🍃6🍃

1.2K 68 142
                                    

Hogwarts'a gidiyorlar! Bugün de bölüm atmazsam beni keseceksiniz o yüzden sessizce bölüm atıyorum beni öldürmeyin.

Sirius

Eve bir mektup gelmişti. Sirius bunun kimin baykuşu olduğunu bilmiyordu. Gönderen çok heyecanlanmış olmalıydı ki mektup baykuşa sanki japon yapıştırıcısıla yapıştırılmış gibiydi. (Siri japon yapıştırıcısını nereden biliyor diye sormayın çünkü ben de bilmiyorum kdseoğef)
En sonunda açtılar. Mektupta şöyle yazıyordu:

Sevgili Siri ve Jamsie,
Dorcas Remus'tan hoşlanıyor. Ve belli ki Remus da Dorcas'tan hoşlanıyor. Ama Remus kurtadam meselesi yüzünden kimseyle birlikte olamayacağını düşünüyor. İşte bu yüzden Remus'tan habersiz bir çöpçatanlar grubu kurmalıyız. En sonunda sevenler kavuşacak yani hayırlı bir iş. Remus'un haberinin olmaması lazım.
Kucak dolusu sevgilerle,
Lily, Dorcas, Mary ve Marlene. (Marlene'nin evinde yatıdayken bir araya geldik sormayın.)

Sirius o Marlene yazısını görünce kalbi tekledi. Kucak dolusu sevgilerle yazmıştı bir de. Sirius'un içi ısındı. Bu mektubun onlara gece 12'de gelmesi ise oldukça garipti. James Lily'i yatıya gideceğini söylerken gördüğünde saat 15.00 falanmış. Her neyse, artık yatmalılardı çünkü yorucu bir gün olmuştu. James ile Quidditch oynamışlardı. Sirius James'e iyi geceler dileyip odasına gitti. Yatağına yattı ve gözlerini kapattı. Marlene'ni düşündü. Biri ona 1. sınıftayken bir kıza bu kadar değer vereceğini söylese kıçıyla gülerdi ama olmuştu işte. Demek ki imkansız da mümkündü...

Arkadaşlar ne kadar ben de boş bir insan olsam da artık bunların boşunu yazmaktan çok sıkıldım. Artık Hogwarts'a gidecekler.

Marlene

Bugün 1 Eylül'dü. Hogwarts'a gideceklerdi. Marlene orayı çok seviyordu ve çok özlemişti. Ayrıca Sirius'u da daha çok görecekti. Anne ve babası görevden dönmüştü. Perona gitti ve duvardan geçti. Lils'i gördü. Ailesiyle vedalaşıp Lils'in yanına gitti. Lils'le merhabalaşıp boş bir kompartman aramaya başladılar. En sonunda buldular ve birine yerleştiler. James, Sirius, Dorcas, Remus, Mary ve Peter da gelince grup tamamlanmıştı.

Lily

Sirius Marlene'nin yanına oturup kolunu omzuna atmış ve Marlene'ni kendine yakınlaştırmıştı. Marlene o sırada çok çok çok fena kızarmıştı ve Lily bunu farkedip muzipçe sırıtmıştı. Bu ikisi birbirleri için yaratılmıştı. Sonra James'in hayran hayran ona baktığını farkedip o da en az Marlene kadar kızarmıştı ve bunu da Marlene farkedip muzipçe sırıtmıştı. Lily bir anlık gelen cesaretle James'e baktı. Çocuğun yüzündeki ifade paha biçilmezdi. James, Lily ona baktığı anda kızarıp gözünü kaçırmış ve başını önünde oturan Sirius ve Marlene'ne çevirmişti. İkisin de ona bakarak sırıttığını görünce oflayıp somurtmuştu ve cebinden snitchini çıkarıp oynamaya başlamıştı. Ama bu sefer onu hayran hayran izleyen Peter değildi. O uyuyordu. Bu sefer onu izleyen Lily'di.

Marlene

Marlene gördüğü şeyin gerçek olup olmadığını anlamak için hala kollarının arasında olduğu Sirius'u dürttü. Sirius önce ona baktı sonra da işaret ettiği yere. Lily ve James.

Sirius

James snitchiyle oynuyordu. Lily ise... hayran bir şekilde ona bakıyordu? Sirius Marlene'nin kulağına eğildi. Kız kızardı. Kızarınca çok tatlı oluyordu. Sirius fısıldadı: "James'i hayran hayran izleyen kişi genellikle Peter olurdu." Marlene güldü. Sirius'un nefesi kesildi bir saniyeliğine. Kalbi durdu sanki. Sonra kendine geldi ve dedi ki: "Sen hep gülsene Marls. Çok güzel gülüyorsun." Tamam, belli ki tam olarak kendine gelememişti. Dediği şeyle gözleri faltaşı gibi açıldı ve kızardı. Evet, Sirius Black kızardı. Bu kız onun ayarlarını bozmuştu. Sonra hissettiği şeyle çok şaşırdı. Marlene ona biraz daha sokulmuştu.

Marlene

Sirius ne ara bu kadar tatlı biri olmuştu? Marlene dayanamayıp ona biraz daha sokuldu ve gözlerini kapadı. Marlene'nin uyuma problemi vardı. Genellikle hep uyku hapı alırdı. Ama orada, Hogwarts treninde Hogwarts'a giderken, Sirius'un göğsünde uyku onu 2 saniyede ele geçirdi...

Sirius

Sirius bir süre Marlene uyurken onu izledi. Sonra o da mayıştı ve o da arkasına yaslanıp uyuya kaldı. Uyurken son düşündüğü şey Marlene'nin ona aşık olma ihtimaliydi.

James

James snitchiyle oynamayı bırakmıştı. Marlene ve Sirius'a bakıyordu. Ne kadar yakınlardı. Ne kadar tatlılardı. Kim bilir, belki bir gün onların yerinde Lily ve kendisi olurdu...

Lily

Hogwarts'a yaklaşmış olmalıydılar. Lily başını camdan çekti ve o uyuduğundan beri neler olduğuna baktı. Etrafa göz gezdirirken birbirine sokulmuş uyuyan bir adet Marlene ve Sirius'u görmeyi beklemiyordu. Gözleri faltaşı gibi açıldı ve James bunu farkedip güldü. "Günaydın Lils," dedi sırıtarak. "Ne güzel bir manzara değil mi?" Lily güldü. "Ne demezsin!" dedi Lily. "Şunlar da sevgili olsa artık." diye de ekledi. "Katılıyorum." dedi James. "Çok belli ikisi de birbirine deli gibi aşık işte." dedi James. "Evet. Bu gece Marlene için çoook uzun bir gece olacak. Kızlar yatakhanesinden bağrışma veya gülme sesleri duyarsanız hiç şaşırmayın. Belki de çöpçatanları bunlar için de bir araya getirmeliyiz." diye fısıldadı. James güldü. Aslında bu çocuğun kalbi çok temizdi. Lily ona hep önyargılı davranmıştı. Kibirli veya ukala falan olduğu yoktu. "Haklısın." dedi James. "Hatta baya iyi fikir ama önceliğimiz Remus ve Dorcas." diye fısıldadı çünkü Remus kitabının üstünden dik dik, gözlerini kısmış bir şekide onlara bakıyordu. Lily kıkırdadı. Sonra camdan dışarı baktı. Hogwarts çok ucundan görünüyordu. "Hadi şu aşk kuşlarını uyandıralım." dedi Lily. Ama ikisinin de bilmediği şey, Marlene ve Sirius'un yaklaşık 2 dakika önce uyanmış ve dediklerinin hepsini duymuş olmalarıydı.

Marlene

Marlene Lily'le James'in dediğini duymuştu ve sanıyordu ki Sirius da duymuştu. Kızarmamalıydı, kızarmamalıydı, kızarmamalıydı. Haklı mıydılar? Sirius da Marlene'ne deli gibi aşık mıydı? Marlene çok mutluydu. Ama bir o kadar da utanmıştı. Hala uyuma taklidi yapıyordu ve James Sirius'u "uyandırmıştı". Sirius da ne kadar Marlene'nin uyumadığını hissetse de role devam etmeleri gerekiyordu. Bu yüzden Sirius da Marlene'ni dürtüp "Uyan prenses." dedi. Marlene esnedi ve "uyandı". Sonra erkekleri kışkışlayıp cübbelerini giyindiler. Biraz sonra erkekler giyinirken beklediler. En sonunda Hogwarts'a gelmişlerdi. Büyük Salon'a geçtiler. Yenilerin seçim törenini izleyip Gryffindor'a seçilenleri alkışladılar. Dumbeldore: "Yumulun!" diye bağırdığında Sirius resmen yemeğe daldı ve Marlene bunu çok tatlı buldu. Sonra ortak salona giderken. Sirius Marlene'nin kulağına eğildi ve şöyle dedi.

Sirius: Trende uyanıktın biliyorum prenses.
Marlene: Ben de sen uyanıktın biliyorum Siri, ayrıca şşttt. Sakın kimseye bir şey söyleme.
Sirius güldü ve ağzına sahte bir fermuar çekti. Gecenin geri kalanında ise Sirius güldü, Marlene eridi, Sirius güldü, Marlene eridi. Böyle devam etti. Ta ki Lily Marlene'ni kızlar yatakhanesine çağırana kadar. Marlene Sirius'a hoşçakal deyip ayağı kalktı. Tam yatakhanenin kapısına gelmişti ki durakladı. Bunu çok yapmak istiyordu. Geri dönüp Sirius'a baktı. Sirius da ayaktaydı. Sanırım o da gidecekti. Yavaş adımlarla Sirius'a yürüdü. Parmak ucuna kalktı ve Sirius'u yanağından öptü. Sonra utangaçça gülümseyip yatakhanenin kapısından girdi.

Sirius

Marlene... onu öpmüş müydü? Bir de öptükten sonraki o utangaç gülümseme. O gülümseme her şeye değerdi. Sirius salakça sırıtıp erkekler yatakhanesinin kapısını açtı. İçeri girdiği anda yatağına yönelip kendini yatağına bıraktı. James ve Remus ona anlamazca bakıyorlardı. En sonunda James Sirius'un karşısına geçti ve elini gözünün önünde salladı. Sirius "Beni yanağımdan öptü." dediğinde herkes anlamış ve susmuştu. Sirius hala salak salak sırıtırken yatağının perdelerini çekip yatağının içine girdi. Mutluluktan uyuyamadı ve uyuyana kadar o anı tekrar tekrar yaşadı.

Hikayeyi yazarken ben bile feels geçiriyorum sizi düşünemiyorum artık elinkdmdlfş. Hadi yayınlıyorum artık öf uyuyacağım ben iyi geceler 🌙

~iris🤍

He's Just A Friend - Jily, BlackinnonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin