Bir daha Portuga'ya mesaj atmadım. İki üç gün inadına Halil'in yanına gitmeye çalıştıysam da durmadan işi olduğunu iddia ediyor ve yanımdan uzaklaşıyordu. Üstelik bunu yapan yalnızca o değildi. Aslı da ona uymaya başlamıştı. Portuga ve onların arasında benimle ilgili olan bu büyük sır neydi bilmiyordum ama gittikçe canım sıkılmaya başlıyordu. Tanımadığım biri yüzünden arkadaşlarımı kaybetmek istemiyordum.
Halil'in kendi sınıfı ve yan sınıftakiler arasında futbol maçı yapılıyordu. Maçın başlamasına beş dakika kalmıştı, dışarıda sağanak yağmur vardı. Gelmeden önce hemen ıslanmış olan saçlarım nemliydi. Aslı benden önce gelmiş, önlere kurulmuştu. Bana yer tutmadığını görmek suratımı asmama sebep olduysa da bozuntuya vermeden yukarı çıktım ve en arkadaki sıralardan birine oturdum. Amacım tezahürat yapmak ya da moral vermek değildi zaten, o yüzden dert etmedim.
Oyuncular yavaş yavaş soyunma odalarından çıkmaya başladığında gözlerim Halil'i aradı. Sonunda çok geçmeden yeşil üniformasıyla Halil gözüktü. Sanki nerede olduğumu biliyormuş gibi gözleri anında beni bulduğunda gülümsedi. İstemsizce ben de gülümsedim. O önüne dönerken karşı takıma baktım. Cemil yoktu ama olsaydı kazanabileceklerini biliyordum, basketbolun yanısıra çocuğun futbolu da iyiydi. Resmen sporcu olmak için doğmuştu ancak bugün yoktu. Yani karşı tarafın işi zor olacaktı.
Düşüncelerim kafamı kurcalamaya devam ederken o sırada onu gördüm. Simsiyah gözler, kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Üzerindeki siyah forması vücuduna yalnızca bir ya da iki beden büyük gibiydi. Saçları dağılmaya hazır duruyordu. Cemil'in arkadaşının sporcu olmadığını düşünmek aptallık olurdu, yine de onun adını herhangi bir şekilde sporda duymamıştım. Üstelik bana neden bu şekilde kötü baktığını bilmiyordum ama gittikçe daha kötü hissetmeme sebep oluyordu. Hâlâ Cemil'in disiplin cezası yüzünden beni mi suçluyordu ki? Düşüncelerimi okumuş gibi gözlerini benden çekti ve direkt olarak Halil'e baktı. Bana öyle geldiğinden değildi, ona baktığını biliyordum. Çünkü baktığı tarafta yalnızca Aslı ile konuşan Halil vardı. Kalın dudaklarında sinsi bir gülümseme oluştu. Aklından geçen düşünceleri bilmesem de hiç iyi olmadıklarını düşündüm. Hemen ardından gözleri sanki hâlâ baktığımdan emin olmak istercesine kısa bir an bana değdi ve Beden öğretmeni maç başlayacağını haber vermek için ağzındaki düdüğü öttürdü. İçimden kötü bir şeyler olmaması için dua etmeye başladım. Cemil'in arkadaşı Cemil'den daha manyak olamazdı değil mi? Sırf Cemil benim yüzümden ceza aldı diye arkadaşlarıma bulaşmamalıydı. Sıkıntıyla kollarımı göğsümde kavuşturdum. Anlaşılan bu maç da beni rahatlatmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portuga | texting | TAMAMLANDI
Short Storyyourportuga: Şu an arkadaşlarınla oturup sohbet ediyorsun ve seni gördüklerini zannediyorlar Esprilerine gülüyorlar Oysa sen onlara yalnızca kendi yansımalarını gösteriyorsun Kendi acınası hallerine gülüyorlar Bu arada ben de güzelliğine yanıyorum...