"Sevgi!" Annemin seslenmesi üzerine çalışma masamdan kalkıp odamın kapısını açtım. Portuga'yı beklememek adına kendimi derse vermiştim ama vakit geçtikçe kalbim gereğinden hızlı atmaya başlamıştı. Saat sekize yaklaşıyordu ve ders çalışma hevesim de azalıyordu.
"Efendim?" diye seslendim usulca koridora doğru.
"Halil geldi, gel!" İsmini duymam bile yüzümün asılmasına sebep oldu.
"Evde yokum!" diye bağırdım ve kapımı geri kapattım. Yeniden test kitabının başına oturdum ancak çok geçmeden kapım açılmıştı. "Evde yokum demiştim."
"Sesini duymasaydım inanabilirdim." dedi Halil. Sesimi çıkarmadığımı görünce kapıyı ardından kapattı. Kafamı soruya vermeye çalıştım. Yine de göz ucuyla kenardaki sandalyeyi alarak yanıma kurulduğunu görmüştüm.
"Sevgi?" Cevap vermeden uçlu kalemimi sorunun üzerinde dolaştırmaya başladım, okuduğum falan yoktu. Yalnızca Halil öyle sansın istiyordum. "Özür dilerim."
"Ne için?" dedim yüzüne bakmadan. "Arkamdan iş çevirdiğin için mi yoksa bana doğruyu söylemediğin için mi?"
"İkisi de aynı kapıya çıkıyor." diye mırıldandı. Ters ters ona baktım.
"Bu odanın kapısı da sizin eve giden yola açılıyor biliyorsun değil mi?" Güldü, benim gülmediğimi görünce yüzündeki gülümseme git gide soldu.
"Sana söylemeliydim." dedi hemen.
"Niye sakladın ki Halil?" Sorum üzerine bakışlarını kaçırdı.
"Kızacağını sandım."
"Benden gizlemen daha çok kızmama sebep oldu." dediğimde sesim istemsizce yükseldi. "Portuga seni neyle tehdit ediyor?"
"Ne?"
"Sana attığı mesajı gördüm, Portuga neyden bahsediyordu Halil?" Halil ağzını açtı ama bir şey diyemeden geri kapattı. "Kim olduğunu da biliyor musun?"
"Hayır." dediğinde sinirlenmişti. "Yemin ederim bilsem ağzını burnunu kırmıştım."
"Neden?" diye sordum hemen. "Konunun seninle alakası bile yok."
"Artık beni de ilgilendiriyor." Sinirle dudaklarımı yaladım.
"Sebebini söyleyecek misin?"
"Söyleyemem." dedi üzgün bir şekilde. "Köpek gibi söylemek istesem de yapamam." Bir süre gözlerine baktıysam da pes etmeye niyeti yok gibiydi. Portuga ona ne söylemişti? Halil'in benden saklayacak neyi vardı ki?
"O zaman çıkabilirsin." dedim istemeye istemeye.
"Sevgi yapma." Önüme döndüm. "Bugün çıkışta da-"
"Test çözüyorum, çıkar mısın?" Bir süre öylece oturduğu yerde kaldı fakat çok geçmeden çıkıp gitti. Dudaklarımı büzdüm, kollarımı masaya koydum ve başımı kollarıma yasladım. Halil'in kaybetmek istemiyordum, benden sakladığı bir şeyler varken onunla nasıl arkadaş olacağımı da bilmiyordum. Telefonum titreyince bir an kalbim durdu sandım. Halil, aklımın kenarından uçup gitti. Hızla telefonumu elime aldım.
*yourportuga size bir fotoğraf gönderdi*
Kalbim ağzımda atıyor, heyecan yakamı bir türlü bırakmıyordu. Demek buraya kadardı. Portuga'yı görecektim. Korka korka bildirime tıkladım.
yourportuga:
Anlaşma anlaşmadır
Şimdi sıra sende
Dökül bakalım kızıl
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portuga | texting | TAMAMLANDI
Short Storyyourportuga: Şu an arkadaşlarınla oturup sohbet ediyorsun ve seni gördüklerini zannediyorlar Esprilerine gülüyorlar Oysa sen onlara yalnızca kendi yansımalarını gösteriyorsun Kendi acınası hallerine gülüyorlar Bu arada ben de güzelliğine yanıyorum...