6.1

12.9K 950 520
                                    

NOLUR YORUM YAPIN

Balo
~~~~

"İki kere baloya gideceksin bak senden şanslısı yok." diye Miraç konuştuktan sonra bir şeyler daha mırıldanmıştı. Anlamak cidden çok zordu, zaten anlamamıştım da.

"Seneye gitmeyeceğim ki." dediğimde kaşlarını çatıp bana baktı.

"Kendi balona mı gitmeyeceksin şapşalım? Delirdin mi?" dediğinde omuz silktim. Seneye o üniversitede olacaktı ve bu yüzden de yanımda olamayacaktı. Bu yüzden gitmeyi pek düşünmüyordum.

"Sen olmayacaksın. Niye gideyim ki." derken gözüme balonun yapılacağı mekan çarpmıştı. Normalde Miraç'ın babası kapıya kadar bırakacaktı ama biz biraz yürümek istemiş ve önceden arabadan inmiştik. Spor ayakkabı giydiğim için kafam rahattı.

Miraç dediğimde bir şey demeyip tuttuğu elimi hafifçe öpmüştü ve beraber içeri girmiştik.

Gözüme çarpan tanıdık yüzlerle onlara el sallamıştım. Arda da eliyle yanlarına gelmemizi işaret etmiş ve böylece grubun yanına gitmiştik.

Oya?

"Sen niye buradasın?" diye Miraç aklımdan geçen soruyu sormuştu.

"Yaman davet etti beni. Ben de kıramadım." dediğinde gözlerimi Yaman'a çevirmiştim. Cidden bana düşmanlığı falan mı vardı? Oya'nın Miraç'a olan duygularını biliyordu ve buna rağmen onu çağırmıştı.

"Keşke kırsaydın." diye mırıldanmamla duymadığını belirtircesine hafifçe kafasını öne uzatmıştı. Başka bir şey deme gereği duymamıştım, onunla uğraşmak istemiyordum.

"Sevgilin bu sene mezun oluyor, duyguların neler?" diye Arda bana bir soru yönelttiğinde göz devirmiştim. Cidden moralimi bozmaya falan mı çalışıyordu? Eğer amacı oysa başarılıydı çünkü.

"Senin durumun benden pek farklı değil Arda. Seren de mezun oluyor bil istedim. Sen sınıfta kaldığın için mezun olamadın ya hani." dediğimde bir anlığına gülen yüzü asılmıştı.

"Birazdan kavga çıkar burada. Sakin olun reisler." diye Orçun araya girdiğinde güldüm. Kravatını kafasına takmıştı salak.

"Oğlum o kafaya takılmıyor." diyerek Taha kravatı Orçun'un kafasından almış ve Orçun'un boynuna takmıştı.

"Bu tarzımı doğru yansıtmıyor ama alışırım herhalde." dedikten hemen sonra yanımızdan ayrılıp dans edenlerin arasına karışmıştı.

"Ay oturmaya gelmedik. Hadi Arda!" diyerek Seren Arda'nın kolundan çekmeye başlamıştı. Arda ne kadar isteksiz görünse de içten içe bu hâlinden memnun olduğuna emindim.

"Yaman! Biz de dans edelim mi?" diye Oya konuştuğunda göz devirmeden edememiştim.

"Şapşalım bizim neyimiz eksik gelsene." diyen Miraç ile onu onaylayıp beraber dans edilen alana gitmiş ve dans etmeye başlamıştık.

"İstek parça var gençler. Biraz romantikleşelim hadi!" diyen bir sesin ardından saha yavaş bir şarkı çalmaya başlamıştı.

"Bak ilk dansımızı da ediyoruz daha ne olsun." diyerek Miraç ellerini belime yerleştirdiğinde gülerek kollarımı boynuna sarmıştım.

"Hangi üniversiteye gitmek istiyorsun?" diye sorduğumda muzipçe sırıtmıştı.

"Onu seneye düşünürüm artık." dediğinde ne dediğini anlamadığımı fark ettiğinde ekledi. "Sınıfta kaldım. Bu sene de seninleyim yani."

"Bana bilerek sınıfta kaldığını söyleme." dememle birkaç saniyeliğine elini belimden çekmiş ve dudaklarına hayali bir fermuar çekmişti.

"Tamam söylemem."

"Ya sen aptal mısın? Derslerinin iyi olduğunu biliyorum, neden yaptın?"

"Derslerim düştüğü için hocaların benimle konuştuğunu sana söylemiştim zaten. Bir de devamsızlık var tabii. Sen beni bilmezken harcadım o hakları. Seni görmemek zor oldu ama işin ucunda bir sene daha görmek vardı."

"Aptalsın sen." dediğimde gülüp dudağıma küçük bir öpücük kondurmuştu.

"Ama bu sene bitince üniversiteler farklı olacak büyük bir ihtimal. O zaman ne yapmayı düşünüyorsun?" dediğimde alnını alnıma yaslamıştı.

"İnanıyorum, aynı üniversite olmasa bile aynı şehirde okuyacağız. Umarım öyle olur yani." dediğinde gözlerinin içine bakmaya başladım. O kadar güzel bakıyordu ki.

"Çok öpülesi bir insan olduğumu söylemiştin, öpmüyorsun ama." diye üzüntüyle konuştuğunda güldüm.

"Bazen küçük bir çocuk gibi davranıyorsun." dedikten sonra ekledim. "Aptallığın gibi bu özelliğini de çok seviyorum."

"Sen direkt beni seviyorsun işte kabul et."

"Yalan yok. Çok sevilesi bir insansın." diyerek bir ara yazdığım mesajı değiştirerek söylediğimde güldü.

"Sen de çok aşık olunası bir insansın." dediğinde gülümsedim.

"Yüsra."

İsmimi seslenen biriyle bakışlarım o kişiyi bulmuştu.

"Senden son bir ricadan bulunabilir miyim?" diyen Burak ile Miraç'a kısa bir bakış atmıştım ve o da gülümsemişti. Onun yanından ayrılmıştık.

"Evet?" dediğimde içten bir şekilde gülümsemişti.

"Sizin grupta bir kız vardı, onuncu sınıflardan galiba. Beni onunla tanıştırır mısın?." dediğinde başta kaşlarımı çatsam da sonradan kendi kendime gülmüştüm. Ardından bir şey demeden Oya'ya baktığımda beğeniyle Burak'a baktığını fark etmiştim.

"Bence sen kendin tanışsan da olur Burak. Sana bakıyor." dememle birlikte baktığum yere bakmış ve yüzünde oluşan gülümsemesi ile tekrar bana dönmüştü.

"Sizi rahatsız ettiğim için kusura bakma Yüsra, umarım affedersin beni." dediğinde gülümsedim "Affettim bile Burak. Hadi şimdi git şu kızın yanına."

O Oya'nın yanına giderken ben de Miraç'ın yanına dönmüştüm.

"Biraz dışarı çıkalım mı? Hava alırız." dediğimde gülümseyerek beni onaylamış ve beraber kapının önüne çıkmıştık.

"Ne konuştunuz?" diye sorduğunda "Oya'dan hoşlanmış." dememle yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

"Beni ondan mı kıskanıyordun yoksa?" dedim.

"Yani içten içe kıskanıyor olabilirim belki biraz. Sana fark ettirmemeye çalışıyordum, sıkmak istememiştim se-..." sözünü kesip ellerimi yanaklarına yerleştirdikten sonra dudaklarımızı birleştirmiştim. Boşta kalan elleri belime sarılmıştı.

Bu yüzden dışarı çıkmamızı söylemiştim, orada herkesin ortasında bu kadar rahat davranamazdım muhtemelen.

Öpüşmemiz birkaç dakika sürdükten sonra birbirimizden yavaşça ayrılmıştık. Yine de aramızda fazla bir ara yoktu, yine yakındık birbirimize.

"Seni seviyorum Miraç, ne kadar fazla dile getirmesem de bunu bilmeni istiyorum." diye ilk ben konuştuğumda gülümseyip alnıma dudaklarını bastırıp geri çekilmişti.

"Ama sen bu kadar tatlı olursan ben sana sarılmadan duramam ki?" dediği anda kollarımı beline sarıp kafamı göğsüne yasladığımda bir eliyle saçımı okşarken diğer eli belime sarılmıştı.

"Alışmam lazım bu ani hareketlerine değil mi?" dediğinde güldüm. Kalp atışları cidden hızlanmıştı, belki de aniden sarıldığım içindi ama benim açımdan aniden sarıldığım için olmadığı kesindi.

"Alışma, senin bu şaşırmaların çok tatlı oluyor. Alışırsan şaşırmazsın."

~~~~

Ay çok ship

Aptal | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin