Bu bölümü eyluldamlasi 'na ithaf ediyorum.
Medyada bulabildiğim tek doğru düzgün Blackinnon fan artı var. Bence Marlene'ni güzel çizememişler ama olsun. Bir önceki bölüm boş olmakta bir çığır açtığı için ne kadar utanmasam da özür dilerim. Mükemmel bir yazar olduğum için sürekli yb bekliyorsunuz biliyorum dowkdnx. Neyse hadi okuyun awsu.UCUNDAN DRAMALI BİR BÖLÜME HAZIR OLUN AŞKOLAR
HA AMA BİR SORUM VAR
sizce alex ve mary düğününü yazayım mı yoksa evlendiler diye geçiştireyim mi
ARTIK GERÇEKTEN OKUMAYA BAŞLAYABİLİRSİNİZ
Lily
Lily James ile evliydi artık. Durumun saçmalığına güldü. Heğwödoekd. Ne? James Potter ile mi evliydi yani? Neyse. Yatağında sadece yattı. Ve eski zamanları düşündü. 1. sınıftayken bile James'in ona olan bakışlarını hissetmemek mümkün değildi. Okul hayatı boyunca, Lily hep birinin onu hayranlıkla izlediğini hissetmişti. Ve arkasına döndüğünde hep James'in binbir renkli gözlerini görmüştü. Sonra da James hep kızarıp gözlerini kaçırmıştı. Hep. Hep böyle olmuştu. Lily hala hayranlık dolu bakışları üstünde hissediyordu ama artık arkasına baktığında James kızarıp gözlerini kaçırmıyordu. Lily de ona nefretle değil aşkla bakıyordu zaten. Sonra gülümsüyordu. Önüne döndüğünde ise hissettiği tek şey güvendi. Eskiden bu bakışlar onu rahatsız ederdi. Ama artık güvende hissettiriyordu. Çünkü James'in aşkını her bir zerresinde hissediyordu. Ve bu gerçekten mükemmel bir histi. Birinin sizi tüm kalbiyle sevmesi çok güzel bir histi. Gerçekten öyleydi. Lily bu hissi tadamayan insanlara çok üzülüyordu. Ama üzülmenin kimseye faydası yoktu ki. Sonra Lily düşüncelerinden sıyrıldı. James uyanmıştı. Kafasını James'in göğsünden kaldırdı ve James'in yanağını öptü. James gülümsedi. Gülümseyince gamzeleri ortaya çıkmıştı (arkadaşlar sizi bilemem ama şahsen ben James'i hep gamzeli hayal etmişimdir bu yüzden böyle yaptım sofşsnc. Gerçekte böyle mi bilmiyorum.).
"Günaydın James."
"Günaydın Zambağım."
"James şu an körsün istersen gözlüklerini tak ıeğwmfps."
(Randomları gülme olarak alın pls)
"Tamam Lils dur." dedi ve gözlüğünü yanındaki komidinden aldı. Gözlüğünü ters takınca saçma görünmüştü. Lily kıkırdadı. James kaşlarını çatıp gözlüğü düzgün taktı. Lily hala gülüyordu. Sonra bir süre daha orada huzurla yattılar. Bunlar huzurlu geçirdikleri son zamanlar olabilirdi. (Arkadaşlar ölmeyecekler korkmayın udğsmf.)
Sirius
Lily ve James'in daha dün evlendiği gerçeği dikkatin onlarda olmasını gerektiriyordu. Bu yüzden Sirius ve Marlene nişanlandıklarını daha kimseye söylememişlerdi. James ve Mary bu planın olduğunu biliyordu ama işe yarayıp yaramadığını sormaya daha fırsat bulamamışlardı. Çok dikkat çekerdi. Bu yüzden bugün Potter'ların evinde buluştuklarında söyleyeceklerdi her şeyi. Sirius herkesin yüzündeki ifadeyi görmeyi gerçekten çok istiyordu. Şimdi ise Marlene huzurla uyuyordu göğsünde. Hafifçe gülümsüyordu ikisi de. Sirius Marlene'nin rüyasında ne gördüğünü merak etti. Sonra bir anda Marlene'nin kaşları çatıldı. Nefesleri düzenden çıktı. "Hayır..."
"Hayır..." diye mırıldanmaya başladı. Sonra gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Sirius o ağladığında fiziksel bir acı hissettiğine yemin edebilirdi. Kız çok kötü ağlıyordu. Sirius tam onu uyandıracakken Marlene çığlık atarak uyandı. Sirius kıza sarıldı. Ve saçını okşadı. "Şşşt, anlatmak zorunda değilsin."
Marlene de ona sarıldı ve ağlamaya devam etti. Sonra "Hayır, zorundayım." dedi.
Ve Sirius daha bir şey diyemeden anlatmaya başladı."Yürüyordum, her şey normaldi, hava açıktı. James'lerin evine yürüyordum. Sonra bir anda hava kapanmaya başladı. Kafama takmadım. James'lerin evine geldim. Kapıda bir takvim gördüm, 31 Ekim 1981. Kapıyı açtım, içeri girdim. Camdan dışarı baktığımda onu gördüm Sirius. Peter'ı,"
Bu sözlerin üzerine Sirius'un merakı artmıştı. O şerefsizle ilgili yıllardır konuşmuyorlardı. Sonra Marlene konuşmaya devam etti.
"Onu kafama takmadım. Yanlış görmüşümdür diye düşündüm. Sonra merdivenleri çıktım ve gördüm..."
Kız ağlamaya başlayınca Sirius tekrar ona sarıldı. "İstersen anlatma Marlene."
"Hayır, anlatmalıyım." Sonra devam etti."James ölmüştü Sirius. Orada, kendi evinin merdivenlerinde ölü bir şekilde yatıyordu. Ağlayarak yürüdüm. Lily'e bakmam gerekiyordu. Yatak odalarına baktım. Lily de ölmüştü Sirius. Orada yatıyordu. Ama tek ağlayan ben değildim. Orada bir beşik vardı. Beşiğin içinde de bir bebek vardı Sirius. Ağlıyordu ve alnında kanlı, şimşek şeklinde bir yara izi vardı. Gözlerine baktığımda kendimi Lily'nin gözlerine bakıyormuş gibi hissettim. Voldemort neredeydi bilmiyorum. Ama bunun Peter'la bir ilgisi vardı Sirius. Bence bu eğer Peter yaşasaydı olacaklardı Sirius. Ben, ben çok korktum Sirius. J-james ve Li-lily'i öyle kaybetmek..."
Marlene daha şiddetli ağlamaya başladı. Bu da Sirius'un ona daha sıkı sarılmasına sebep oldu.
"Sonra ben bebeği aldım ve gittim. Nereye gittim bilmiyorum. Ondan sonra da uyandım zaten."
Sirius ve Marlene bir süre daha öyle kaldılar. Sirius artık konuşmanın zamanının geldiğini düşünerek konuşmaya başladı.
"Peter öldü Marls. Bunların hiç biri yaşanmayacak. Lily ve James mutlu yaşayacak. Aynı bizim gibi. Hayatımız güzel geçecek Marlene. Düşünsene, dün nişanlandık. Ve bugün bunu arkadaşlarımıza söyleyeceğiz. Biliyorum, çok sarsıldın ve ne kadar sarsıldığını ben bile tahmin edemem. Ama bunları düşünmemeye çalış. Zaten bunlar yaşanmayacak ki Marlene. Herkes iyi olacak, her şey iyi olacak."
Marlene biraz daha iyi gibiydi. Bir süre daha öyle kaldılar. Sonra Marlene konuştu.
"Seni çok seviyorum Sirius. Bu, korkunç rüyayı gördüm ve sen beni nasıl olduysa yine de sakinleştirmeyi başardın. Seni gerçekten çok seviyorum."
"Ben de prenses, ben de."
Sirius kızın saçlarını öptü. Kız doğrulup göz yaşlarını sildi. Dün nişanlanmıştı ve bu sabahı hiç böyle düşünmemişti. Sirius nişanlısına baktı (yazar burayı yazarken küçük bir feels tehlikesi geçirdi). Ağlamaktan mavi gözleri şişmiş ve kızarmıştı. Muhtemelen Sirius'un da ondan farkı yoktu. Lily'nin veya James'in ölmesi düşüncesi bile ikisini de ağlatmışken, Sirius gerçek olursa ne yapacağını gerçekten merak ediyordu. İkisi de şu an bunu düşünmemeliydi.
Bir şekilde toparlanıp yataktan kalktılar. Sonra hazırlanıp Lily ve James'in evlerine gittiler.
Her şey gayet normaldi.
Ta ki Marlene ve Sirius onlara nişanlandıklarını söyleyene kadar.
James ve Mary bekliyordu. Bu yüzden transtan ilk çıkan onlar oldu. Lily ve Dorcas'ın gözleri fal taşı gibi açılmıştı ve duyduklarını kavramaya çalışıyorlardı. Remus içtiği limonatayı püskürterek küçük bir boğulma tehlikesi geçirmişti. Alex ise ağzı bir karış açık hepsine WTF bakışları atıyordu. Sirius dayanamayıp gülme krizine girdi. Marlene de öyle. Bugün de böyle geçmişti. Hadi hayırlısı...
hAdİ hAyIrLıSı
329253923638247296392 yıl sonra doğru düzgün bölüm atan bne says bye 🌈
~iris 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He's Just A Friend - Jily, Blackinnon
Fanfiction꧁TAMAMLANDI꧂ F.R.I.E.N.D.S tadında bir kitap. Lütfen tüm bölümleri hayal ederek okuyun. Çok güzel oluyor dpsdkdpjxks Eğer ciddi bir hikaye bekliyorsanız en baştan söyleyeyim sadece iki bölüm falan ciddi geçiyor. "Bütün Ciddiyetimle Yemin Ederim Ki...