Bölüm 29

386 43 1
                                    

Ama karar ver, tutamıyorum zamanı

Ama öyle kolay değildi çekip gitmek yıllarca hasretine yandığınızı, bir müddet daha oturduk her zamankinden sessizdik en azından benim içimden fazla konuşmak gelmiyordu belkide Özge de ben konuşmuyorum diye konuşmuyordu veyahut onun da içinden gelmiyordu konuşmak benim içimden uzun zamandır hiçbir şey gelmiyordu zaten içim ona gitmişti gelmiyordu..

Bir şeylere kırıldığım ya da içimde bir şeyleri halledemediğim zaman susuyordum ölüm gibi bir susmak geliyordu bana gitmiyordu kolay kolay yine o vakitlerden biriydi konuşasım yoktu epey yorulmuştum diyecek kelimem de yoktu seni seviyorumdan başka gerisi nafile geliyordu

Kalkalım mı dedi güçsüz bir sesle. "Olur kalkalım" sen nasıl istersen kafeden çıktık şemsiyeyi açtım ilk başta koluma girmedi bir müddet öyle yürüdük sonra sıkıca koluma sardı ellerini bu huzur içimi yakıyordu, böyle olmaması gerekirdi ama seni seviyorum sende beni sev diyemezdim çünkü öyle olması gerek gibi tuhaf bir cümle vardı içimde.

"Otobüs saatlerine bakayım da ben en yakın hangisiyse ona binip döneyim artık zaten otobüs uzun sürecek ancak giderim dinlenirim falan" ben gece binersin diye düşünmüştüm ama peki sen bilirsin. "Geç olur öyle en iyisi bir an önce binip gideyim" tamam. Cebimden telefonu çıkarıp biletlere baktım en yakın sefer 2 saat sonraydı bu iyiydi yetişirdim rahatlıkla, hemen bileti online satın aldım

Bende seninle otogara gelmek istiyorum dedi Özge "gerek yok buna burda vedalaşırız git gel yorulursun şimdi" yorulmak istiyorum belki de karışma gelmek istiyorum işte. "Tamam o zaman hadi gidelim orada bekleriz kalan zamanı" olur

Otogara giden otobüslerin birine bindik yağmurlu bir yolculuktu biraz daha yağ yağmur ağladığım duyulmasın.. sessizce otogara geldik dışarıda oturuyorduk üstümüz kapalıydı. Özge'nin sesi yağmurlara karıştı İstanbul'a varınca beni haberdar et olur mu? "Olur ederim sende eve varınca beni haberdar et lütfen" ederim merak etme.

Sessizliğimiz ne çok konuşuyordu aslında benimki beni sev bu böyle olmayacak diye haykırıyordu onun ki ise yapamam diyordu. Otobüs saatini ettik otobüs gelince ayaklandım "otobüs geldi artık sende eve dön daha fazla bekleme bende binerim şimdi" istemeye istemeye kabul etmek zorunda kaldı çünkü bir kovmadığım kalmıştı neden böyle yapıyordum bilmiyorum, istediğim gibi yakın olmayacaktı bana bunu biliyordum.

Kalkıp sarıldı bana, kendine çok iyi bak Çağrı geldiğinde yine görüşelim tamam mı? Söz ver. Anlıyordu bir şeyler kırılmıştı o yüzden söz ver diyordu görüşmem diye endişe ediyordu. "Tabiki görüşürüz söz sende kendine iyi bak. evdekilere de tekrar teşekkürlerimi ilet hoşçakal.." Güle güle dedi otobüse bindim o da dönmek için durağın olduğu tarafa yürümeye başladı arkasından öylece seyrettim giden her şeyimdi, yolculuk edecek olan ben miydim?

Tüm ülke yağmurlu idi anlaşılan geçtiğimiz yollarda da yağmur yağıyordu 1 saat oldu olmadı Özge'den mesaj geldi ben eve geldim diye tamam diye yanıtladım müzik açıp yolu izliyordum sanki şu yağan yağmur değil de benim gözyaşımdı

Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı..

Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı..

Ben

Yağmur

Ağladım..

Sabaha karşı İstanbul'a ulaşmıştık o vakte kadar hiç uyumadım huzursuzdum bazen ağlamaktan gözlerim de şişmişti. Böyle yaptığım için kendime kızıyordum bazen bazen de başka çaren yok diyordum zırlasan da alışacaksın, arkadaş olarak kalmak istiyordum Özge ile ama bu süreçteki kadar yakın olmayı kaldıramıyordum çünkü o arkadaşça yapıyordu ama ben yanlış anlıyordum

Otobüsten inince Özge'ye mesaj attım uyuyordur diye düşünüyordum ama cevap geldi yurda gidince de haber ver lütfen diye şaşırmıştım bunu niye yapıyordu Özge benim için o saatte mesaja cevap veriyordu normalde kolunu kendine çekip cenin pozisyonunda uyuması gerekiyordu yani dün gece o vakitlerde öyle yapmıştı...

Kendimi hırpalamak istiyordum, katıksız bir aptaldım yurda ulaşınca da haber verdim güzelce dinlen kendine iyi bak iyi uykular dedi bende ona iyi uykular diledikten sonra yatağıma geçip yattım

Çok yorgunum
Beni bekleme kaptan
Seyir defterini başkası yazsın
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
Beni o limana, çıkaramazsın...

AHRAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin