BU BÖLÜM SANDIĞINIZDAN DAHA MÜQ OLACAK. (olmadı 😕)
Bu bölümü sizce kime ithaf edeceğim? Ne bileyim aq dediğinizi duyar gibiyim.
Bu bölüm en çok bekleyen: _ZGEK0812 'e :)
Medya ise favori undertale karakterim Undyne the Undying :)
Başlayın hadi aq kelleri.
Marlene
Sirius'la el ele yürüyorduk. (Yazar: azcık da blackinnon ;)) Tekrar Hogwarts'ta olmak çok
güzeldi. (Yazar: Tabii güzel olcak aq) Özellikle de böyle bir günde burada olmak onu çok mutlu etmişti. Marlene burayı çok özlemişti. (Yazar: zahmet olacak ama özel yane .dd) Her yere bir daha göremeyecekmiş gibi bakıyordu. Çünkü, belki ciddi anlamda burayı bir daha göremeyebilirdi. (Yazar: SENİN ÇOCUKLARIN OKUYACAK BURADA SEN HALA BİR DAHA BURAYA GELMEYEBİLİRDİ DİYORSUN) Gözü dolmuştu. Lanet olsun! Sirius şu an ona bakıyordu. Kaşları çatılmıştı. Anlamamıştı. Neden gözleri dolmuştu ki? (Yazar: ACABAAAA NEDEĞNNN?!!!) Marlene gözlerini yere dikti. (Yazar: no eye contact 👀) Yürüyorlardı. Marlene eve vardıkları anda tuvalete gitti. Ve kapıyı kilitledi.Sirius kapıya vurdu. "Marls!" diye seslendi. Bir süre daha geçince belli ki Sirius daha bir merak etmeye başlamıştı çünkü kapıya tekrar vurup tekrar konuştu. "Güzelim açsana şu kapıyı." Marlene en sonunda konuştu: "Sirius buradan çıkınca her şeyi açıklayacağım ama şu an beni rahatsız etmemen lazım." Sirius biraz bekledi. Sonra ise Marlene Sirius'un adımlarının usulca ve itaatkar bir şekilde uzaklaşmasını dinledi. O da işine koyulmanın vaktinin geldiğini düşündü.
Sirius
Sirius Hogwarts'tan çıkarken Marlene'nin gözlerinin dolduğunu gördüğüne yemin edebilirdi ama kanıtlayamazdı. Sonra da eve geldikleri anda Marlene kendini tuvalete kapatmıştı. Sirius'dan gitmesini rica ederken sesindeki heyecanı farketmemek mümkün değildi. Sirius düşündü. Neden böyle davranmıştı ki? Düşündü, düşündü. Sonra aklına bir fikir geldi. Yok canım! Olamazdı... değil mi? Aslında, neden olamazdı ki? Hayır! Kendini umutlandırmaktan başka bir şey yaptığı yoktu. Ama kafasının içindeki ses boşuna olmadığını söylüyordu. Bu nedenle o sesi dinledi. Birazdan eşi yanına gelip hamile olduğunu söyleyecekti. Evet. Sirius resmen beynine meydan okuyordu. Hadi bakalım! Ne olacak göreceğiz, diye düşündü. Sonra tam o anda Marlene tuvaletten çıktı. Yüzünde donmuş bir ifade, hiç bir şey okunmuyordu. Sanki az önce biri gözlerinin önünde ölmüş gibi. Sirius yataktan kalktı ve Marlene'ne doğru yürüdü. Ellerini tuttu ama Marlene hala tepki vermiyordu. Sonra Sirius hafifçe boğazını temizledi. Ve konuştu: "Marls?"
Marlene gözlerini yerden çekti ve dolu olan gözlerini Sirius'a çevirdi. Sonra ona küçücük bir gülümseme gönderdi. Ve o kelimeleri söyledi:
"Sirius... bir bebeğimiz olacak."
Sirius umutlanmakla haksız olmadığını öğrendiğinde şaşırmıştı. Ama bu iki kişilik küçük aileye bir üyenin daha katılacağını öğrendiğinde ise onun da gözleri dolmuştu. Ağzı açık bir şekilde Marlene'ne baktı. Marlene gülümsüyordu. Sonra Sirius Marlene'ni kucağına aldı ve döndürdü. Marlene'nin keyifle gülmesini zevkle izlerken aynı zamanda da Marlene'ni yüzünün hizasına indirdi ve onu öptü. Sonra da aklına Marlene'nin rüyasındaki sözler geldi. "Aileye hoşgeldin Thalia Black..."
Gelecek bölüm final :'(
Bu bölüm bu kadar kısa oldu çok özür dilerim.
Ama yazacak bişi yok :/
Özür dilerim
Sizi seviyorum.
Hoşçakalın :)
~iris 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He's Just A Friend - Jily, Blackinnon
Fanfiction꧁TAMAMLANDI꧂ F.R.I.E.N.D.S tadında bir kitap. Lütfen tüm bölümleri hayal ederek okuyun. Çok güzel oluyor dpsdkdpjxks Eğer ciddi bir hikaye bekliyorsanız en baştan söyleyeyim sadece iki bölüm falan ciddi geçiyor. "Bütün Ciddiyetimle Yemin Ederim Ki...