🍃9🍃

1.1K 62 154
                                    

Arkadaşlar az önce Friends'te 8. Sezonu bitirdim bu yüzden duygusallıktan saçmalayabilirim kusura bakmayın. James'in boynuzları kesilmesin diye grev yapmayı da düşündüm ama grev yaparsam direk kesersin diye yapmadım Hayri-POTIRCIK- . O yüzden bölüm atıyorum.

Lily

Lily uyandı. Saate baktı ve şok oldu. 09.05'mi? Sonra düşündü. Bir dakika ya! Bugün günlerden ne? Cumartesi! Hogsmeade gezisi için zamanında kalkmıştı. Peki kimle gidiyordu ki? Ah doğru, James.

Flashback

Marlene Sirius'un göğsünde uyuya kalmıştı ve Sirius onu kızlar yatakhanesine taşıyor ama giremiyordu. Lily kapıyı açtı. Böylece Sirius da girebildi. Hangisinin Marlene'nin yatağı olduğunu Lily'e sorunca Lily usulca eliyle Marlene'nin yatağını gösterdi. Sonra oradan çıktı. Biraz özel alan isteyebilirlerdi. Ortak salona geri indi. Ama inerken Marlene'nin "Sirius?" diye mırıldandığını duyduğuna emindi. Ortak salonda James'in yanına oturdu. Sonra Sirius kızlar yatakhanesinden çıktı, yorgunca gülümseyerek onlara iyi geceler dedi ve erkekler yatakhanesine girdi. Remus zaten erkekler yatakhanesindeydi. Dorcas ve Mary de kızlar yatakhanesine çıktı. Ortak salonda sadece James ve ikisi kalmıştı. Lily sehpadan kitabını aldı. Kızlar yatakhanesine ilerledi ve tam kapıyı açacakken James: "Lils bekle!" dedi. Lily bekledi ve ona döndü.

James: Yarınki Hogsmeade gezisine birlikte gidelim mi diyecektim.

Lily düşündü. Gezi yarındı ve kimseyle gitmiyordu. Yani bazıları teklif etmişti ama Lily onları nazikçe geri çevirmişti. Açıkçası bunu niye yaptığını bilmiyordu. Ona kimin sormasını istediğini de bilmiyordu. James'in teklifini kabul etmek istiyordu. Ama kaç yıl peşinden koşan çocukla Hogsmeade'e gitmek yenilgiyi kabul etmek gibiydi. Ne yenilgisi Lils? Gururunu şu köşeye bırak lütfen.

Lily: Tamam. Yarın görüşürüz. İyi geceler, dedi ve James'e gülümseyip kızlar yatakhanesine girdi.

Ama bilmediği şey, James'in erkekler yatakhanesine girdiği anda kendini yatağa attığı, çünkü yarının hemen gelmesini istemesiydi.

Flashback sonu

Sirius

Dün olanlar gerçekten yaşanmış mıydı? Marlene'ne o iki kelimeyi gerçekten söylemiş miydi? Acaba Marlene hatırlıyor muydu?

Flashback

Sirius Marlene'le birlikte kızlar yatakhanesindeydi. Lily onlara biraz özel alan vermek için dışarı çıkmıştı. Lily her şeyi çözmüştü bu yüzden onlara yardım etmek için her şeyi yapıyordu. Sirius onun arkasından minnettarlıkla gülümsedi. Sonra Marlene'ne döndü. Marlene "Sirius." diye mırıldandı ama dahasını getiremedi. Sirius bir süre onun uyumasını izledi. Sonra düşündü. Acaba bir gün aynı pozisyonda Marlene'nin elini sıkarak çocuğunun doğmasını bekler miydi? (Evet saçmalamaya başladım galiba özür dilerim.) Bu düşünceyle gülümsedi. Marlene'ni çok seviyordu. Onunla bir aile kurmak istiyordu ama daha sevgili bile değillerdi. Bunlar çok ileri hayallerdi. Sonra bir an boşluğuna gelmiş olmalı ki Marlene'ne "Seni seviyorum." diye fısıldadı. Sonra odadan çıktı ve hala ortak salonda olanlara iyi geceler dedi. Az önce ne yaptığını ancak yatağına girince farketti. Tek istediği Marlene'nin yarın sabah bunu hatırlamamasıydı.

Flashback son

Marlene

Marlene Bugün Sirius'la Hogsmeade'e gidecekti. Her şey harika olacaktı. Yatağındaydı. İç sesi saati sordu. O da saate baktı. Tamam tamam tamam. Güzel. Saat daha 09.01 ve bugün Cumartesi. Hogsmeade'e 10.00'da gideceklerdi. Marlene yatağından kalktı. Giyinip hemen ortak salona indi. Gitmeden önce çok az bir şeyler atıştırmak istiyordu. Lily'i bekledi. Lily de geldiğinde birlikte büyük salona indiler. Marlene çok önemli bir şeyi unutmuş gibi hissediyordu. Ama kitabını yanına almayı unutmak gibi değil. Sanki... birinin ona söylediği bir şeyi unutmuş gibi.

(ARKADAŞLAR AKLIMA MÜTHİŞMEL FİKİRLER GELDİ BEKLENTİNİZİ GAYET YÜKSEK TUTABİLİRSİNİZ)

Bu düşünceyi kafasından çıkardı. Çok saçmaydı bir kere. Marlene'nin hafızası baya iyiydi. Hiç bir şeyi unutmazdı. Sonra Sirius gelip yanına oturdu. Ve her şeyi unuttu. Düşüncelerini, beyninde yer kaplayan saçma sapan şeyleri, her şeyi. Beynini unuttu. Sadece kalbi vardı. Ve o kalp da Sirius için atıyordu. Marlene yemeğini bitirmişti. Görünüşe göre Sirius da bitirmişti. Sonra yanına Gryffindor'dan olan ama Marlene'le hiç iletişim kurmayan Patrick geldi. Çocuk yakışıklıydı. Hem de baya yakışıklıydı ama Marlene'nin gözü Sirius'tan başkasını görmezdi ki.

Sirius

Yanlarına bir çocuk geldi. Sirius bu çocuğu biliyordu. Geçen gece Marlene onun göğsünde yatarken Sirius'a en kindar bakan çocuktu bu. Marlene bir şey demesini bekler gibi çocuğa bakıyordu. En sonunda çocuk konuştu "Marlene biraz yalnız konuşabilir miyiz?" dedi. Tamam, Sirius sinirlenmeye başlıyordu. "Tamam?" dedi Marlene kafası karışmış bir şekilde. Çocuk büyük salonun kapısını gösterdi. Marlene oraya yürüdü. Çocuk da peşinden gitti ve kapı kapandı.

Marlene

Çocuk ona döndü. "Marlene benimle çıkar mısın?" dedi. Marlene şaşırdı. Baya şaşırdı.

Marlene: Patrick ben üzgünüm ama, ben başkasını seviyorum.

Marlene yürümeye yeltendi ama çocuk kolunu tuttu. Marlene tekrar ona döndü.

Patrick: Tamam. Güzellikle sordum anlamadın. O zaman şöyle yapalım. Sen benim sevgilim olacaksın. Tamam mı?
Marlene: Pardon?
Patrick: *Marlene'ne tokat atar*
Marlene şok olmuştur. Bunun altında kalmayacaktır. İçindeki öfke gittikçe artıyordur. Çocuğa asasız dalar. İlk önce yüzüne tokat atar. Sonra onu bir judo hareketiyle sırt üstü yere düşürür. Sonra ona üst üste kaç kere yumruk atar bilmez ama çocuğun yüzü tamamen kan içinde kalır. Marlene iki yaz önce asasız olduğu zamanlarda kendini nasıl koruyabileceğini öğrenmek için muggle dünyasındaki bir kursa gitmişti. Ve baya başarılı olduğu belli oluyordu. İşin sonunda Marlene'ni haklı buldukları için ceza almamıştı. Ve çocuk hastane kanadına kaldırılmıştı. Çocuk hastane kanadından çıktıktan sonra da okuldan atılacaktı. Şuan mı? Şuan Sirius ile üçsüpürgeye yürüyorlardı. Hemen bir masa bulup oturdular ve iki Kaymak Birası söylediler.

Sirius

Sirius Marlene'nin yaptığı davranıştan çok etkilenmişti. Ve şuan Marlene sarhoştu. Evet evet, çok kaymak birası içerseniz sarhoş olabiliyordunuz. Sirius ise gayet ayıktı. Marlene sarhoş olunca çok tatlı oluyordu. Artık gitme zamanları gelmişti. Sirius Marlene'ni dükkandan çıkana kadar yürütmeyi başarabildi. Ama dükkandan çıktığı anda yere kapaklanacaktı ki Sirius onu tuttu. Güldü ve bunun başka bir şekilde olmayacağını fark etti. Marlene'ni kucağına aldı ve yürümeye başladı.

Marlene

Marlene sarhoş olduğunun gayet farkındaydı. Ama hareketlerini kontrol edemiyordu. Sirius'un kucağında Hogsmeade'den çıkmak üzerdeydiler. Kolları düşmemek için Sirius'un boynununa dolanmıştı. Ve nedense beyni sanki daha sonsuzmuş gibi hissediyordu. Yani mesela, bugün o unuttuğu şeyin ne olduğunu şuan hatırlıyordu. Dün gece Sirius ona onu sevdiğini söylemişti. DÜN GECE SİRİUS ONA ONU SEVDİĞİNİ SÖYLEMİŞTİ. Ama dediği gibi, hareketlerini kontrol edemiyordu. Bu yüzden yapılabilecek en aptalca şeyi yaptı: "Ha bu arada, Sirius, ben de seni seviyorum."

Sirius

Sen ne? Ne dedi o öyle ya? Gerçek olamaz bu. Değil mi?

Sirius: Pardon?
Marlene: Seni seviyorum işte. Arada gözlerinin o fırtına grisine dalıp gidiyorum, sen her kolunu omzuma attığında kendimi güvende hissediyorum, senin göğsünde uyuduğum uykular hayatımda daldığım en rahat uykulardı. Dur seviyorum çok basit kaldı, aşığım diyelim, dedi ve kıkırdadı.

En başta Sirius Marlene'nin bunu sarhoş olduğu için söylüyor sanmıştı. Yani, bunları da sarhoş olduğu için söylüyordu ama dediği her şey de yalan olamazdı değil mi? Sirius Marlene hala kucağındayken onu öptü. Kız karşılık verince Sirius sırıtmadan edemedi. Şuan ondan mutlusu yoktu. Çünkü az önce 1. sınıftan beri aşık olduğu kızın onu sevdiğini öğrenmişti.

BOOMMMM! *Yazar elindeki mikrofonu yere atar*Umarım beklentinizi karşılayan bir bölüm olmuştur. Eğer olmadıysa ben daha ne yapayım yani? Yorumlarda daha çok önce Blackinnon olsun dendiği için işte alın afiyet olsun. Bu bölümü yazarken ful 5 Seconds of Summer dinledim dkdğöfepkleş. Yarın görüşürüz. Hadi byee🍫

~iris🤍

He's Just A Friend - Jily, BlackinnonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin