın? Bulamadın mı?" Diye sordu havluya sarınırken "yok buldum da burada yemeyeceğiz gel seni bir yere götüreceğim sevdiğim" resmen bana soğuk davranıyordu e biraz da haketmiştim doğrusu ses etmeden yürüdü az önce keşfettiğim yere gelince sofrayı serdim hemen, malzemeleri de çıkardım tekrar "serili şekilde karşılamak isterdim ama malum karınca mevsimi riske atmak istemedim bitanem" o da poşettekileri çıkarmaya başladı "dünyayı almışsın Çağrı çok aç değilim demiştim kim yiyecek bunları"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHRAR (TAMAMLANDI)
RomanceAma söyleyemez dilim, dillenemez kalbim; iyileşemez bu yara.. Başlangıç: 13.05.2020 Bitiş: 26.06.2020